9

684 70 10
                                    


Çantamdan zar zor bulduğum anahtarlarım ile kapıyı açıp içeriye geçiyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çantamdan zar zor bulduğum anahtarlarım ile kapıyı açıp içeriye geçiyorum. Elimdeki eşyaları kapının kenarına bırakıp kendimi salona atıyorum. En yakındaki koltuğa devrilip kalıyorum yorgunlukla. Sizinle en son konuşmamızın üzerinden günler geçti dostlarım. Bu sürede çok fazla olay yaşamadım en azından. Ofiste işler biraz yoğunlaştı ama inanın bu tempoya da alıştım artık.

Bu gün akşam Melih ile birlikte şirketin yemek davetine katılacağız. Kendisi telaşımı almak için bu yemekten biraz bahsetmişti. Mesela son zamanlarda oldukça sık karşılaştığımız magazinciler orada olmayacakmış. Bu bilgi biraz olsun rahatlamamı sağlıyor. Yemekte sadece şirket çalışanları ve bazı yatırımcılar ile ortak olacakmış. Dinçer ailesi dışında orada olacak kimseyi tanımıyordum. Hiç bilmediğim bir ortamda bulunmak beni her zaman zorlamıştır. Ama Melih çok çabuk alışacağıma ve bütün akşam hiç yabancılık çekmeyeceğime o kadar emindi ki beni bile inandırmıştı.

Akşam ne giyeceğimi hala tam kararlaştırmamıştım ama aklımda birkaç alternatif vardı. Ofisten erken çıkmıştım o yüzden rahat rahat hazırlanabilirim. Önce üzerimdeki yorgunluğu atmak için ılık bir duşa ihtiyacım var.

Uzun, ılık ve dinlendirici bir duşun ardından bornozuma sarınıp aynanın karşısına geçiyorum. Biraz yüzümü inceledikten ve yeni çıkmış siyah noktalarımı fark ettikten sonra güzel bir bakıma ihtiyacım olduğuna karar kılıyorum. Yüzüme beni siyah noktalarımdan arındıracak bir maske yapıyorum. Saçlarıma doladığım sadrazam havlum ile banyodan çıkıyorum. Maskemin süresi bitene kadar keyif yapabileceğimi düşünüp kendime buzlu çay koyup salona geçtim. Hafif bir müzik eşliğinde telefonumda gezinerek geçirdiğim dakikalarda Melih'ten bir mesaj geliyor.

N'aptın?

Ona yüzümdeki maske, başımdaki sadrazam havlumla ve buzlu çayımla bir fotoğraf gönderdim. Yüzümdeki kömür içerikli siyah maskeyi gördüğünde vereceği tepkiyi düşününce elimde olmadan kıkırdadım. Tam o sırada gözleri kocaman açılmış emojiyle yanıtlıyor fotoğrafımı. Ve kıkırdamam sesli bir kahkahaya dönüşüyor.

Maskeyi çıkartma saatim geldiğinde telefonu bir kenara bırakıp bitmiş bardağımı mutfağa bırakıyorum. Maskeyi çıkarttıktan sonra yüzüme bir nemlendirici sürüp dolabımın karşısına geçiyorum ve giyecek bir şeyler seçmeye çalışıyorum. Gözüm bir an resmi iş takımlarıma kaysa da Melih bunun çok da resmi bir yemek olmayacağını söylemişti. Ve kendimi onların içinde oldukça resmi bir plaza kadını gibi hissettiğim için bundan vazgeçtim. Özel günler için aldığım elbiselerimin çoğuna hiç gözümü değdirmeden eliyorum ve o sırada gözüme takılan bir elbisem ile aklımda bir kombin şekilleniyor. Siyah kalem elbisemi askısından çıkartıp üzerime tutuyorum. Dizlerimin bir karış üzerinde biten, ince askılı ve vücudumu tamamen saran elbisemin kumaşı çok hoşuma gidiyor. Üzerine uzun kırmızı renk blazer ceketimi çıkartıyorum. Hem ağır hem de gereğinden resmi olmayan bir kombin olduğuna inanıyorum.

Ay Işığı DansıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin