Sahne 6》Truva Atı

16.2K 1.2K 483
                                    

Sahne 6

Hayırlı evlat, batan güneşler, sıra arkadaşı sorunu ve hocaların sevdiği  güzel yazı.

" O kalemi masaya vurmaktan sen mi vazgeçersin? Yoksa götüne sokarak ben  mi vazgeçiririm?"

Tek kaşımı kızgınca kaldırıp öğleden sonra gireceğimiz alttan dersin saatinin gelmesini bekliyorduk.

Çok gergindim, o olay sonunda onu göreceğim  ilk gündü ve acayip bir sinirle bomba gibi beklerken, Fikri,  sanki götünde kurt var gibi sürekli kıpraşıyordu.  Kalemi atar gibi masaya bıraktığında bu sefer bacağı ile masayı titreştirmeye  başlamıştı.

Kendi derdimi düşünmem yetmiyormuş gibi derdi içinde kurt gibi gezinen Fikriyi düşünme kararı alarak konuştum. " Hayırdır Fikri? Ne bu endişe, seni deli eden"

Sanki bu anı bekliyor gibi aniden başını kaldırdı. Fikri aslen Hatay'lı olan yanık tenli bir genç abimizdi - benden bir yaş büyük sadece- kopya ve son gün benim gibi derslerden geçmeye çalışan, karıya kıza yürümekten de geri kalmayan sınıf arkadaşımdı.

Okul çevresinde asla dürüm döner yemezdi, sahte şeylerin ederi olmazmış falan derdi. Hatay usulü tavuk dönerini bazen sanat eseri ile karıştırdığı zamanlardan sadece biri olurdu.

Çabuk dertlenmez, dertlenince çekilmediğı için yanına yaklaşmazdım. Şu an dersim olmasa misal koşarak eve gitip son sezonu beni bekleyen dizimi izlerdim. Çünkü boş boş  oturup çirkin ve ibne olduğun için ağlayabilirdim.

İbne kelimesi ile bir alıp veremediğim yoktu, çirkin ve ibne birleşiminde bir sorunum vardı. İki dışlanmış kavramın bir arada bulunmasını ekstra darbe olarak alıyordum.

" Ya geçen derste benden not isteyen kız varya,"  devam etmesini diler gibi kaşlarımı kaldırdım.

Sandalyeden ona doğru biraz daha eğildim. Çıkartsaydı da baklayı kurtulsaydım. " Bana, dersi anlatır mısın diye sordu."

Bunda ne tür bir endişe verici durum olduğunu anlamak için  bir süre  aklımda tarttım fakat sonuca ulaşamadığım için başımı sallayarak " Yani bunda ne var? İyi bir şey  değil mi?"

Fikri, sonunda bacağının sallamayı bırakmış masaya ellerini koyarak bana yaklaşmıştı. " O dersi birine anlatacak kadar anlasaydım şu an alttan alıyor olmaz kanka." 
Bilgiye erişmenin rahatlığı ile sandalyeye yaşlandım " Sen ondan böylesin." Başımı olumluca salladım. Ne diyebilirdim ki, haklıydı. " Sende kıza bana dediğinin aynısını söyle sonra da kahve içmeyi teklif et?" Bir kız ile flörtleşmenin tam olarak nasıl olduğunu bilmiyordum.

Fakat duygusal olarak daha bağlanmaya ve ilgiye yatkın oldukları için onu elde etmek daha kolay olmalıydı değil  mi ? Herneyse bilmiyordum.

Fikri bana çok zekisin bakışları atarken orta parmağını kaldırdı." Senden akıl alanda kabahat. Olmaz öyle, neyse bu hafta oturup çalışayım ben haftaya anlatırım."

Gözlerimi açarak ona baktım, yüce rabbim bir am uğruna ne güneşler batırıyordu. "Ailen seninle gurur duyacak Fikri."  Elini yumruk yaparak önce göğsüne iki sefer vurduktan sonra işaret ve orta parmağı ile beni işaret  etti. " Hem vizeler hemde kız benim olacak." 

Başımı sallayarak onayladım. Ben ne yapacaktım, aklımda henüz bir plan yoktu, gerçi o günden sonra hiç bir atak  olmamıştı.

Evde sabah uyandıktan sonra Doruk' un elinde kağıt kalemle gelip, planı yapanların ve arkamdan konuşanların adını almak için beklemesi ve sürekli  telefondan taciz etmesi hariç.
Lise arkadaşından biri , besyo okuyormuş ve onun arkadaşları ile tek tek hepsini kenarda köşede sıkıştırma kararı almıştı. Ona bu zeka ile nasıl bu yaşa geldiğini sorana kadar aramız yumuşaktı. Sonra benim gerizekalı olduğumu ve hiç bu konuda ona destek vermediğimi söyledi. - İstediği  destek; onlar ile gidip dayak atmakta yardımcı olmam.- Tabiki de kabul etmedim. Bu gibi basit yöntemler sanırım benim içimi hafifletmezdi. Aslında belki de Doruk'un bu desteği olmasa intikam gibi şeyler aklımdan geçmezdi,  ya da cesaret edemezdim. Ama sanki bir şekilde bir şeyler yapabilirmişim gibi oluşan o güven duygusu ile bir kaç
gündür mutlu kalabiliyordum.

Güzelliğin KutsamasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin