Jisung banyodan yarı çıplak ve ıslak saçlarını bir havluyla kurulayarak çıktı. Mutfağa girdiğinde Minho arkası dönük yemek hazırlıyordu. Jisung bu görüntüyle gülümseyip havluyu omuzların koyup kapıya yaslandı. Sevgilisini böyle izlemek çok hoşuna gidiyordu. Bazı sabahalar Minho daha erken kalkar kahvaltı hazırlardı. Jisung ise hiç rahatsız etmeden bazen kapıdan izler bazen dayanamayıp arkasından sarılırdı.
Minho tabağı masaya yerleştirmek için arkasını döndüğünde hala ıslak olan yarı çıplak vücudundan su damlacıkları akan ve kapıya yaslanıp yüzündeki gülümsemeyle onu izleyen sevgilisini gördü. Şuan bu görüntü gerçekten harika görünüyordu. Öyle ki hemen gidip boynuna atlamak ve bir kaç saat sonra katılacakları toplantıyı umursamadan sevişmek istedi.
Jisung yaslanmayı bırakıp yüzündeki gülümsemeyi silmeden sevgilisine yaklaştı ve belinden tutup kendisine çekti. Minhonun kolları hemen yerini bulup omuzlarına gittiğinde Jisung eğilip dudaklarına bir öpücük kondurdu. "Günaydın bebeğim" Minhonun yanakları hafif kızarmaya başlarken gülümsedi ve kendisi de küçük bir öpücük kondurup "Günaydın sevgilim" dedi.
İkisi de aslında hala nasıl bu duruma geldiklerini anlayamıyorlardı. Daha bir kaç gün öncesinde kavga ederken şimdi birbirlerine sevgilim bebeğim diyorlardı. Fakat birbirlerine daha fazla öpücük vermek varken neden bu saçma düşünceyle zamanlarını boşa harcasınlar ki değil mi?
Her şey harika giderken tek sorun Jisungun o gün adamı dövmesi yüzünden haberlere çıkması ve bugün şirket tarafından çağırılıyor olmasıydı. Onu kovacaklardı bu çok belliydi. Ama işin aslı şu ki Jisung bunu zerre umursamıyordu. Bu işe ilk bulaştığında tek amacı para kazanmaktı fakat şimdi paradan daha güzel bir şey kazanmıştı. Hem zaten Jisungun ünlülüğünden dolayı kafe de satışlarda artmaya başladığı için kafe de iyi durumdaydı.
Her şeyi şuan ellerinin arasında ona gülümserken gerisini neden umursasın ki?
"Jisung sana diyorum?" Minho iki saattir dalmış Jisunga hangi yemeği yiyeceğini soruyordu fakat Jisung eski günler düşünmekle o kadar meşguldü ki Minhonun dediklerini duymamıştı. Kafasını hafifçe sağa sola sallayıp kaşlarını havalandırdı ve sevgilisine baktı. "Efendim bebeğim?"
Minho Jisungun kollarından çıkıp masayı işaret etti. "Hangisinden yiyeceksin?" Jisung herhangi bir yemeği işaret ettikten sonra masaya kuruldu. Minho ona yemeğini koyduktan sonra kendisi de masaya geçti. Birlikte yemeklerini yiyor bazen birbirlerine yediriyor bazen se şakalaşıyorlardı.
Ortalık biraz durulduğunda Minho Jisunga dönüp sahte bir öksürükle dikkatini çekti. Jisung lokmasını çiğnerken kafasını Minhoya çevirdi ve konuşmasını bekledi. "Jisung seni bugün neden şirkete çağırdıklarını biliyorsun" Jisung ciddi konulara geldiklerini fark ettiğinde lokmasını yuttu ve suyundan bir yudum alıp kafasını salladı.
"Bundan sonra ne yapacaksın peki?" Jisung omuz silkti ve masada duran Minhonun elini elleri arasına aldı. Sevgilisinin onun için endişelenmesi bir nevi hoşuna gitmişti ama bu gereksizdi zaten eninde sonunda bu işi bırakacaktı. "Bir restoran açmayı planlıyorum" Minho sevgilisine gülümseyip yanağına öpücük kondurdu. "Her zaman yanındayım" Jisung kafasını salladı ve omzunu silkti.
"Zaten sen de benimle geliyorsun"
Minhonun kaşları çatılırken Jisung kendisini açıkladı. "Şirketin seninle kavga hakkında konuşmak için çağırdı görmedin mi?" Minho hemen yanında duran telefonuna bakıp mesajlarını kontrol etti. Gerçekten de şirketinden bir mesaj gelmişti. Fakat o sabah uyandığında kalçasındaki ağrı ve yüzüne kondurulan sayısız öpücüklerle fazla dalgındı.
