GRİ AJANS

309 26 12
                                    

Dicle: noldu sana yine annen mi aradı?

Barış: nasıl anladın?

Dicle: anlarım ben. Anlat bakalım ne diyormuş?

##

Barış: sabah sen uyurken aradı. Evlendiğimizi duymuş. Görüşmek istiyor. Kabul etmedim ama ısrar etti bende düşünücem dedim.

Dicle: barış ya gerçekten senin düşündüğün gibi değilse.

Barış: nasıl yani?

Barış Dicle'den yavaşça kollarını çekip arkasına yaslandı.

Dicle: belki gerçekten de seni seviyordu. Seni bırakmak zorunda kaldı. Bak bana. Ben hep dua ediyordum babam beni sevsin diye. Sen hiç annem beni sevsin diye dua etmedin mi?

Barış: ettim tabi. Etmez miyim? Belli bir süre her zaman annem beni sevsin diye dua ediyordum.

Dicle: benim duam gerçek olmadı ama senin ki gerçek olmuş olabilir. Bence annen ile otur ve uzun uzun konuş. İstersen affetme ama dinle onu Barış. Belki de seni gerçekten seviyordur.

Barış: aslında haklısın. Teşekkür ederim beni ikna ettiğin için. Ararım annemi bir konuşuruz. En azından dinlerim onu. Kafamdaki soruları sorarım. Teşekkürler Sevgilim.

**

Dicle: Feris hanım burası çok güzel.

Dicle ve Barış uçaktan iner inmez Feris ve Çınar'ın bulduğu ofise gittiler.

Feris: bence burası ajans için çok güzel olur.

Barış: bencede ben çok beğendim burayı.

Dicle: tutalım o zaman.

**

( Arkadaşlar bir ajans nasıl kurulur bilmediğim için kafamdan uydurucam kusura bakmayın.)

-1 hafta sonra-

Dicle ve Barış ofisi tutmuş, hukuki işlemleri halletmislerdi. Ajansın dekorları çok güzel olmuştu. Mavi ve Gri ağırliktaydı. Ve girişte kocaman GRİ AJANS yazıyordu. Gri kelimesi mavi, ajans ise gri şekilde yazılmıştı. Herşey mükemmel gidiyordu. Herkes temsil ettikleri kişiler ile konuşmuştu ve bazıları gelmiş ama bazıları ego ile devam etmeye karar vermişti. Aynı zamanda ego da dört tane başarılı menajerler ile çalışmaya başlamıştı.

Bugün resmi olarak gri ajans açılıyordu. Yoğun bir gün olucaktı. Çünkü gri ajans ile çalışmak isteyen herkes gelip yeni bir sözleşme imzalayacaktı.

Barış sabah erken saatlerde kalktı güzelce hazırlandı ve aşağıya inip kahvaltı hazırladı. Ardından tekrar yukarıya çıkıp Dicle'yi uyandırdı. Beraber kahvaltı ettikten sonra yola çıkıp ajansa vardılar. Dicle ajansa, Barış ise Dicle'ye gurur ile bakıyordu. Çok geçmeden içeriye girdiler. Herkes yavaş yavaş geliyordu. Mesai saatinin başlamasına on beş dakika vardı daha. Ama Dicle çok heyecanlıydı. Dicle ve Barış Dicle'nin odasına geçtiler.

Dicle: sevgilim senin bugün setin yok mu?

Barış: var ama şuan değil öğleden sonra. Ve bence ego ajansın ilk oyuncusu olarak sözleşme imzalayabilirim.

Dicle Barış'in bu söylediğine güler.

Dicle: peki o zaman Barış bey buyrun oturun da sözleşmeyi halledelim.

**

Dicle: öncelikle günaydın

Herkes: günaydın

Dicle: bugün bu ajansta ilk günümüz. Umarım güzel bir gün olur. İyi bir başlangıç yapmak istiyorum. Ve sizlerle çok teşekkür ederim hep benim yanımda oldunuz. Benim yüzümden işinizden oldunuz iyi ki varsınız.

Feris: canım o ne demek öyle. Sende iyi ki varsın.

Peride: kendini suçlu hissetme birtanem biz kendi istediğimiz için buradayız.

Emrah: hem Ceyda hanım dan da kurtulduk.

Çınar:  bence biz böyle daha iyi bir ekip olucaz ben inanıyorum.

Kıraç: bende inanıyorum. Kısa zamanda istediğinizden de iyi olucaz bence.

Gülin: evet biraz zor olucak belki ama olucak. Ben buna eminim.

Dicle: bana, bize güvenliğiniz için çok sevindim, teşekkür ederim. O zaman gün sonunda da bir toplantı yapalım ve kim bizimle kim değil bir değerlendirme yapalım. Ben size güveniyorum. Biz çok güçlü bir ekip olduk. Birazdan gelemeye başlarlar. O yüzden toplantı bitmiştir bence.

Selaam, yorumları bekliyorum ve iyi günler diliyorum canlar...

GRİ // DİCBARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin