1

100K 4.7K 12.1K
                                    


Kitabı yeniden okuyanlar, lütfen(!!) yorumlarda spoiler vermeyin. Bunun uyarısını her yere koymama rağmen, devam edenleri görüyorum.
Artık en başa yazayım dedim.
Burada da, gözünüzden kaçmaz artık.

Şu hikayenin başına uyarılar koymaktan ben yoruldum. UKETAE ficidir (!) istemeyen, beğenmeyen, ukejk hayal edeceğim diyenler ya bu düşüncelerini içinde tutsun ya da fici okumayı bıraksın.

Bu sefer fazlaydı. Çok çok fazlaydı. Bunu istemiş olamazlardı, dimi? Bir daha bakmalıyım. Kesinlikle yanlış okumuş olmalıydım. Hayır, yanlış okumamışım. Ah! Kafayı yiyeceğim.

"İstediğin kadar yeniden yeniden oku, eğer telepati yeteneğin yoksa- ki bildiğim kadarıyla böyle güçlerin yok- o görev değişmeyecek."

"Telapati yeteneğinin, gelen mesajı değiştirme gibi bir özelliği yok biliyorsun dimi?" dedim, gözlerimi devirme istediğimi engelleyerek. Bu saçma cümleleri kuran tabi ki, benim baş belam Jimin'di. Evet, tek dostumdu. Ama bu baş belam olduğunu değiştirmezdi.

İkimizde liseden beridir beraberdik. Daha doğrusu peşimden ayrılmayan Jimin yüzünden, beraber olmak zorunda kalmıştım. Jimin'in ne kadar yapışkan ve geri çevrilmesi zor bir insan olması konusunda, tez üstüne tez yazabilirdim. Ama şuan konumuz o değildi.

Üniversite de aynı okulu, aynı bölümü kazanmamız yetmemiş gibi- bir de aynı evde kalıyorduk. 7/24 Jimin'e maruz kalıyordum ve artık aynada bile kendi yüzümdense onun yüzünü görüyordum. Tamam, bundan çok şikayetçi değildim. Jimin'i tanısanız, siz de şikyetçi olmazdınız. Bir kere fazlasıyla yakışıklı, kaslı ve erkeksiydi. Hem çok neşeli ve sıcakkanlı, hem de sert ve havalı olmayı başarabiliyordu. Her yerde dikkat çeker, ilgiyi üzerine toplardı. Ama kötü bir özelliği vardı; fakirdi. Aynı benim gibi.

"200 dolar koymuş ortaya. Hadi bebeğim, çok da büyük bir şey istememiş ki." dedi, omuz silkip. Ona dönüp, gözlerimi kıstım. Korkutucu gözükmeye çalışıyordum, ama çoğu zaman dile getirdiği gibi kedi yavrusu bakışları attığıma emindim.

"Bana bir daha bebeğim dersen, yemin ederim Jimin, senin ağzına sıçarım." dediğimde, kahkaha attı. Direksiyonu tek eliyle çevirip, açılan aradan arabanın burnunu soktu. Çaprazımızdan gelen korno sesiyle, kafasını camdan çıkarıp küfürler etmeye başladı. Umarsamadan, önümüzdeki trafikte gözlerimi gezdirdim. Dakikalardır aynı yerdeydik.

"Ee, yapacak mısın? Bak 200 dolardan bahsediyoruz, Taehyung. Kiramızın kalan parası da tamamlanmış olur."

"Biliyorum. Biliyorum." dedim, elimdeki telefonu çevirip dururken.

Üniversite harçlığımızı ve ev kirasını ödeyebilmek için birçok işe girmiştik. Cafeler, bakkallar, hatta benzin istasyonlarında sabahladığımızda olmuştu. Ama hiçbiri, bu uygulamanın kazandırdığı kadar kazandırmamıştı. YC, yani Your Choice telefondan indirilen bir appti. Ya yöneten olurdunuz, yada oyuncu. Yöneticiler ortaya bir görev, ve göreve görede para koyardı ortaya. Oyuncularda, gerçekleştirecekse eğer yeşil butona basıp onaylar ve videoya çekip tescilledikten sonra, paralarını alırdı. Kandırma, parayı yatırmama gibi durumlar söz konusu olamazdı. Çünkü uygulama parayı önceden alırdı, yöneticilerden. Görev tamamlandığında da, oyuncuya iletirdi. Böylece fazlasıyla güvenliydi.

'Görev: Senden 15 adım uzaklıktaki kişiyle ön sevişme. Videolu kanıt. Ücret 200 dolar.'

'Ama ben şuan trafikteyim.'

'O zaman, 5 araba önündeki bu görev için uygun. Şoförün yanına oturup, görevi tamamla. Eğer 200 dolar istiyorsan.'

Çığlık atmamak için kendimi sıkıyordum. Eğer yeşil butona yanlışlıkla basmasaydım, yapmak zorunda olmayacaktım. Yine değildim. Ama onaylamama rağmen yapmazsam, puanım düşerdi ve çok daha az tercih edilebilirdim. Bu zamana kadar Jimin'le, görevlerde saçmasapan şeyler yapsakta, bu artık fazlaydı. 5 araba önümdeki kişi, herkes olabilirdi. Seri katile bile olabilirdi! Erkek ve homofobik birine denk gelirsem? Ya dayak yersem? Daha da kötüsü ya karakola düşersem? Yapmasam mı? Ama 200 dolar ve uygulamada eksi yemek var.

Your Choice | TaeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin