Korkular&

36.4K 1.2K 66
                                    

Bölüm şarkısı: Billie Eilish- Six feet under

"Ne yaparsam yapayım, ölüm beni bulacak. Ve o beni bulana kadar ben yaşayacağım."

İyi okumalar..

14.BÖLÜM: KORKULAR

Rüzgarın arsızca saçlarımı uçurmasına izin verdim. Nefeslerim derin, ve tazeydi. Denizin kokusu âdeta bahar getirmişti ciğerlerime. Taze havanın mayhoş kokusunu içime çektim. Deniz kenarında kumsalda oturmuş, denizin dalgalarını izliyordum.

"Denizi seviyorsun?"

Biraz sorgu, biraz da tesbit eded gibi konuşmuştu. Kafamı ona doğru çevirip mavi gözlerine baktım. Gözleri bir elmas gibi parlak gözüküyordu.

"Evet severim, sen sevmez misin?"

Kafasını olumlu anlamda sallayıp, denize çevirdi bakışlarını. Üzerine giydiği siyah yuvarlak kazak ona son derece yakışmıştı. Kumral sacları dağınık gözüküyordu. Sert bakışlarının esirinde ki deniz e çevirdim kafamı.

Gecenin etkisi ile deniz koyu mavi gözüküyordu. Yine de bu koyu mavilik çok hoş ve asil duruyordu. Aheste aheste esen rüzgarı tüm iliklerimde hissediyordum. Âdeta kanıma karışmışcasına ürperiyordum. Dudaklarımı ısırıp kuma doğru uzandım.

Gözlerimi kapattım bir anda. Bu anın tadını sonuna kadar çıkarmak istiyordum. Yanımda hareketlilik hissedince yanıma uzandığını anlasam da gözlerimi açmayıp anın tadını çıkardım. Bakışlarını yan profilimde hissetsem de açmadım gözlerimi. İsterse gidebilirdi, ben sadece uyumak istiyordum.

"Sorularıma cevap verilmemesinden hoşlanmam. Şimdilik seni azad ediyordum. Bir daha ki sefere sorularıma cevap vereceksin."

Hırçın, tehtitkar biraz da öfke barındıran sesiyle gözlerimi açtım. Kavisli kaşlarımı çatıp mavi gözlerine diktim bakışlarımı. Hırçın bakıyordu, hemde çok. Sinirlendiğini anlamak hiç de zor değildi. O sinirli bir adamdı.

"İş içerisinde değiliz Araf bey. Sorularınıza cevap vermek zorunda değilim."

Gözlerimin içine âdeta yırtıcı bir hayvan gibi bakarken, irisleri nin koyulaştığını hissettim. Dudaklarımı ısırıp korksam da bunu belli etmeye niyetim yoktu. İstemediğim birşey i zorla söylemek istemiyordum.

"İş yerinde değiliz evet, o yüzden resmiyete de gerek yok."

Tıslarcasına konuşmuştu. Gözlerimi bir kaç kez kırpıp ona bakmaya devam ettim.

"Peki Araf abi."

Mahçup sesim onu sinirlendirmiş gibiydi. Gözlerinin içinden tuhaf bir ifâde gelip geçmişti. Anlam veremiyordum, bir an duraksayıp yüzüne düz düz baktım.

Gözlerini gözlerimden çekip sertçe yutkundu. Transa geçmiş gibi sadece gökyüzüne bakıyordu. Derincene bir nefes aldığında inip kalkan gövdesine kaydı bakışlarm. Sonra yine sert yüz hatlarına cevrildi. Yüzünü inceliyordum bir yandan. Derin bir nefes daha alıp etli dudaklarını araladı.

"Bana abi demeni istemiyorum."

Son derece kararlı ses tonu garipsememe sebep olurken, sessiz kaldım. Belki de bir problemi vardı. Kim bilir belki küçük bir kardeşini kayıp etmişti. Yada belki de kendisini yaşlı hissetmek istemiyordu.

Hâlâ gök yüzüne bakarken "Peki Araf." dedim mahçup sesimle. Bunu söylemem ile bir anda kafasını bana çevirip derin bakışlarını esir etti yeşil gözlerime. Bakışı manidardı. Anlam veremesem de umursamayıp önüme döndüm. Güzel gözüken yıldızlara bakmak içimi açmıştı. Kötü şeyleri unutturmuştu bir anlık bana.

KURŞUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin