22

16.9K 1.6K 2K
                                    

Jeongguk aklandığı gece; hayatında daha önce yemediği darbeleri yemiş, almadığı zararları almıştı. Hiç bacağından bıçaklanmamış, ağzından kanlar gelecek kadar karnına tekmeler yememişti mesela. Peşlerindeki adamlar profesyonellerdi ve hem Yugyeom'un hem de Jeongguk'un canını okumuşlardı. Buna rağmen vazgeçmiyordu ikisi de. Yugyeom'un yarası var diye, kendini öne atsa da; dayanacak gücü de kalmamıştı. Ta ki kulaklıktan gelen bilgiyle; Taehyung'un yaralandığını öğrenene kadar.

Karşısındaki adamla dövüşürken bir anda durmuştu. Onca yaraya rağmen dayanan Jeongguk'un canı şimdi öyle bir yanıyordu ki; çığlık atmak istiyordu. Ne olduğunu, nereden vurulduğunu ve nasıl olduğunu bilmediğinden; öylece donmuştu. Adam ilk şaşırsa da, boşluğundan yararlanıp kafasını gömmüştü suratına. Yeri boylarken, kendine gelmiş; adamı da yanına çekmişti. Düşünmeden kafasına silahı dayayıp, ateş etti.

"Ne yapıyorsun!" diye bağırdı Yugyeom, korkuyla. Karşı taraftan birilerini öldürmek, planda yoktu. Ama Jeongguk'un bunu düşünecek halde değildi. Ayakta kalan iki kişiye de sıkmış, arabaya doğru ilerlemişti. "Jeongguk!"

Arkasından Yugyeom koşarken, Jeongguk'un surat ifadesini görmesiyle korkusu farklı bir alana yönelmişti. Bu halini daha önce sadece bir kez, Taehyung'un barda dövüldüğü zaman görmüştü. Şimdiyse donuk yüzü, dolu gözlerine rağmen korkunç bir karanlığa bürünen bakışları ve titreyen çenesiyle; çok daha kötüsüyle karşılaştığının farkındaydı.

"Ambulans çağırmış Jungkook. İyiymiş sadece omzundan vurulmuş!" Kunpimook'tan aldığı bilgiyi hemen Jeongguk'a iletmişti. Jeongguk onu dinlemesine rağmen yavaşlamıyordu.
Hızlıca ofise ulaşmak için ters yollara girmiş, arabaların üstüne doğru sürmeye başlamıştı. Yugyeom öleceklerine emindi. Üzerine gelen arabalardan, son anda kurtuluyordu. Sağa sola savruldukları için arabaya sıkıca tutunmuş, kemerini bile bağlayamamıştı.

Ofise, avukatın adamlarıyla aynı anda varmışlardı. Jeongguk arabayı park etmeden, çalışır bir halde bırakıp, inmişti. Kendisine ateş açıldığının bile farkında değildi. Eğer Yugyeom yakasına yapışıp, duvarın arkasına çekmeseydi; kafasına yediği kurşunla diğer tarafı boylayacaktı.

"Öleceksin ruh hastası!" diye bağırdı Yugyeom, yakasından tutup sarsarken. Ama Jeongguk'un bunlar umrunda değildi. Tek umrunda olan Taehyung'tu. Yaralı ve acı içinde olduğu gerçeği düşünebildiği tek şeydi. Ve buna sebep olanların öldürmek bile içini soğutmayacaktı.

Yugyeom dikkatle arkadaşına bakarken; hala aynı robot yüz ifadesine sahip olduğunu görünce; yüzüne yumruğunu geçirmişti. Aklını kaybedip, tam kurtuldu derken geleceğini yeniden yakmasından korkuyordu. Yüzü savrulmuş ama hızla Yugyeom'a dönüp, yakasından tuttuğu gibi duvara geçirmişti. Duvarın arkasından çıkacakken, kolundan tutmuş engellemişti Jeongguk'u.

"Çekil önümden. Seni öldürürüm Yugyeom." diye fısıldadı. Öldürmeyeceğini bilse de, sesindeki ton, Yugyeom'u korkutmuştu.

"Bekle. Ateş açıyorlar amcık!" diye bağırdı yüzüne. "Şarjör değiştirdikleri zamanı beklemeliyiz." Jeongguk bunları duymuyordu bile. Kolundaki elinden kurtulup, saklandıkları yerden çıktığında; Yugyeom'da mecburi olarak onu izlemişti.

İlk kurşun Jeongguk'un bacağını sıyırmıştı. Etinin parçalandığını hissetse de, durmamış ya da duraksamamıştı. Aparmana doğru ilerlerken; hemen arkasında onu kollayan Yugyeom'la beraber 3 kişiyi indirmişlerdi. Apartmanın girişine Yugyeom kurulurken, Jeongguk hızlıca yukarı çıktı.

"Taehyung!" Bağırarak ofise daldığında, sessiz ya da fısıltı şeklinde bile olsa- sevgilim diye seslendiğini duymak istiyordu. Ama duyamamıştı. Koşuşu, yavaş adımlara dönmüştü. Korku bütün bedenini çoktan ele geçirmiş, tüm vücudunun buz gibi olmasına sebep olmuştu.

Your Choice | TaeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin