Multimedya: Nehir Hazar
Bölüm şarkısı: LP- lost on you
"Görünmeyeni görmek marifettir, asıl marifet kimsenin göremediğini görmekte."
İyi okumalar..
13.BÖLÜM: ONUN EVİ
Nefesim kesilmişti sanki, beynim işlevini durdurmuşcasına bana ağırlık veriyordu. Gözlerimi kısıp aynadaki yansımasına baktım. Donuk bakışları her zaman olduğu gibi yerindeydi. Dolgun, kalın dudakları sinirden âdeta kasılmıştı. Kavisli açık tonda kaşlarını öyle sert çatmıştı ki, bir an uzaklaşmak istedim. Ve o mavi gözleri; mavi ama sanki kızıllaşmıştı göz bebeklerinin içi. Mavi ve kırmızı dans ediyordu göz bebeklerinde.
"Araf Bey?"
Şaşkın gözlerim aynada bir ışık gibi patlamıştı. Şaşkın dudaklarım aralanmıştı. Bir kaç adım bana doğru atınca panikle yüzümü ona doğru çevirdim. Şimdi tam olarak karşı karşıyaydık.
"Burada o piç kurusuyla ne bok yiyordun!"
Sert ses tonu bir anlık irkilmeme sebebiyet verirken dudaklarımı ısırıp bir adım geriledim. Nefeslerim derinleşiyordu, ama onun nefesleri âdeta saatli bomba gibiydi.
Onu sinir eden şey neydi ki?
İçimdeki merak dürtüsü kendini gösteriyordu. Gözlerim nasıl bakıyordu bir fikrim yoktu, ama emindim ki hiç cesurca bakmıyordum. İçimdeki güçlü, korkusuz kız içimde bir yerlerde deli gibi saklanmıştı. Tir tir titreyen içimdeki o korkusuz kıza, saklandığı yerden çıkması için âdeta yalvarıyordum.
"Ben sadece.. Geldim işte."
Ellerimi koyacak yer bulamamıştım. Bedenimi âdeta bir iple tamamen sarmışlardı. Nedenini bilemiyordum, sanırım hayatımda hiç bu kadar kötü bakan birine rastlanmamıştım. Tedirginliğim sanırım bu yüzdendi.
"O Götverenle aranda ne var senin?"
Bir soru nasıl bu kadar sert sorulabilirdi ki? Ciddi anlamda beynimdeki merak duygusu bu soruyla bir eko gibi yankılanmıştı. Bir kez daha dudaklarımı ısırıp kafamı yere doğru eydim. Çok ince olmayan küçük parmaklarıma bakıyordum.
"O benim sevgilim."
Dedim titrek, çekingen, ve bir o kadar da mayhoş sesim ile. Kafamı kaldırmayarak konuşmuştum, lakin bakmamak için de direniyordum. Yalan söyleye bilen biri hiç olmamıştım. O yüzden birinin gözlerine bakıp yalan söylemek tam bir aptallık olurdu.
"Sevgilin mi."
Tükürürcesine konuştu. İçindeki sinir dalgalarını buradan bile hissediyordum. Yaydığı kötü enerji, beni de kötü etkiliyordu. Dudaklarımı bir kez daha ısırıp kafamı hafifçe olumlu anlamda salladım. İnanmasını tüm kalbimle ümit ediyordum. Yabancı insanlara sıkıntılarımı anlatmayı hiç sevmezdim, benden uzak durmaları en iyisiydi.
Ani bir hareket ile kalbim hızlıca atmaya başladı. İki kolumu da tutup beni kendine sertçe çekmişti. Nefesim bir bıçak gibi kesilirken, o bıçağın kalbime de dokunduğunu hissetim. Bana zarar vermeyeceğini biliyordum, evet. Lakin bakışları oldukça manidardı, beni korku tüneline tek binmiş bir çocuk gibi korkutuyordu.
"Cidden o pezevenk senin sevgilin mi?"
İnanamıyormuş gibi bir hali vardı. Gözlerimi bir kaç kez üst üste kırpıp, sinirden kızıllaşmış gözlerine baktım. Mavi gözler nasıl olur da bu kadar kızıllaşabilirdi ki. Derin bir nefes aldım bakışlarının esirinde. Kafamı bir kez daha, tereddüt ile salladım. Öyle yavaş sallamıştım ki kafamı, bunu gördüğünden emin değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURŞUN
Romance@Tüm hakları saklıdır ∆ Ses tonum ikna edici olacak ki kafasını olumlu anlamda sallayıp yüzüme yoğun bakışları ile bakmaya devam etti. Öyle yakındık ki geriye doğru adım atmak istiyordum. Bedeni bedenime değiyordu neredeyse, bu yakınlık beni rahatsı...