''Seni seviyorum.''
''Güzelim? Ne oldu birden?''
''İçimden geldi Changbin,sen çok iyi bir insansın. Beni hiç utandırmıyorsun,hep mutlu olmanı istiyorum.''
''Neden böyle konuşuyorsun?''
''Dedim ya,içimden geldi.''
''Peki,gel yanıma.''
Yerinden yavaşça kalkıp sevgilisinin yanına uzandı,büyük olan kollarının arasına alıp saçlarına küçük öpücükler bıraktı.
''Yaptığın her şeyin arkasındayım sevgilim.''
Siyah saçlı sevgilisinin dudaklarına uzanıp minik bir öpücük bıraktı.
''Changbin,gitmem lazım bebeğim.''
''Hyunjin, yine mi gidiyorsun? Ne zaman geleceksin? Ben seni çok özlüyorum.''
''Hemen geleceğim.''
''Hyunjin gitm-''
***Gözlerini açar açmaz bir damla düştüğünü hissetti Changbin,yine gelmişti eşi rüyasına. Ara ara gelip bir şeyler söylüyordu,minik öpücükler bırakıp gidiyordu.
Nefesinin kesildiğini hissetti, aceleyle yatağından kalkıp krem rengi perdelerini açtı. Çığlık atmak istiyordu,içinde biriken her şeyi dışarı dökmek istiyordu. Gözleri acıyordu, vücudu ateş gibiydi.
Karanlık geceyi süsleyen yıldızlara baktı,başını ellerinin arasının arasına alıp yere çöktü. İçinde biriken her şey bir çığlık olarak döküldü dudaklarından. Hıçkırıkların arasında nefes almaya çalışıyordu. Bağırıyordu, sadece bağırıyordu. Kalbinde olan ağırlıkla baş edemiyordu.
Odanın kapısı açıldığında arkasına bakma gereksiniminde bile bulunmadı,kafasını ellerinin arasına almış, öne geri sallanıyordu bedeni. Ve bağırıyordu,sırtına değen el ile daha da deliye dönmüştü.
''Çık dışarı!''
''C-changbin...''
Duyduğu sesle bakışlarını arkasına çevirdiğinde Felix'i gördü. Ayağa kalkıp dolabına gitti,her zaman giydiği siyah gömleğini ve krem renkli pantolonunu hızlıca aldı,odadan çıkmadan önce koyu kahve gözleriyle Felix'e tekrar baktı ve odadan çıktı.
Felix ne olduğunu anlamamış bir şekilde odada kalmıştı, ona yardım eden adamı böyle görmesi canını acıtmıştı. Odadan çıkıp Changbin'in yanına gidecekti ama koridorda gördükleriyle duraksadı. Kai yere çökmüş elleriyle kulaklarına bastırıp ağlıyordu sessizce. Küçük çocuğu öyle gördükten sonra kafası iyice karışmıştı. Adımlarını hızlandırıp koridordan çıkacaktı ama Beomgyu kolundan tutmuştu.
''Hyung,gitme.''
''Onu böyle bırakamayız,neyi vardı?
''Hyung, daha sonra anlatır sana. Şimdi yalnız kalmaya ihtiyacı var.''
Felix kafasını sallayıp hâlâ yerde sessizce gözyaşı döken çocuğa baktı. Beomgyu'nun ellerinden kurtulup onun yanına gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘋𝘪𝘰𝘴 𝘋𝘦𝘭 𝘝𝘪𝘯𝘰/ 𝘊𝘩𝘢𝘯𝘨𝘭𝘪𝘹 ✔️
Fanfic'güzel olduğunuz kadar bencilsiniz bayım... ve yaşaması gereken bir bebeği öldürmeyi düşünecek kadar cani...' -mpreg-