Sahne 28
Pansuman, ihtiyaç için kullanmak, tahminlerin yanlış çıkması, bira ve normal bir sohbet
Pamuğu yara üzerine bastırırken, hafifçe kıvranması ile usulca üfledim.
Nöbetçi eczanelerin birini bularak bir iki parça şey almaya zorla ikna etmiştim Taylan'ı.Simdi ise evimin önünde park edilmiş motoru üzerine bana dönük oturan Taylan'ın yüzüne ufak tefek sağlıksal dokunuşlar yapıyordum. Pansuman denmeyecek kadar beceriksizceydi çünkü.
Hafif kesilmiş yüzüne yarabandını usulca yapıştırmak yüzünden parmaklarımı çektim. Şu an daha az berbat görünüyordu.
"İyi misin?" Diyerek soludum. "Bence şu an daha iyi görünüyorsun."
Kesinlikle daha iyi duruyordu, artık kaşları çatılı değildi mesela. Daha sakin
duruyordu. Elimde ki kremi usulca sürdükten sonra kapağını kapatarak küçük poşetin içine attım. "İyim" dedi kısaca.
Gözleri arkamda sabit kaldığımda başımı usulca çevirdim. Balkondan bize bakan Doruk" gözlerini Taylan ile ne ara geldiğini bilmediğim bakışlarından çekerek bana baktı.Kırgın ve kızgıb bakışları oradan bana ulaşırken, gözlerini kaçırarak içeriye girdi. "Ev arkadaşın değil mi ?"
Başımı, tekrar Taylan'a çevirdiğimde rahatsız bakışları ile karşılaştım. "Evet, sadece ev arkadaşım değil, değerli bir dostum." Kararsız ve tedirgin bakışları bir süre daha boş balkonda oyalandı.
"Bir sorun mu var?" Diyerek soluduğumda bana bakarak önemli değil der gibi salladı başını."Hiç, sadece" duraklasa da başını sallayarak gözlerini yumdu. "Neyse önemli değil."Sol ayağımı yere sürerek bir süre sessiz kalan konuşmaya gereksiz bir ses kattım.
"Neden kavga ettin?"
"Ne zamandır ev arkadaşınız?"
Aynı anda konuşmaya başlamamız ile gözlerimizi birbirimizden kaçırdık. Cevabını bilmediğim sorum yine cevapsız kalacak gibi sessiz kalmıştı. "Hazırlıktan beri." Dedim usulca.Konu ne ara ev arkadaşıma gelmişti? Takip bile edemiyordum. Usulca hm'ladı.
Sohbet yine sonlandığında sessizce bir süre daha bekledik. Ağzımı bir şey demek ister gibi bir iki sefer açıp kapatsamda bir şey söyleyemedim.
" Motor'unu çok mu seviyorsun?"Krem renkli bir motordu, okulda bir kaç kişide daha gördüğüm motora benziyordu. Renkleri farklı gibiydi. Elini baştaki oturma derisini okşayarak bir süre baktı. " Pek sayılmaz." Dedi sıradan düz bir sesle. " Ulaşım için kullanıyorum sadece. Benim için yüksek anlamlar taşıdığını söyleyemem."
Kaşlarım hayretle kalktı. Motorunu çok sevdiğini sanıyordum. Çok düşkün olduğunu ve ne bileyim kadın isimleri takıp çok nadir insanları bildirdiğini falan. " Motor kulübündesin ama" dedim son bir çaba ile. Sadece ulaşım içinde kulüpte ne işi vardı ki ? Ayrıca benim ona karşı olan tesbitlerimi böyle boşa çıkaramazdı, bu çok boktandı.
Ani gülüşü ile dudağı acımış olmalı ki yüzünü buruşturdu. "Raif diye bir arkadaşım var. Tiyatroda kameradan sorumlu belki bilirsin."
Hatırlıyordum, asla unutmazdım. Başımla onayladım. " Sanırım biyorum" dedim sessizce. Taylan beni onaylayarak devam etti. "Motor kulübü başkanı kendisi." Diyerek , açmaktan acıyan azıcık gören mor gözünü tamamen kapattı. " Benimde motorum olunca zorla soktu. Pek aktif değilim ama olmaya çalışıyorum." Dedi sonlara doğru azalan sesi ile.
" Klüp başkanı sensin sanmıştım." Dedim hayretle. " Şaşırdım."
Kaşları şaşkınca havalanarak elini olumsuzca salladı." Evet başkan sanıldığım oldu fakat sadece üyeyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzelliğin Kutsaması
Historia CortaSarp, çirkin olduğu yetmiyormuş gibi birde ibneydi. Bir gün çok sevdiği tiyatro kulübünde, sahne arkasında çalışmaktan uyuyakaldığında, kendisi hakkında konuşulmasını duyarak uyanmak beklentileri arasında değildi. Özellikle, Mühendisliğin göz bebeği...