Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayııınnn
Bitiş tarihlerinizi alayım şöyylee şuraya .·´¯'(>▂<)´¯'·.
-
5 Yıl Sonra
"Anneee Umut'a bir şey söyle oyuncaklarımı dağıtıyor."
"Babaaa Okyanus'a bir şey söyle yatağımı bozuyor."
Meriçle mutfakta kahvaltı yaparken gülerek çocuk odasına girdik. Beş yaşına girmişlerdi ama hala gözümüzde ilk doğdukları gün gibi küçücüklerdi. Bazen birbirleriyle çok iyi anlaşıyorlar ama bazen de asla anlaşamıyorlardı.
"Okyanus bak Boncuğun mamasını masada unuttum çıkta ver anneciğim."
Okyanus Umut'a dil uzatıp koşarak odadan ayrıldığında Meriçte Umut'un arabasını alarak yanına oturdu.
"Vııınnnn ben senden daha hızlıyım şimdi seni geçeceğim.. burada benden daha hızlısı yok."
Meriç sesini kalınlaştırarak kurduğu cümleyle beni güldürse de Umut gayet ciddiye almış oyun oynamaya başlamışlardı.
Mutfağa girip bahçenin kapısından eğilerek Okyanus'a baktım. Boncukla o kadar iyi anlaşıyorlardı ki bazen inanamıyordum. Umut da Boncuğun kızı Çikoyla çok iyi anlaşıyordu. İsminde mana aramayın Umutla Okyanus akıllarına gelen ilk şeyi koymuşlardı.
Anne olmaktan boş yere bu kadar korkmuşum bu arada. Çünkü anne olmak bu dünyanın en güzel, en müthiş duygusuymuş. Mesela Meriçle kavga ettiğimde Okyanus'un yanına gidiyordum. Meriçte Umut'un yanına. Yani bakılırsa ben kendime en yakın kız arkadaşımı, Meriç'e de en yakın erkek arkadaşını doğurmuştum."Güzelim abimler gelmek üzere şurayı toparlayalım hemen istersen."
Bazen dalıp gidiyordum. Seneler gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçip gidiyordu. Meriçle her şeyi birlikte yapıyorduk. Temizlik, yemek, bulaşık, çocuklara bakma yani her şey..
Hayat arkadaşımı bulmanın sevincini her gün yaşıyordum ben.Çalan kapıyla ben kapıyı açtığımda karşımda yine kargocuyu görmüştüm. Adam neredeyse her gün geliyordu. O beni, ben de onu tanıyordum artık. Alışveriş falan için gelmiyordu bu arada. Bizi sevenler sürekli bize farklı farklı hediyeler gönderiyorlardı. Genelde gönderdikleri kar küresi oluyordu tabii..
"Teşekkür ederim kolay gelsin abi."
Kargocu gülümseyerek uzaklaşırken Kerim abi, Nazlı abla, kucağındaki bebişleri ve Derende bahçeden içeriye girmişlerdi. Deren koştur koştur yanıma gelip sarıldı ve öptü.
"Ah yengeciğim seni de çok seviyorum ama kuzenlerimi çok aşırı özledim hadi içerde görüşürüz."
Gözlerimi devirip gülmeye başladım.
"Ay görende sanır senelerdir görmüyorsun Deren. İki gün önce sizdeydik ablacığım."
Deren omuz silkip içeri girdiğinde Nazlı ablanın kucağındaki Ege'yi aldım. Onlarda tıpkı bizim gibi bir erkek, bir kızla dört kişilik çekirdek aile olmuşlardı.
"Egee ne yapayım ben senin bu ablanı aşkıım?"
Ege yüzüme gülerken içeriye girmiştik. Meriç kaşları çatık bana bakıyordu. Yine tüm bulaşığı tek başına hallettiği için söylenecekti kesin.
"Nazlı ablacığım hoşgeldin, Kerim abiciğim hoşgeldin."
Aralarındaki aşk asla bitmiyordu. Onları seneler önce internette nasıl mutlu olarak biliyorduysam seneler sonrada öyle kalabilmeyi başarmışlardı. Ve evet hala favori çiftim kendileriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FREKANS : 136
RomanceSezen Akça... Sezen hayali gibi bir radyo kanalında sunuculuk yapan bir kızdı. İnsanlar onu çok seviyor saat 20.00'da radyoların başında saatlerce onun konuşmalarını ve şarkılarını dinliyorlardı. Sosyal medyayadaki fenomenliğini herkes konuşuyor ve...