18

2.3K 276 40
                                    


Jisung ve Felix arabanın içinde oturmuş gelecek mesajı bekliyorlardı. Şirketten çıktıklarında Felix adamı bulabilecek bir arkadaşına mesaj atmıştı ve şuan ondan cevap bekliyorlardı. Jisung direksiyondaki eliyle ritim tutup saatine baktı. Ardından Felixe dönüp "Hadi ama nerede kaldı" dedi. Felix omuz silkip telefona yüzüncü kez baktı. "Hala bir şey yok" Jisung bıkkınlıkla nefesini verdi. 

Minhoya bir çok kez bunu sorduğunda cevap vermemişti. Arabadayken bir kez daha onu aramayı denemişti fakat sürekli meşgule atıyordu. Kafasını kaldırıp camdan yıldızlara baktı. Çoktan akşam olmuştu bile. Felixin telefonundan gelen bildirim sesiyle kafasını direk oraya çevirdi. Felix hiç bekletmeden mesajı açıp konumu ayarladı. Ardından Jisunga gösterdiğinde Jisung kafasını sallayıp arabayı çalıştırdı. 

Bir yandan GPS konumuna bakıyor bir yandan da arabayı hızla sürmeye çalışıyordu. Nedenini kendisi de bilmiyordu fakat içinden bir şey hızlı olmasını ve çabucak bu işi çözmesi gerektiğini hissettiriyordu. Jisung da kesinlikle bu hisse uymayı seçiyordu.

Bir restoranın önünde durduklarında ikisi de etrafı incelediler. Ardından Felix diğer mesaja gidip adam hakkında olan bilgilere baktı. "Siyah şapka ve mavi bir kot ceket giyiyormuş" Jisung kafa salladığında ikisi de kemerlerini açıp arabadan indiler. 

Birlikte restorana girip etrafa baktılar. Jisungun gözleri etrafta gezinirken bir anda bir noktaya kilitlendi. Minhonun bu restoranda ne işi vardı? Hem de onların aradığı adama tamamen uyuşan birisiyle. Felixi dürtüp Minhoyu gösterdiğinde Felix de gözlerini kocaman açmıştı. "Onun burada ne işi var?" Jisung Felixi Minhoların oturduğu masanın yakınındaki bir masaya çekip oturttu. 

"Bilmiyorum fakat bir süre onları izlesek daha iyi" Felix de kafasını sallayıp arkasını döndü. Jisung Felixi dürttü "Sürekli arkana bakma dikkat çekersin" Felix telefonunun kamerasını açıp bakmaya çalıştı. Jisung güldü ve "Baya zekisin" dedi. Felix işaret parmağını kafasına götürüp "Im Genius" Bir süre gülüştükten sonra dikkatlerini tekrar ikiliye verdiler. Uzakta oldukları için ne konuştukları duyulmuyordu fakat Jisung buradan bile Minhonun gerginliğini hissedebiliyordu. Bir an önce onun yanında olmak istiyordu. 

Garson masalarına geldiğinde bir kaç şey sipariş edip tekrar ikiliye döndüler. Dikkat çekmemek için masayı dolu göstereceklerdi. Jisung arabada taktığı şapkasını biraz daha öne çekip yüzünü kapattı. "Sence ne konuşuyorlar" Felix masadaki çatalla oynarken sordu. Jisung omuz silkip masaya bakmaya başladı. "Bilmiyorum fakat önemli gibi duruyor" Felix kafasını sallayıp kaşıklarla oynamaya devam etti.

Kısa süre sonra siparişleri geldiğinde yemeye başladılar. Felix gülüp Jisunga döndü. "Bedavaya karnımı da doyurdum" Jisung gülüp Felixe döndü. "Boş yapma her öğlen yemek ısmarlıyorum sana" Felix omuz silkti. "Beleş yemeğin tadı bir farklı oluyor" Jisung tekrar gülüp ikiliye döndü.

Minhonun konuştuğu ve Jisungun aradığı adam maskesini indirip arakasını döndüğünde Jisungun gözleri kocaman açıldı. Bu adam Minho sarhoşken ona yaklaşmaya çalışan adamdı. Adam garsona bir şeyler dedikten sonra tekrardan önüne döndü. Jisung bakışlarını kaçırıp biraz düşündü. Bu adam Minhonun hayatında nasıl bir yere sahipti? 