"Ben tam bir salağım"
Jisung gülüp parmaklarıyla çok az kalacak bir mesafe gösterdi. "Belki biraz" Minho Jisungun omzuna hafif sert bir şekilde vurdu ve gülerken Jisunga dil çıkardı. "İnsan hayır bebeğim sen süper hüper zekasın der" Jisung gülüşleri arasında Minhonun yanağını öptü "Tamam tamam süper hüper zekalı sevgilim benim" Minho zaferle sırıtırken Jisungun önündeki yemeği gösterdi. "Hadi bitir şunu geç kalacağız yoksa"
Jisung sağ elini alnına götürüp asker selamı verdi. "Emredersiniz lordum" Ardından gülüşerek yemeklerini yemeye devam ettiler.
///
İkili el ele tutuşmuş şirkete vardıklarında derin bir nefes aldılar. Birbirlerine güven verircesine ellerini sıktılar. Jisung dayanamayıp Minhonun yanağına bir öpücük kondurdu. Minho gülümserken arabadan indiler ve doğruca şirkete girdiler. Asansörle çıkarken Minho stresinden dudaklarını ısırmaya başlamıştı bile. Jisung Minhoyu omuzlarından tutup kendisine çevirdi. Birbirlerine sevgi dolu bakarken Jisung ciddileşti.
"Şuan çok önemli ve özgüven pompalayan şeyler söylemem gereken sahne biliyorum fakat yazar hiçbir şey bulamadığı için sadece bu konuşmayı okuyorsunuz"
Minho gülerek Jisungun omzuna vurdu ve sıkıca sarıldı. "Seni seviyorum" Jisung Minhonun belindeki tutuşunu sıkılaştırdı ve onu olabilirmiş gibi daha çok kendisine çekti. "Ben daha çok" Minho gözlerini devirirken onunla böyle bir laf dalaşına girmekten kaçındı ve sadece gülüp geçiştirdi.
Asansör kapısı açıldığında tekrardan el ele tutuştular ve asansörden indiler. Minho hala stresliydi fakat yanında Jisungun varlığını hissetmesi onu sakinleştiriyordu. Bir odaya girdiklerinde odada sadece Felix ve Hyunjin vardı.
Birbirlerine sarılıp küçük selamlaşmadan sonra odada garip bir sessizlik oluştu. Hyunjin dayanamayıp aklındakiler idile döktü. "O zaman çıkıyorsunuz?" Jisung hemen kafasını salladığında küçük çağlı bir çığlık atmıştı.
Herkes ona garip bakışlarını yollarken o sadece ikilinin mutluluğuna odaklanmıştı. "Sizin için çok sevindim" İkili gülüp birbirlerine baktıktan sonra Jisung elini Minhonun beline koydu. "Evet bende çok sevindim"
Felix ellerini cebine atıp sahte öksürük ile dikkatleri üstüne çekti. "Sizinle ne hakkında konuşacaklarını biliyorsunuz" İkili aynı anada kafalarını sallayıp onayladılar. "Biliyorum sizinle hala görüşmeye devam edeceğiz fakat yine de sizinle çalışmak harikaydı" Yüzündeki ışıltılı gülümseme ile konuştuğunda Hyunjin Felixe yaklaşıp sarıldı "Ağlatacaksın beni" Felix hemen Hyunjini üstünden attı "Sana ne oluyor be" Hyunjin geri çekildiğinde omuz silkti. "Ne bileyim moda girdim"
Herkes gülmeye başladığında Jisung Felixe yaklaştı ve sarıldı. Felix bu itmek yerine bu sefer sarılışına karşılık verdi. Jisung geri çekilirken kulağına fısıldadı. "Her şey için teşekkür ederim" Felix Jisungun omzuna vurdu. "Ah kes sesini ağlatacaksın beni" gülerek geri ayrıldılar ve tekrardan konuşmalara devam ettiler.
Onlar gülüşmelerinin arasında konuşurken kapı açıldı ve içeri bir kadın girdi. "Jisung ve Minho sizi çağırıyorlar" İkili ellerini sımsıkı tutarak odadan ayrıldılar. Bu odadan çıkıp şirket sahiplerinin odasına girdiklerinde eski sayfayı geçip yeni sayfayı çevireceklerini biliyorlardı. Birlikte yeni bir sayfa için el ele yürdüler.
------------------------------
Bir dahaki bölüm final...
Biliyorum kısa oldu fakat sorun şu ki gerçekten artık fice ne yazmam gerek falan bilmiyorum. Zaten yeni ficlere başlayacağım bunun için ficleri çabucak bitirmeye çalışıyordum. Biraz da batırdığımı falan hissediyordum yani bitirmek en iyisiydi.
Oy ve Yorumlarınız kıymetlimis~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Movie - Minsung
Fanfiction!✔! Yakışıklı oyuncu Minho evini zar zor geçindirmeye çalışan kafe çalışanı Jisung ile bir dizi çekiminde tanışırlar. {Seme Jisung}