"Felix! Biraz daha gergin olduğunu hissedersem kızacağım, bak Eun da hissetti gerginliğini ve huysuzlaştı."
Changbin kucağında tuttuğu minik bebekle odalarının içinde gezerken, Felix tepkisizce karşısında ki duvarı izliyordu.
Bu arada evet odaları...
Birlikte uyudukları gecenin sabahında Changbin ani bir kararla Eun'un beşiğini kendi odasına taşımıştı ve Felix'le aynı odada kalmaya başlamışlardı.
Kucağında tuttuğu bebeğin nefesleri düzene girince Changbin gözlerini pembe saçlıdan çekip küçüğe baktığında uyuduğunu görmüştü.
Yavaşça beşiğine bıraktıktan sonra Felix'in önünde diz çöküp ellerini tuttu."Bak Felix emin ol korkacağın hiçbir şey yok, aylardır stres yaptığın şey yarın bitecek. İstersen kötü bir sonuç gelsin, senden önemli değil. Daha sonra tekrar deneriz, yine olmazsa yine deneriz gerçekten sorun yok. Şimdi uyuyalım olur mu?"
Felix kafasını salladıktan sonra yatağın üstünde emekleyerek yorganın altına girdi. Changbin de hiç beklemeden Felix'in yanına uzandı ve elini yanağına koydu.
"Şimdi yarınki sınavı düşünüp uykunu kaçırma sakın tamam mı? Uyu hadi, sen uyuyana kadar uyumayacağım."
Felix tekrar kafasını salladıktan sonra Changbin'in dudaklarına öpücük bıraktı.
Tam geri çekilecekken Changbin elini Felix'in beline koyup kendine yaklaştırmıştı.Dudaklarını tekrar birleştirdi ve yumuşak pembelikleri nazikçe öptü.
Felix bir yandan elini Changbin'in saçlarında gezdirirken bir yandan da diğer eliyle esmerin boynuna daireler çiziyordu. Nefes almak için ayrıldı Felix fakat Changbin hızla pembe dudakların kenarına bir öpücük daha bırakıp geri çekildi.
Felix ellerini Changbin'in göğsünde birleştirdi.
"Hadi uyuyalım."
Changbin pembe saçlının uyuduğuna emin olduktan sonra parmaklarını çillerinin üstünden gezdirip yavaşça öpücük bıraktı ve kendi de uykuya daldı.
***
''Changbin!''
Felix yatakta dizlerinin üstüne oturmuş hâlâ uyuyan adamın omzuna yumuşakça dokunuyordu.
''Changbin uyansana! Sınava geç kalacağım.''
Changbin gözlerini açarken son duyduğu cümle ile hızla yerinden doğrulmuş ve komodinin üstünde duran saate bakmıştı.
''Felix! Saat daha sabah beş?''
''Olabilir ama ya başımıza bir sürü iş gelirse?''
Changbin derin bir nefes alıp küçüğün kolundan tutarak yanına yatırdı. Ve kollarını ona sıkıca sardı.
''Hareket e-edemiyorum.''
''Biliyorum Felix, saat daha çok erken uyu biraz daha. İki saat sonra uyanırız kahvaltı yapıp çıkarız.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘋𝘪𝘰𝘴 𝘋𝘦𝘭 𝘝𝘪𝘯𝘰/ 𝘊𝘩𝘢𝘯𝘨𝘭𝘪𝘹 ✔️
Fanfiction'güzel olduğunuz kadar bencilsiniz bayım... ve yaşaması gereken bir bebeği öldürmeyi düşünecek kadar cani...' -mpreg-