Antrakt 6
《Doruk》Allahın emri, peygamberin kavli
Heyecanla bir ileri bir geri gittiğim caddede beklerken, ayakkabılarımın topuklarına basarak önlerini kaldırdım.
Cadde boyu bir sağa bir sola ilerleyen insanları umursamadan bekledim.Sonunda beklediğim beden uzaktan hızla geliyordu, saçları koşmanın verdiği havadarlıkla bir inip bir kalkıyordu.
Gülümsemem, yüzüme yerleşirken koşması yürümeye dönüştü. Derin nefesleri havaya vurduğu sırada tam önümde durdu.
"Geldim." dedi kesik kesik.Önüne gelen uzun saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdım."Ne hoş geldin öyle."
Bakışları, parlarken, gülüşü söndü."Nasıl yani." İçten kahkam ortamda yayılırken hınzırca dudaklarımı dişledim. Öylesine heyecanlıydım, öylesine özgür kalmış gibiydim ki muhtemelen oba sarılıp bu sefer ben ölebilirdim.
Normalde asi tavrının benim yanımda sönmesi gururumu okşuyordu."Beni beklemiyor muydun kapımda" dedim anlaması için.
"Artık evim boş, lüzumsuz olan her şeyi attım." Gönlümü bir eve çevirip ona yer açmak güzeldi. Sevdiğimi sandığım her şeyi bırakmak öylesine güzeldi ki!
"Doğru mu anladım ben" sorarcasına sorduğu soruyla muzurca gülümsedim.
Ne zaman hoşuma giden bir şey olsa böyle muzurca sırıtırdım.
"Ne anladın?"Sorumla , bir süre çevreye baktı. Sonra kararsızca ağzını açıp kapadı."Eğer yanlış anladıysam üzülen ben olurum Doruk."
Gözlerimi kısarak ellerimi beline sardım."Üzüleceğini sanmıyorum ama"
Kaşları hayretle kalkarken sırıttı."Siktir, şaka değil!"Başımı onaylar gibi salladığımda, bakışlara aldırmadan, sarılmama karşılık verdi. "Bitti yani? Bitirdin."
Tekrara usulca salladım. Kabullenmesi biraz vakit alacaktı belli ki. Ama önemli değildi. Helinle bitirmem, Sarp'ı gerçekten dostum olarak görmeye başlamak istemem.
Üzülürüm sanıyordum, bu karara varana kadar üzülmüşken, karardan sonra da üzülürüm sanmıştım, kollarımın arasında olan beden bana ne kadar yanıldığımı gösteriyordu.
"Eee o zaman yapalım biz."
Onun gayretlu haline istemsizce kahka attım." Hazır olmadığımı söylemiştin "
Başını salladı."Ee eşek değilsin canım kaç gün geçti." Sevimsiz tavırlarından bu kadar sevimli bir insan çıkması ile kıpraşan içimi tutamayarak burnunu sıktım."Yavaş, daha bir yere gitmemiz gerek."
Kollarıyla sarılmayı bırakıp uzaklaştı."Nikah dairesi değil mi? Ama ben evlenmeden de olurun yanındayım."
Onun bu fena tavrına sırıttım. Ellerim saçları arasında daha çok oyalandı."Yavaş gel yavrum, kendini bir yere çarparsan ağlarım."
Yumruğu karnıma geçtiğinde ani gelen darbe ile kasıldım. Bunu bekleniyordum da. Çok mu romantiktik ne? Kolumu boynunana atarak yola doğru yönlendirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzelliğin Kutsaması
Historia CortaSarp, çirkin olduğu yetmiyormuş gibi birde ibneydi. Bir gün çok sevdiği tiyatro kulübünde, sahne arkasında çalışmaktan uyuyakaldığında, kendisi hakkında konuşulmasını duyarak uyanmak beklentileri arasında değildi. Özellikle, Mühendisliğin göz bebeği...