Sonunda ikilinin röportajları bittiğinde son kez fotoğraflar çekilmiş imzalar verilmişti. İkili şuan bekleme odasında oturuyordu. Bütün gün gülümsemek kesinlikle yorucuydu. İçeriye Hyunjin ve Felix girdiğinde ikisi de oturdukları koltuklarda doğruldular.
"Pekala güzel geçti değil mi?" Jisung Felixin sorusuyla kafa salladı. Hyunjin ise Minhonun yanına oturdu. "Üzgünüm bir çok kez onlara bu konuyu açmamalarını söyledim fakat beni dinlemiyorlar" Minho kafasını salladı ve sorun olmadığını belirtti. Jisung hemen yanlarına gidip Minhonun önünde durdu.
"Bir sorun mu var?" Minho Hyunjine bakıp kafasını olumsuz anlamda salladı. Jisung daha çok meraklanmaya başlamıştı. "Minho lütfen bana söyleyebilirsin" Minho tekrar kafasını salladığında Jisung derin bir nefes alıp verdi. "Röportajda sana bir soru sormuşlardı bir dedikodu. Nasıl bir dedikodu?" Minho ayağa kalktı ve odadan ayrılırken konuştu.
"Seni ilgilendirmez"
Bu dedikodu her konuşulduğunda Minho sürekli sinirlenip kaçıyordu. Hyunjin de onunla birlikte odadan çıktığında Jisung Felixe doğru ilerledi. "Lütfen bildiğini söyle" Felix elindeki dosyaları masaya koyup deri koltuğa oturdu. "Biliyorum ama olay gerçekten böyle mi onu bilmiyorum"
Jisung da Felixin yanına oturduğunda Felix telefonunu çıkarıp haberlerde gezindi. Bir haberin üstünde durdu ve Jisunga gösterdi. Jisung eline aldığı gibi kaşlarını çatmıştı. Haberin başlığında Minhonun sarhoş olup hayranını dövdüğü yazıyordu. Minho kesinlikle öyle birisi değildi. Jisung bunu çok iyi biliyordu.
Ardından alttaki görüntüleri açtığında gerçekten Minho bir adamı dövüyordu. Aslında karşılıklı kavga ediyorlardı. Jisung kafasını salladı. "Bu gerçek değil Minho böyle bir şey yapmaz" Felix onayladı ve kafasını salladı. "Zaten herkes böyle düşünüyor fakat Minho hala bir açıklama yapmıyor".
Jisung Felixe dönüp telefonda Minho dan dayak yiyen adamı gösterdi. "Bana bu adamı bulabilir misin?" Felix bir süre telefondaki adamı inceledi ve konuştu. "Evet bulabilirim" Jisung Felixe daha da yaklaştı. "Harika. İşin aslını o adamdan öğrenelim" Felix kaşlarını çattı. "Adam zaten olayın bu olduğunu söylüyor" Jisung göz devirdi. "Her suçlu suçu başkasının üstüne atar" Felix kafasını salladı ve sırıtarak Jisunga döndü.
"Minhoyu önemsiyorsun değil mi?" Jisung kaşlarını çattı. "Ne alakası var şimdi" Felix Jisunga yaklaşıp sırıtmaya devam etti. "Sen ona aşıksın!" Jisung göz devirdi fakat dudaklarını sürekli sırıtıyordu. "Hayır öyle bir şey yok" Felix daha da yaklaştı. "Benden saklayamazsın Jisung! Sen aşık olmuşsun!" Jisung sonunda gülerek pes etti.
"Ne olmuş yani" Felix kısa bir çığlık attı. "Peki Minho? O da senden hoşlanıyor mu?" Jisung bir süre yaşadıklarını düşündü. Minho bir çok kez ona sevdiğini itiraf etmişti. Sarhoşken de ayıkken de. Fakat Jisung sürekli utanıp ona hislerini itiraf edememişti. Bunun Minhoyu bir çok kez üzdüğünü görebiliyordu. Minho üzüldüğünde kendi canı da acıyordu fakat hala emin değildi. Sonuçta ilk defa bir erkekten hoşlanıyordu ve eğer hisleri yanlışsa onu üzmekten çok korkuyordu.
"Jisung basit bir soru sordum sanki matematik sorusu sormuşum gibi ne düşünüyorsun 2 saattir?"
Jisung güldü ve ayağa kalktı. "Hadi gidelim" Felixte ayağa kalktı. "Nereye?" Jisung kapıdan çıkarken arkasını dönüp Felixe sırıttı. "Şu adamı bulup işin aslını öğrenmeye"
///
"Sana dediğim gibi daha kimseye konudan bahsetmedim" Minho telefonda konuşurken dudaklarını yiyor ve bütün evi turluyordu.
"Tamam bugün müsaidim" Elini ensesine attı ve gözlerini kapattı. Bu hayatta uğraşması gereken bir çok şey vardı. Bunların hepsi üst üste gelirken Minho artık dayanamıyordu. Her yerden bir baskı altındaydı. Sadece bir kişi. Bir kişinin yanında olması ve ona güvenmesini istiyordu.
"Tamam giyinip geliyorum" Ardından telefonu kapattı ve salonun ortasında yere çöktü. Saçlarını elleri arasına alıp karıştırdı. Düzenlemesi gereken bir sürü iş vardı. Minho deniyordu hepsini bitirmeyi deniyordu fakat gittikçe fazlasıyla ağırlaşıyordu. Bunları yaşarken bir de insanlara kendisini mutlu göstermeye çalışıyor her gün sanki dün gece ağlamamış gibi gülüyordu.
Daha fazla orada durmadan hemen ayağa kalktı ve giyinmeye başladı. Maske ve şapkada taktından sonra evinden çıkıp taksi çağırdı. Eğer arabasıyla giderse magazinciler onu bulabilirdi. Bunun gizli bir görüşme olması gerekiyordu. Taksiyi beklerken ayaklarının altındaki toprağı eşeledi.
Yanağında ıslaklık hissettiğinde eliyle hemen silip taksi geldiğinde hiç beklemeden koşarak taksiye yerleşti. Bugün bu işi bitirmeliydi yoksa gerçekten her şey daha da mahvolacaktı. Gözlerini kapatıp başını cama yasladı. Her zamanki gibi gözlerinin önüne Jisung gelmişti. Bu durmadan nefret ediyordu. Jisungun onu sevmediğini biliyordu fakat kalbi bir türlü onu dinlemiyordu.
Kalbi sadece her şey daha da mahvolurken her şeyin çok güzel olacağını söylüyordu. Minho ise buna her zaman kanıyordu.
-----------------------------------------
Sonunda biraz ekşın eklemek istiyorum. Zaten bir olay ortaya atmıştım ama tamamlamamıştım. Şimdi o olayı öğreneceğiz eheheh
Umarım beğenmişsinizdir <3
Oy ve yorumlarınız benim için önemli~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Movie - Minsung
Fanfiction!✔! Yakışıklı oyuncu Minho evini zar zor geçindirmeye çalışan kafe çalışanı Jisung ile bir dizi çekiminde tanışırlar. {Seme Jisung}