 Adam sinirle Minhonun bileğini kavradığında Jisungun bakışları direk ikiliyi buldu. Ayağa kalkacakken kendisini durdurdu. Felix de merakla hemen telefonunun kamerasını açtı. "Bu adam ne yapıyor?" Jisung kafasını sağa sola salladı. "Bilmiyorum fakat o elini çekmezse artık bir eli olmayacak" 

Felix kıkırdayıp sinirden çıldıran arkadaşına baktı. "Birileri fena halde kıskanıyor" Jisung Felixi umursamıyordu bile bütün dikkati Minhonun bileğini sıkıca tutan adamdaydı. Yumruklarını sıkmış ikiliyi izliyordu. Minho bileğini sonunda çekebildiğinde bileğini sıvazlıyordu. Acımış olduğu çok belliydi ve bu Jisungu daha çok sinirlendiriyordu. 

Adam yemekten bir parça Minhoya uzattığında Jisung Minhonun o yemeği itmesini bekliyordu fakat Minho kabul edip yemeği yemişti. Ardından adam peçeteyi alıp Minhonun yanağını silerken Jisung daha fazla dayanamayacağını hissetmişti. Koşarak ikilinin masasına gitmiş ve adamın elinden peçeteyi almıştı.

Minhonun yanına oturup ağzının kenarındaki yemeği kendi elleriyle silmeye başladı. Felix arkasını dönmüş hayretle arkadaşını izliyordu. Adam ikiliye bakıp kaşlarını çattı. "Sen de kimsin?" Minho cevap vermek için ağzını açtığında Jisung Minhoyla ellerini kenetledi. "Erkek arkadaşı" 

Minho kaşlarını çatmış Jisunga bakarken Jisung çenesini kasmış ve tek kaşını havalandırmış adama bakıyordu. Adam sinirle sırıtıp Minhoya döndü. "Ne bu?" Minho konuşacakken Jisung eğilip Minhonun dudağını öpmeye başladı. 

Minho o kadar şoka girmişti ki karşılık veremiyordu. Jisung Minhonun üst dudağını emerken anın tadını çıkarıyordu. Minhodan karşılık alamayınca dudağını ısırıp karşılık vermesini istedi. Minho hala şoktaydı fakat yine de küçük öpücüklerle karşılık veriyordu. Jisung elini Minhonun ensesine atıp Minhoyu daha fazla kendisine bastırdı. Diğer elini de Minhonun beline attığında adam çoktan masayı terk etmişti bile. Fakat Jisung Minohunun dudaklarına o kadar dalmıştı ki adam gitse bile Minhoyu öpmeyi bırakmamıştı. 

Minho nefessiz kaldığı için  küçük bir itişle Jisungdan ayrıldığında ikili derin nefesler almaya başladı. Jisung adama bakmak için kafasını çevirdiğinde Minho hala ona bakıyordu. Adamın gittiğini görünce Felixin oturduğu koltuğa baktı. Zeki arkadaşı her zamanki gibi adamın peşinden gitmişti. 

Minho Jisungun çenesinden tutup kendisine çevirdiğinde Jisung Minhonun bakışlarından dolayı resmen erimişti. Minho şuan o kadar güzel bakıyordu ki. Özellikle öpüşmekten dolayı şişen dudaklarıyla . Jisung o dudakları tekrardan istiyordu fakat bunu yapacak cesareti bulamıyordu. Az önce nasıl olduğunu kendisi de bilmiyordu. Bir anlık gelen sinir ile bir anda Minhonun dudağına yapışmıştı. Kendisi de buna şaşırmıştı. 

Minho elini Jisungun yanağına koyup Jisungun dudağına küçük bir öpücük kondurdu. Jisung bu öpücükle kalbinin daha fazla hızlandığını hissetti. "Neden beni öptün?" Jisung omuz silkti. "Bilmiyorum" Minho gülüp Jisungun saçlarıyla oynadı. "Sana aşık olduğumu biliyorsun" Jisung kafasını aşağı yukarı salladı ve Minhonun devam etmesini bekledi. "Jisung eğer beni öpersen ben daha fazla aşık olurum" 

Jisung omuz silkti. "Olsun" Minho tekrardan güldüğünde elini çekip önüne döndü. Kafasını sağa sola sallayıp "Sen gerçekten çok kötüsün" Jisung güldü ve Minhoya sıkıca sarıldı. "Eve gidelim mi?" Minho burnunu Jisungun boynuna koyarken kafasını salladı. "Gidelim" Jisung Minhonun yanağına öpücük kondurdu. "Bana her şeyi anlatacak mısın?" Minho gözlerini sıkıca kapadı ve Jisungun kokusunu içine çektikten sonra kafasını salladı. "Anlatacağım"

---------------------------

Sonunda bir kiss ya! 

Ama bunlar çok tatlı oldular*-* 

Uke Minhonun ne kadar tatlı olabileceğini görüyoruz. *-*

Oy ve yorumlarınız benim için kıymetlimiss~




Love Movie - MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin