"Yanlış yapıyorsun."
Felix saatlerdir ders çalışıyor, Changbin ise tepesinde durup en ufak yanlışında onu uyarıyordu.
"Changbin tepemde dikilmesene ya! Yapacağım varsa bile orada durduğun için yapamıyorum."
"Sınavda iki gözetmen olacak, alışsan iyi edersin."
"Ya git ötede dur azıcık lütfen, odaklanamıyorum."
"Soruyu yanlış yaptın, kaç kere anlattım sana bu konuyu?"
"Ama çok zor Changbin, matematik kaldırılsın."
Changbin gülümsedikten sonra sandalyede gergince oturan Felix'in sağ tarafından eğilip elinde ki kalemi alıp defalarca anlattığı konuyu tekrar anlatmaya başlamıştı.
Son derece ciddi bir şekilde soruyu anlatırken, Felix yakınındaki yüzü dikkatlice izliyordu fakat dediklerini duymuyordu bile.
"Yüzüme değil kitaba bak Felix."
"Hı?" Felix utanıp kafasını eğdikten sonra aklına gelen fikirle ayağa kalktı.
"Eun ağlıyor gidip bakayım-"
Changbin derin bir nefes alıp ayağa kalkan çocuğun omuzlarına bastırarak geri oturttu.
"Ağlamıyor Felix."
"Bakayım ben yine de."
"Sen otur sorunu çöz, ben bakarım."
"Off!"
Changbin gülerek salondan çıkmıştı, Felix kendi kendine söylenirken çok geçmeden Changbin kucağındaki bebeğe gülerek salona girdi.
Felix kalkamaya yeltendi fakat Changbin'in 'hareket etme' bakışları yüzünden sandalyesine geri oturdu.
"Sen sorunu çözüyorsun ben Eun'a bakarım."
"Yemek yedirmem lazım ama..."
"Benim yediremeyeceğimi mi düşünüyorsun?" dedi kaşlarını kaldırarak.
"Yani yedirirsin de..."
"Evet yediririm tabii ki!"
"Altını da değişmem lazım-"
"Felix otur dersini çalış, ben hallederim." sesi sinirli çıkmıştı.
"Peki..."
Changbin sinsice sırıtırken Felix kafasını masaya koymuş bıkkınca Changbin'e bakıyordu.
"Hemen şu an dünya yok olsun, lütfen tanrım..." diye söylendi.
"Bir şey mi dedin?"
"Hayır..."
"Güzel."
Changbin, Felix'in sınırlarını zorladığını biliyordu, şu an çözeceği sorudan verim alamayacağını da biliyordu ama kendi kendine söylenen Felix onun için çoğu şeyden daha güzeldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘋𝘪𝘰𝘴 𝘋𝘦𝘭 𝘝𝘪𝘯𝘰/ 𝘊𝘩𝘢𝘯𝘨𝘭𝘪𝘹 ✔️
Fanfiction'güzel olduğunuz kadar bencilsiniz bayım... ve yaşaması gereken bir bebeği öldürmeyi düşünecek kadar cani...' -mpreg-