12

2.4K 287 82
                                    


Minho uyandığında rahatsızca gerindi. Dün ağlarken uyuyakalmıştı. Dünü hatırlamak bile istemiyordu. Büyük bir salaklık yapmıştı. Nasıl Jisungunda onu sevebileceğini düşündü ki? Jisung güzel kadınlar ile ilgilenen bir adamdı. Minho gibi bir adama asla bakmazdı. Sadece bir arkadaş olurdu. Gerçi bundan sonra arkadaş olarak kalacaklar mı bilmiyordu. 

Yaptığı salaklığa rağmen yine de Jisunga kızgındı. Neden onu sevmiyordu ki? En azından bir şey diyebilirdi öylece susması her şeyi daha kötü yapmıştı. Yataktan kalkmadan önce kararını verdi.

Jisung onun için sadece dizi partneri olarak kalacaktı. Jisungunda bunu istediğinden emindi.

Günlük işlerden sonra kahvaltı için mutfağa yöneldi. Jisung üstündeki önlükle ve ağzıyla tuttuğu bir ritimle yemek hazırlıyordu. Lanet olsun önünde böyle bir görüntü varken nasıl trip atabilirdi ki? 

Yüzündeki ifadeyi ciddi veya kızgın tutmaya çalışarak sandalyeyi çekti ve oturdu. Jisung arkasında duyduğu seslerle döndü. Minhoyu görünce kocaman gülümsedi fakat Minhonun ona asal bakmadığını ve gülümsemediğini görünce yüzü düşmüştü. 

Dün ki geceden dolayı böyle olduğunu düşündü. Aslında dün neden cevap veremediğini kendisi de bilmiyordu. Zaten cevap verse bile ne diyeceğini bilmiyordu ki.

Elindeki son tabakları da masaya koyduktan sonra yüzündeki gülümsemeyi bozmadan sandalyeye oturdu. Minho hiçbir şekilde Jisunga bakmamaya çalışıyordu fakat kabul ediyordu ki bu kesinlikle zordu. Trip atacağı gün daha bir yakışıklı mı olmuştu ne? 

"Minho" Jisung konuştuğunda Minhonun yediği yemek nerdeyse boğazında kalacaktı. Ciddiyeti bozmamak için öksürmedi onun yerine kendisini zorlayarak su içmeye çalıştı.

"Dün gece için ben-" Minho su içmeye çalışırken öksürmüş ve bu sefer su da boğazında kalmıştı. "Minho iyi misin?!" Jisung hemen kalkıp Minhonun yanına koştu ve sırtına hafif vurmaya başladı. Minho kafasını salladı. Daha fazla rezil olmadan kalkıp odasına gitti. 

Jisung ise yaptığı onca yemeğin boşa gitmesine üzülüyordu.

Minho odasına girdiği gibi kısık öksürüklere devam etti. Kalbine sakin olmasını söyleyip yatağına geçti. Daha ne kadar rezil olacaktı? Yastığa kafasını gömüp bağırdı. Telefonu çaldığında eline alıp arayana bile bakmadan açtı.

"Ne var be!"

"Annene bağırma!"

Telefonu kulağından uzaklaştırıp isme baktı. Tamam bugün fazla şanssızdı.

"Ha anne özür dilerim senin aradığını bilmiyordum"

"Ben aramasam bile telefonu böylemi açıyorsun sen!"

Minho gözlerini devirdi. "Eee?" 

"Bugün benimle alışverişe çıkacağını söylemiştin unuttun mu?!" Annesi yarı ağlamaklı sesiyle söylediğinde Minho bu göz yaşların timsah göz yaşları olduğunu biliyordu. 

"Tamam anne bir kaç dakikaya gelirim" 

"Kartını getirmeyi unutma"

"YA! Senin kartın yok-"

Annesi suratına kapatmıştı. Minho göz devirdi ve saçlarını karıştırdı. "Manyak kadın" Tekrar ayağa kalkıp hazırlandıktan sonra odasından dışarı çıktı. Planı Jisunga yakalanmadan evden çıkmaktı. Fakat hayat her zamanki gibi Minhoya orta parmağını göstermeye devam ediyordu.

"Minho? Bir yere mi gidiyorsun?" 

"Yo kim demiş?"

"Giyinmişsin ve kapının kulpunu tutuyorsun?"

Minho kulpu tuttuğu elini indirip cebine attı. "Ee yani?" Jisung hemen kalkıp yanına adımladı. "Seni bırakabilirim." Minho aceleyle kafasını salladı "Olmaz!" Jisung Minhonun elini tuttu ve dudağını büzdü. "Lütfen dün yaptığım şey için özür dilemek istiyorum"

Minho elini geri çekti "Ne yaparsan yap" Demişti fakat geliyor mu diye arkaya bakan yine oydu.

Jisung hemen bir ceket alıp ayakkabılarını giydi ve Minhonun yanına koştu. "Ben sürebilirim?" Minho cebinden anahtarı çıkarıp Jisunga fırlattı. Jisung harika refleksleriyle anahtarı yakalayıp arabayı çalıştırdı. 

"Minho gerçekten dün için çok üzgünüm seni çok kırmış ol-"

"Kes sesini ve sürmeye devam et elimin tersindesin bir çarparsam görürsün" 

---------------------

*-*

Love Movie - MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin