14

37.3K 1.9K 5.1K
                                    

Uçurumdan atlamıştım.
Birkaç hafta önce, uçurumdan atlamıştım ve Jungkook, aşağıda beni beklediğini söylemişti. Belki de, bunun güveniyle- saçlarımı savuran, yüzümü tırmıklayan rüzgara, kollarımı açmıştım. O da artık, tenime vurmaktan vazgeçip; bahar rüzgarları gibi usulca okşamaya başlamıştı.

Ve Jungkook'un kollarına düştüm. Hayır, bu sefer kaslı diye belirtmeyeceğim. Jungkook'un güvenli, evim gibi hissettiren kollarına düşmüştüm. Düşerken kesilen yanaklarımı okşamış, iyileştirmek için öpücüklerini kondurmuştu. Ve beni kolları arasından asla bırakmamıştı.

"İstersen direkt eve gidebiliriz bebeğim. Dönerciye gitmek zorunda değiliz." Jungkook'un sesiyle, düşüncelerim arasından çıktım. Normalde insanlar arabadayken, camdan dışarı bakıp düşünce alemine dalardı. Ama benim Jungkook'um olduğu için- çenemi elime yaslamış onu izlerken dalmıştım hayallere.

"I-ıh. Adam dövdüm ben. Karnımı acıktırdı." dedim, karnımı ovarak. Alt dudağının sağ tarafını dişleyip, güldü. Elini karnıma atıp, sıkarken; ben de uzanan koluna dişlerimi geçirmiştim. Kaslarını ısırmak, hoşuma gitmişti. "Onlara ne yaptınız?"

"Hiçbir şey. Oturup, medenice konuştuk." dediğinde, kahkaha atmıştım. Bana dönüp, gülüşüme göz atmış; avucunu aralık olan ağzıma bastırmıştı. Sevimliliğime dayanamayıp, dudaklarını yüzünle buluşturamayınca bunu yapıyordu. Avucunu da ısırmıştım. Hart, diye.

"Senin aşılarını yaptırmış mıydık?" Kaşlarını çatıp, sahte bir merakla sorduğunda; ağzımdan istemsizce hırçın bir mırlama çıktı.

Kırmızı ışık şansımıza yanmış, arabayı durdurduğu gibi bana dönmüştü. Ellerini yanaklarıma koyarken, yaralı yerlerime özellikle dokunmamaya çalıştı. Kendine doğru çekip, dudaklarımızı birleştirdi. Elimi bacağına atıp, sıktım. Sızlayan yaralarımı umursamadan, sertçe alt dudağını eziyor; dilimle ıslak darbeler bırakıyordum.

Dudaklarımızı yavaşça ayırıp, çeneme ve dudak kenarlarıma sürttü. Baş parmağını çenemin altına bastırıp, kafamı yukarı kaldırdı. "Sana, kendi özel aşımı yapmamı ister misin? Hırçınlığını da alacağına, eminim." Tek kaşını kaldırıp, yavşak bir gülüşle sorduğunda; elim bacağından yukarı uyluklarına doğru çıkmıştı.

Cevap vermek yerine; burnumu kırıştırıp, dilimi dudaklarına sürttüm. Ama geri çekilmişti. Elimi yakasına çıkarıp, kendime doğru çektim. İtiraz etmemiş, dudaklarımızı birleştirmeme izin vermişti. Dilimi ağzına itip, diline sürttüğümde; uyluklarına avucumu bastırdım. Ağzıma inlemesine rağmen, yine geri çekilmişti.

"Eczaneye gidip, pansuman yaptırmalıyız, bebeğim. Uslu dur." dediğinde, kafamı koltuğa yaslayıp, dudaklarımı büzdüm. Moralim bozulmuştu. Birazcık daha sevgi gösterebilirdi bence. Başımı koltuğa sürtüp, kirpiklerimi kırpıştırarak gözlerine baktım. Bakışlarını üzerimde gezdirirken, derince iç çekmişti. "Bakma şöyle."

Yalvarırcasına çıkan sesi hoşuma gitmiş, sırıtmıştım. Dudağımın kenarındaki yara sızlasa da, çok umursamıyordum. Dudağıma küçük bir öpücük kondurup, yeşil ışığın yanmasıyla yola dönmüştü yine. Yolun geri kalanında sigarasını yakmış, radyoda çalan şarkıya eşlik ederek devam etmiştik. Tuttuğu elimi dudaklarına götürüp, avuçlarımı öpüp duruyordu. Ben de, yumruk atmaktan yara olmuş parmaklarını okşayıp, dudaklarımı bastırıyordum.

Eczaneye gittiğimizde, pansuman yapan adam, beni Jungkook'un dövdüğünü sanmıştı. Çaktırmadan sorular soruyor, ağzımızı arıyordu. En son Jungkook dayanamayıp, "Evet adam dövüp, ondan sonra da pansuman için eczaneye getiriyorum. Hassas kalpli bir psikopatım ben." diyerek patlamıştı. Ben kahkahalar atarken, adam biraz ürkmüş ve pansumanı hızlıca yapıp, bizi resmen kovmuştu.

Your Choice | TaeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin