Geçmişte yaşadığınız bir olay yüzünden, aklınıza geldikçe kalbinizin teklediği nefes alışverişinizin sıklaştığı midenizi sıkıştıran bir zaman vardır işte o zamanlardan birindeydim bende. Bardağımdaki kahvemi yudumlarken ansızın oluşan düşünce bulutlarıma engel olamadım. En yakın arkadaşımın yaptığı bu saçma, sinir kat sayımı her saniye arttıran ihanet olayı yüzünden boktan sekizinci sınıf dönemlerimde arkadaş edinememiştim. Travma gibi geçirdiğim bu kısa dönem her düşündüğümde kan akışımın hızlanmasına ve başımdan kaynar suların dökülmesine sebep oluyordu. Hala nasıl yapabildiğini aklım almazken ses çıkaramamın salaklığına yanıyordum. Bilir misiniz platonik sevmenin hastalığını? kıskanırsın bişey diyemezsin, sinir olursun bişey diyemezsin, söylemen gereken onca şey varken sesini çıkaramazsın
Platonik olmanın en acı veren yanlarını bende bilirim.. Biriktirdiğim onlarca sevgimi yüzüne söyleyemeden, elimden alınması acıyı en çok veren kısım.. En yakın arkadaşım diye bahsettiğim bu kişi, Ebrar'a başlarda güvenmediğim için bahsetmemiştim sevdiğim çocuk olan Gökberk'ten, sonrasında ona anlattığımda neden onunla konuşmadığımı sordu. utandığımı söylediğimde ise eğer istersem onunla konuşup beni tanıştırabileceğini söylemişti. Neden bu dediğine kanmıştım inanın hiç bilmiyorum. Şuan anlatmak kolay, o zamanlarda çok sevdiğim için o bana sanki insan üstü varlıkmış gibi gelirdi, onunla konuşmayı bırakın gördüğüm zaman bacaklarım birbirine dolanırdı.. Dediğine inandığım günün ertesi sabahı okula gelirken kapıda görmüştüm Ebrar ı, yüzünde anlam veremediğim bir gülümseme vardı. Sebebini sorduğumda ise saçma sapan şeyler söyleyip geçiştirdi, sınıfa vardığımızda hala sırıtıyordu sezdiğim bu gizemi sorgulamak istemiştim fakat teneffüs zili çaldığında hemen kayboldu. Tuvalete gitmek için bende sınıftan ayrıldım, koridorda yürürken yere bakıp en sevdiğim müziği mırıldanıyordum.
Gelen tanıdık gülüşme sesleriyle başımı kaldırdım. Şaka galiba bu.. Çünkü şaka olmalıydı gerçekten komikdi.. yoksa değil miydi? ne duygu hissetmem gerektiğini bilmiyordum yada o duyguyu hissedemiyordum.. kalbimin parçalanma seslerinden olsa gerek duyamıyordum duygularımı, sıkışan kalbimin üzerine elimi koydum bu iğrençlikte bir insan olabilir miydi yoksa iğrençliği yapana insan denir miydi? Gözlerimin bana oyun oynadığını düşünmeye başlamıştım çünkü gördüğüm görüntüyü gerçeklikle bağdaştıramıyordum. Tutuşan ellerin sahibine gözlerimi kaydırdığımda Ebrar ve Gökberki gördüm..
Görmezden gelmeye çalışarak hızla tuvalete ilerledim, derse girecek halde değildim..Kapıyı arkamdan kapatıp yavaşça bacaklarımın üzerine eğildim, elimi yüzüme koyarak gözlerimden akan yaşların süzülmesine izin verdim nasıl yaparsın bana bunu?! Nasıl.. Hışımla yerden kalkıp aynaya baktım parmaklarımı süzülen gözyaşlarımda gezdirdim.. Maskaramın akması pandaya benzememe sebep olmuştu, güldüm. Ciddiyet veremediğim bu olay yüzünden gülmeye sebep arıyordum, yaşadığım olayların aksine çatallaşmış sesimle kahkaha attım. Sanırım kafayı yiyiyordum bunu sana ödeteceğim Ebrar hem de ağır ödeyeceksin..
Sınıfa döndüğümde Ebrar benim onları gördüğümü fark etmiş olsa gerek sahte üzülmüş ifadesini oynuyordu yanına gidip çantamı aldım,
"bu kadar gurursuz bir insan olduğunu bilmiyordum."
Nerdeyse göz yaşı bile akıtacaktı, üzgün olduğunu söylüyordu sürekli, kaç defa özür dilediğini bilmiyordum saymamıştım. Ama yaptığı özürle affedilecek bişey değildi sinirimi içimde tutarak çantamı omzuma takıp ön sıradaki Ayla'nın yanına geçtim.Kafama takılan bu olayı unutmam zor oluyordu elimin tersiyle oluşan düşünce bulutlarımı dağıttım, belki de unutmamam gerekirdi zaten.
İntikamımı daha iyi alabilmek için..
Geçmişimin verdiği içimi sıkıştıran bu duyguyu parçalamaya çalışarak mutluymuş taklidi yapıp kahvemi yudumladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUYGUSUZ
Rastgeleo çok sevdiği sigarasını aldı dudaklarının arasına ve ciğerlerine çekti. Artık hiçbişey hissedemiyorum Gazel.. ------------🌼-------------- Herkes tarafından küçük görülen okulun ezik kızı Gazel yakın arkadaşı tarafından ihanete uğrar ve yaz tatili...