13

910 261 1.1K
                                    


Selaaamm bölümle geldiiimm

Güzel bölümler geliyorr güzel olaylar olacaaak ama bakalım bu bölümde neler olacak ?

Başlama saatinizi alayımm 💫

Biraz üzücü biliyorum ama sizce kaçıncı bölümde final yapalım :(

Hadi okumaya başlayalım sonda sohbet ederiz bol boool ❤ (( Sonda teşekkürüm var okuyunuz lütfeeen))

Ben ne yapacağımı bilemeyerek Meriç ve Nazlı ablaya döndüğümde Kerim abi nazikçe kolumu tutarak kapının önüne geçti.

"Sen hangi yüzle buraya geliyorsun Duru?"

Duru gözlüğünü çıkarıp saçlarını savurunca Nazlı sinirle gülerek kafasını salladı.

"Sana da merhaba Kerim abicigim. Bir buyur edin içeri ya o kadar hukuğumuz var."

Sinirden delirmek üzereydim.

"Ya Kerim abii beni kimse anlamasa sen anlarsııın.. alkolü alınca ne yaptığımı bilmiyorum ben işte ne yapayım?"

Kerim abinin boynuna sarılmıştı? Nazlı abla Meriç'in kolunun altından çıkıp sinirle Duru'nun kollarını Kerim abiden ayırdı.

"Duru bak beni zorlama.. beni zorlama defol git."

Meriç ceketini alıp kapının dışına çıkarak Duru'nun kolunu tuttu ve merdivenlerden inmeye başladılar. Bu defa da ben hışımla kapının önüne çıkıp Meriç'e baktım. Hızla merdivenlerden iniyordu ve beni görmüyordu bile.

"Sezen görüşürüz bebiş gelirim bir ara."

Sinirle içeriye girip kapıyı çarpınca Kerim abiyle Nazlı abla irkildiler.

"Ne demek bu ya? Nasıl yapar bunu, benim gözümün önünde bana sormadan kızı kolundan tutup götürüyor bunu nasıl yapar Nazlı abla?.. deliricem ben delireyim diye yapıyor bunu. Kerim abi bir şey söylesene ya bunu bana nasıl yapar? Hem de benim gözümün önünde!"

Ben söylendikçe onlar daha da tedirgin oluyordu. Oturamıyordum bir oraya bir buraya gidip geliyordum. Peşinden gidebilirdim ama yapmadım çünkü o bunu tercih etmişti. Nazlı ablayla Kerim abi durumun ciddiyetini anlayıp gitmeye karar verince bana sakin olmam için bin tane nasihatte bulundular. Sakin olunacak bir durum yoktu maalesef. O kız beni rezil etmiş, insanlara kötü lanse etmişti Meriçse kovmak yerine kolunu tutup gitmişti. Hem de benim gözümün önünde.

Çalan kapıyla kapıya koşup dürbüne baktım. Meriç gelmişti. Açacak mıydım? Tabiki de hayır!

"Sezen açar mısın konuşalım?"

Sinirden saç baş yolmak istiyordum.

"Git ya defol git Duruya git sen.. "

Sinirden ağlamaya da başlamıştım. Çok güzel Sezen bir sinirden ağlamadığın kalmıştı çünkü.

"Sezen bu konuyu bu kadar büyüttüğüne inanamıyorum ya.. açar mısın kapıyı hadi güzelim."

Yumruk yaptığım elimi sinirle kapıya vurdum. Hayır bu ben değildim ama bir o kadar da bendim..

"Gitsene sen ya görmek istemiyorum seni. Çık git yakınımda da olma."

Bir süre sessizliğin ardından binanın kapısı hızla çekildi. Koşarak pencereye gittiğimde arabasına binip gözden kayboluşunu izledim. Bu kadar basitti, bu kadar kolay vazgeçebiliyordu..
Olayın üstünden üç saat geçmişti. Meriç gelmiyordu ben de pencerenin önünden kalkamıyordum..
Frekans'ın zamanı gelince mecburen elimdeki kahveyle stüdyoya girdim. İlk defa bu kadar isteksiz ama bir o kadar da istekli giriyordum. Belki Meriç beni dinlerdi?

FREKANS : 136Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin