18

21.1K 1.7K 7.7K
                                    

5 ay önce

Yorganı ve yastığı yere fırlatılmış, içki lekeleriyle dolu yatakta; sadece çamaşırıyla, ölü gibi yatıyordu Jeongguk. Dün gece Yugyeom'la fazlasıyla dağıttığı için akşamüstüne gelmesine rağmen, hala ayılamamıştı. Büyük yatakta, çaprazlama bir şekilde uzanmıştı. Uzun mavi saçları, koyu gri çarşafa yayılmış tezat bir görüntü oluşturuyordu. Öyle bir uyuyordu ki; çıplak üst bedeni yüzünden üşüse de, yorganı almak için bile uyanmamıştı.

Ağzını şapırdatıp, yatakta daha da yayılırken; kapının kırılırcasına açılması ve içeri giren insanlarla zor da olsa gözlerini açabilmişti. Ne olduğunu anlamadan, kollarından tutulmuştu. Yüzünü yastığa bastırmışlar, ellerini de arkasında birleştirmiş kelepçe takıyorlardı.

"Jeon Jeongguk, Kim Seonghwa'yı bıçakla yaralayıp öldürmekten, tutuklusunuz." Başında dikilen polisin söylediği şeyle, gözleri kocaman açılmıştı. "Söyleyeceğiniz her şey, mahkemede delil olarak sunulacaktır. Götürün."

"Ne?" Diğer gözünü hala açamıyorken, sersem bir şekilde polise baktı Jeongguk. Yataktan kaldırıldığında, dün geceden kaldığından yerinde sağlam duramamış yine yatağa düşmüştü. Sertçe kaldırılırken, odasını karıştıran ekiplerde gözlerini gezdirdi.

"Jeongguk!" Odaya telaşla dalan ikiz kardeşiyle, umutla ona bakmıştı. Birbirlerine çok benziyorlardı; Jungkook'un dudağının altında olan benden ve siyah saçlarından başka, Jeongguk'tan hiçbir farkı yoktu. Bir de tabi, Jeongguk'ta babasının yüzüğü, Jungkook'ta ise annesinin yüzüğü bilekliğinde olurdu, her zaman.

Kardeşinin üzerinin giydirilmesi için polisi ikna etmiş, kotunu ve tişörtünü giydirirken; "Sakin ol. Sakin kal, bir şey olmayacak tamam mı? Avukat gelene kadar, hiçbir soruya cevap vermeyeceksin. Duydun mu beni? Susacaksın. Hayatında bir kez olsun, sessiz kal ve konuşma." demişti kulağına.

"Jungkook ben yapmadım." dedi, sinirle. Kardeşinin bakışını gördüğünde, daha da sinirlenmişti."Ben yapmadım!"

Çekiştirerek odadan çıkarıldığında, Jungkook'ta hemen arkasından gidiyordu. "Yavaş olun!" diye bağırmıştı, polislere. "Bir yerine zarar gelirse, hayatınızı kaydırırım!"

Polisler aldıkları tehditle, daha yavaş ve sakin hareket etmeye başlamışlardı. Ünlü Jeon ailesinin varisleri olan bu adamların, bunu yapabileceklerini biliyorlardı çünkü. İki katlı, büyük evden çıkarlarken; Jeongguk son kez kardeşine bakmıştı. Jungkook'un, hemen arkandayım, demesi güven duygusu aşılamıştı.

İlişkileri, çoğunlukla tatlı-ekşiydi. Birbirlerine fiziki olarak çok benzeseler de, kişilik olarak asla benzemezlerdi. Jungkook fazlasıyla sakin, kontrollü ve olgunken; Jeongguk onun tam tersiydi. Karmakarışık, düzensiz ve sakinlikten fazlasıyla uzaktı. Düzenden ve düzenin getirdiği her şeyden nefret ettiğini söyleyerek; her defasında başını belaya sokardı. Ailelerinin isteğiyle ikisi de psikoloji okusa da; Jeongguk okulu bitirmemiş, müzikle ilgilenmeye başlamıştı. Jungkook ailenin gururu olmuşken, Jeongguk problem çıkaran çocuktu. Ve onun arkasını toplamakta, hep Jungkook'a kalırdı. Şimdi olduğu gibi.

"Ben yapmadım." dedi, Jeongguk kardeşinin gözlerinin içine bakıp. Biraz önce sorgudan çıkmıştı ve araya birilerini sokmalarıyla kardeşiyle görüşmelerine izin vermişlerdi. "Jungkook, yemin ederim, ben yapmadım!" Burnundan sertçe nefeslerini verirken, ailelerinin ölümlerinden sonra ilk kez ağlayacağını düşünüyordu.

"Sakin ol." dedi, kardeşinin elini tutarken. Bunu aynı zamanda, kendisine de söylüyor gibi gözüküyordu. Çünkü elleri titrerken, kardeşinin ellerini tutmasıyla titremesi kesilmişti. "Sakin ol, tamam mı? Bundan kurtulman için her şeyi yapacağım."

Your Choice | TaeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin