Barış hiçbir şey demeden elini yüzünü yıkayıp geri gelmişti. Dicle onun bu haline çok üzülmüştü. Bir zamanlar oda böyle kabuslar görüyordu.
##
Dicle: Gri?
Barış: efendim Dicle
Dicle: birlikte uyumak ister misin? Bende eskiden böyle kabuslar görürdüm. Sonra annem gelir sarılırdı bana. Ona sarılarak uyuyunca geçerdi.
Barış: rahatsız etmiyim ben seni Dicle uyu sen. Hem beni uyku tutmaz zaten.
Dicle: rahatsız olmam Barış. Hadi gel.
Barış: peki
**
Dicle ve Barış sarılarak uyuyorlardı.
Bu sefer ilk uyanan Barış oldu. Bulundukları durumu fark edince gülümsedi ve diclenin saçlarına küçük bir öpücük kondurdu.
Duvardaki saate bakınca artık kalkıp hazırlanmaları gerektiğini anlamıştı. Dicle'nin kokusunu bir kaç kere daha içine çekti ve Dicle'ye seslenmeye başladı.
Barış: Dicle, hadi uyan.
Dicle gözlerini yavaşça açtı ve Barış'a gülümsedi.
Barış: Günaydın Mavi
Dicle: Günaydın Gri
Barış: kahvaltıyı dışarda yapmaya ne dersin?
Dicle: mükemmel olur derim.
**
Dicle: Barış burası çok güzel, çok teşekkür ederim.
Barış: asıl ben teşekkür ederim, herşey için.
Dicle: sana teşekkür etmeyi yasaklıyorum Barış Bey.
Barış: peki Dicle hanım peki.
**
Dicle ve Barış ajansa beraber gelmişlerdi. Ama yanlış anlaşılmasın diye ilk önce içeriye Dicle girmişti, iki dk sonra da Barış.
Barış, Feris ile konuşmuştu. Beş gün sonra filmin tanışma yemeği vardı. Barış asistan odasında Dicle'yi göremeyince dikkat çekmemek için kimseye sormadan çıkmıştı ajanstan.
Barış: Mavi?
Barış: neredesin?
Barış: masanda yoktun
Barış: çıktım bende
Civciv: ya Barış kusura bakma
Civciv: benim acilen Ozan Dolunayın yanına gitmem gerekti
Civciv: ajansta değilim yani
Barış: yok önemli değil de merak ettim sadece
Barış: akşam bekliyorum o zaman
Civciv: Tmm akşam sendeyim.
**
Dicle: birşey lazım mı?
Dicle: çıkıyorum şimdi
Gri: evet bir şey lazım
Dicle: ney?
Gri: sen
Gri: şuan bir tek sen eksiksin
Dicle: geliyoruum
Gri: bekliyoruum
**
Barış: hoşgeldiniz hanımefendi
Dicle: hoşbulduk beyefendi
Barış: buyrun sofra hazır
Dicle: çorba ha?
Barış: evvet benim çorbam çok güzel olur. Hadi otur.
Masaya otururlar, herşey çok güzel ilerliyor dur. Taki Dicle çorbadan bir kaşık alana kadar.
Dicle: Barış?
Barış: Dicle?
Dicle: çorba çok güzel olmuş, sen neden yemiyorsun?
Dicle öyle diyince Barış da çorbadan bir kaşık alır. Ama hemen su içer.
Barış: bencede çok güzel olmuş. Ama bence ben menemen yapayım olur mu?
Dicle: o da çorba gibi çok güzel olmuyordur inşallah.
Barış: yok yok, merak etme aç kalmayız
Dicle: diyorsun?
Barış: yani inşallah aç kalmayız
Selam ben geldim. İki gündür çok yoğunum o yüzden geç oldu biraz. Umarım beğenmişsinizdir. Yorumlarınızı bekliyorum. İyi günler...