Sahne 15》Güzelliğin Kutsaması

14K 1K 621
                                    

Sahne 15

Tekli sabahlar, akşamdan kalma sofra, temizlik, hiç görülmemesi gereken şeyler ve Güzelliğin Kutsaması.

Kapıdan içeri sessizce girerken aslında buna hiç gerek olmadığını daha sonra fark ettim. Karanlıkta koltukta oturmuş kapıya doğru bakan Doruk ürkmeme sebep olurken, korku ile kasılan bedenimi hareket ettirdim.
" Ne diye karanlıkta oturuyorsun, altıma sıçacıktım az daha."

Ses çıkarmadan sabit şekilde duruşu sinirlerimi bozarken hızla ışığı yaktım. " Nerdeydin?" Tekdüze sessi uyuşuk geliyordu, hesap sorma ile başka bir tuhaf duygunun karışımı gibiydi.

" Dışarıdan, belli olmuyor mu? Sen niye oturuyorsun böyle, ruh hastası mısın?"

Stresliyken salladığı bacağı ritmik şekilde sallanırken bana ters bakışları milim azalmamıştı. " Aptalsın Sarp. Yine onunlaydın demi? "

Kaçırdığım gözlerim ile tedirgince kıpırdandım yerimde. Belki de eve gelmek müthiş bir fikir değildi. Kararmış lekeler ile dolu duvarlara bakarken onların nasıl olduğu ile ilgili çapsız bir düşünce sardı zihnimi. Bu kara lekelere nasıl olmuştu sahi.
" Telefonunu neden taşıyorsun ki? Madem kullanmıyorsun ne gerek var?"

Gözlerimi duvarın karalarından çekip cebimde ki telefonu açtım. Oldukça çok arama ve mesaj. Kendimi haklı çıkarmak ve ona neden hesap vermek zorunda oldugum hissine kapılan düşüncelerimi bertaraf ederek zoraki gülümsedim.
" Bazı şeyler oldu, bakmaya fırsatım olmadı."

Öyleydi yalan değildi bir şeyler olmuştu ve cidden bakmaya fırsatım olmamıştı. Bunu unursamayan bir tavırla ayağa kalktı " Nedense o hayatına girdiğinden beri hep bakmaya fırsatın olmayacak şeyler oluyor."

Bana haksızlık ettiğini söylemek istedim. Gerçekten haksızlık ettiğini ve gerçekten derdinin ne olduğunu söylemesini istedim. Akşam yemeklerini ona bıraktığım içinse zaten yemediğim yemeği hazırlanmamasında sorun yoktu. Böyle giderse de zayıflardım belki.
" Doruk neden böylesin bilmiyorum ama sakin olur musun? Şu an ne derdin var bilmiyorum ama yaptığın hiç hoş değil."

Kararsız bakışları benden çok çevrede gezinirken telaşsızca ayağa kalktı. " Bir derdim yok. " Omuzlarını silkerek geçti yanımdan " Ne derdim olabilir ki, yok bir derdim."

Zaten bozuk olan ruh halimi bir bir daha betere sokulması ile istemsizce sinirleniyordum. Ulan ne derdin var diyerek bağırmamak için sıktığım yumruğumu usulca açıp onun odasına gitmesini izledim. Madem gidecektin ne diye karanlıkta bekledin beni.

" Sikeyim, ulan ne dertli başımı varmışta ben fark etmemişim."
Söylenirken odama geçerek üzerimde ki ceketi kenara atıp, kızgınca rahat bir şeyler geçirdim üzerime.
Son zamanlarda en keyifli vakti komşu evinde geçirdiğimi söylesem kimse inanmazdı.

Sabah uyandığımda bir şeyler düzelmiş olması umudu ile uyanmıştım. Güzel bir kahvaltı ve ardından bir koyu sohbet ile okula gideriz diye düşünmüştüm ama bomboş bir eve uyanmak bir süre şok olmama neden olmuştu. Daha erken uyanıp gitmesi beni daha da tedirgin ediyordu, durduk yerde gereksizce aramız açılıyordu ve benim Doruk ile aramın açılması istemediğim bir durumdu. Bu beni üzüyordu, böyle yok yere olması endişelendiriyordu.

Oflayarak ilerlediğim mutfakta dün kurulu sofra öylece dururken vicdanım kesilmiş süt gibi çöreklendi. Ne diye bekliyordu ki beni, ne diye böyle gereksiz bir tavır takınıp beni de kendisi için endişelendiriyordu.

Güzelliğin KutsamasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin