Sahne 2
Tiyatro, Beyaz Peruk ile Melon Şapka, ilk konuşma, çilekeşler, düşük not ve kahrolası fakirlik.
PERDE I
Bir kır yolu. Bir ağaç.
Akşam.
Estragon, alçak bir tümseğe oturmuş, çizmesini çıkarmaya
uğraşmaktadır. Oflayıp puflayarak, iki eliyle çekiştirir.
Vazgeçer, takati kalmaz, dinlenir, tekrar dener. Önceki gibi.Vladimir girer.
ESTRAGON [yine vazgeçip]. Yapacak hiçbir şey yok.VLADIMIR [bacaklarını genişçe ayırıp, kısa dik adımlarla
yaklaşarak]. Bu düşünceye inanmaya başlıyorum. Bütün hayatım boyunca bunukendimden uzak tutmaya çalıştım; Vladimirdiyordum kendi kendime, aklını başına topla;
henüz her şeyi denemedin. Sonra da
mücadeleyi kaldığı yerden sürdürdüm. [Dalar,mücadele üzerine düşünür. Estragon'adönerek.] Yine buradasın demek.ESTRAGON Öyle mi?
VLADIMIR Seni tekrar gördüğüme sevindim. Hiçdönmeyeceksin sanıyordum.
ESTRAGON Ben de.
VLADIMIREn sonunda yine birlikteyiz! Bunu
kutlamalıyız. Ama nasıl? [düşünür]. Kalk da kucaklayayım seni.
ESTRAGON [irkilerek.] Sonra, sonra." Durun!" Genç kızın sesi ile herkes oraya döndü. " Daha rahat olamaz mısınız? Başınıza silah dayamiş gibi ezbere replik okuyorsunuz."
Tek eğlencem olan tiyatro oyunlarının bir yerlerinde olmaktı, ne kadar ayak işlerini yapsam da. Kenarda duran kıyafet yığınını askıya asarken, ara boşluktan sahneyi izliyordum.
Yerde ki beyaz, eski tarz peruk gözüme çarpınca hızla elime aldım. Bir süre sağına soluna baktıktan sonra, kenarda duran aynaya göz atıp başıma geçirdim.
Kendimi daha iyi görmek için aynaya yaklaşarak, elimde ki kıyafetleri kenarda duran sandalye üzerine yığdım. Ben gerçekten çok çirkin görünüyorum. Cidden çirkin. Tamam bu peruk herkesi bir miktar çirkin gösteriyordu, fakat belki biraz zıt işler yaparak bana daha hoş olacağını düşünmüş olabilirdim. Aklımın bir ucundan hafifçe geçirmiştim, azıcık sadece. Ama berbat bir fikirdi, gerçekten berbat.
" Güzel yakışmış."
Duyduğum ses ile anlık olarak elim ayağıma dolanırken peruğu hızla çıkardım. Endişe ile gelen kişiye göz atmak için arkami döndüm.
Taylan Tunalı kaşları kalkmış, çene gamzelerini gösteren hafif bir gülüşle beni izlerken, eli ile elimde ki peruğu gösterdi.
" Peruk yani."Boğazımda utançtan dolayı biriken sıvıyı zoraki yutkunarak peruğu kenarda ki kafa mankeninin başına geçirdim. Soluklarım küçük odayi doldururken dişlerimi gösterdiğim saçma bir gülüş ile ona doğru baktım.
" Ne demezsin." ağzımda gevelediğim cümleyi duymuş gibi sırıtışını sonlandırdı.
" Genelde çoğu kişiye yakışmaz zaten."
Az önce ki iltifatının sırf gönlü hoş tutmak olduğunu kanıtlar nitelikteki cümleleri dudaklarından döküldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzelliğin Kutsaması
Short StorySarp, çirkin olduğu yetmiyormuş gibi birde ibneydi. Bir gün çok sevdiği tiyatro kulübünde, sahne arkasında çalışmaktan uyuyakaldığında, kendisi hakkında konuşulmasını duyarak uyanmak beklentileri arasında değildi. Özellikle, Mühendisliğin göz bebeği...