DUYGUSUZ

28 / rutine dönüş

  yazın geldiğini zannederek hırka alıp çıkmıştım evden, bir süre sonra parmaklarım üşümeye başladı ve hırkamı parmaklarımın üzerine çektim. fayda etmeyeceğini anladığımda ellerimi birbirine sürterek ısıttım biraz olsun üşümesi azalmıştı, hala evden çok uzak değildim ama dönüp üzerime birşey almayacaktım. çünkü.. soğuğu, üşümeyi seviyorum. burnumun üzerine düşen su damlasından anladığım kadarıyla yağmur yağmaya başlamıştı, pes edip eve daha kalın birşey almak için dönecekken Ushana çarptım,
"Lan senin ne işin var burda"

"takip ediyorum seni"

"niye manyak mısın"

"gerizekalı bu havada bunlarla dışarı çıkan sen değil ben manyağım dimi"
elime ceketimi tutuşturdu,
"al şunu donmasın götün, ayrıca takıldığın bir it varmış bizimkiler görmüş sizi?"

"ne"

"aptal ayakları, hmm güzel, inanmış gibi yapabilirim iki saniye"

"..."

"evet süremiz doldu. şimdi hesap veriyorsun, ne boklar çeviriyosun sen"

"ya abi kim ne görmüş ne demiş inan hiç bilmiyorum ama lütfen cahil cahil davranma arkadaşımı görmüşlerdir"

"bak kafanı kopartırım senin sen bi değiştin"

"ya sen, neden bu kadar sinirlisin noldu kuyruğuna mı bastılar abicik"

"milletin ortasında seni öldürmek istemiyorum şimdi tıpış tıpış okuluna yaylan elimde kalma"

gözlerimi devirdim, gereksiz kasıntı davranıyordu bu aralar sebepsizce, neeyse elbet çıkardı kokusu bununda kulaklığımı takıp ilerlemeye başladım."

:perdenin ardındakiler-düşlerim zifiri karanlık:(dinlemek isterseniz)

ritmik adımlar atmaya çalışırken su birikintisinde zıpladım uzun süredir yağmur yağmıyordu ve toprağın kokusu çok hoşuma gitmişti. özlemişim..
okula vardığımda bahçe kapısından içeri girdim burak ozan berke birden bana döndüler bende mecbur hissederek yanlarına yöneldim.

"nasılsınız?"

burak saçma saçma sırıtıp,
"iyiyiz yeng-"

ozan dirseğiyle dürttü
"biliyosun bazen nöronları çalışmıyor"

burak o kadar garipti ki yüzü kızarmış heycandan heran zıplayabilecek gibi bakarak sürekli sırıtıyordu

berke,
"iyiyiz sen nasılsın?"

"iyi gibiyim de, siz bi garipsiniz"

burak,
"bizz çok iyiyiz hahaha seni sormak lazım civcivcik"

"anlamadım"

burak,
"biraz bişeyler gördük aldırma sen çok bize yoksa yeni miss turkey çete queen sen mi seçildin"

ozan,
"kanka allah için bi sus korktu kız amnakoym"

burak bana yaklaşıp kolunu omzuma attı diğer eliyle yanağımdan makas alarak, "biz sizi birazcık izlemiş olabiliriz"

ayaklarımdan yukarı çıkan alevler üstümden dökülen bunlarla karışınca iğrenç hissettim.

berke,
"hahahdhaja kızardı bu"

bunu demesiyle daha da çok kızardığımı hissedebiliyordum.

ozan beni çekip aldı kollarından
"lan gitmeyin kızın üstüne yazık utanıyo işte"

bu olmadı işte ozan, sensin yazık neyse ki biraz kurtulmuş sayılırdım, etrafa bakındım çağan hala gelmemişti.

"çağan nerde kaldı"