15

27.4K 1.7K 3.1K
                                    

Hayatımın, kocaman bir lunaparka dönüştüğünü hissediyordum. İçinde atlı karıncaların olduğu kadar, mide bulandıran ve adrenalini götünüze götünüze veren korkunç makinelerin olduğu; kocaman bir eğlence parkı. Sanki her hafta birini seçiyorduk ve kendimizi o eğlencenin içerisinde buluyorduk. Jungkook hayatıma girdiğinden beridir, böyleydi.

Bundan şikayetçi değildim. Çünkü onun dünyası böyleydi. Ve onun dünyası, artık benim de dünyamdı. Tabi, o dünyasını eğlence parkındansa; bir bilgisayar oyunu olarak görüyor da olabilirdi. Ya da iyi bir aksiyon filmi. Korku filmi olamazdı, çünkü bir yerden sonra içine şeytan giren kadını terapiye alıp, ölümüne sebep olacağını düşünüyordum.

Dövmeleri yapıp, içkiden kafayı sıyırdığımız geceden sonra kendimizi çok toparlayamamıştık. Bir de ertesi gece de çıkıp, aynı şekilde dağıtmıştık. Bu da pazartesi günü, hepimizin ölü gibi yatmasıyla geçmişti. Ne okula gidebilmiştik, ne de staja uğrayabilmiştik. Ben de, bu yüzden stajımın ilk günü kaçırmıştım. Fakat ondan sonra aksatmadan devam etmiştim. Jimin'in aksine beni, fazlasıyla yaşlı kadın doktorun yanına vermişlerdi. Çok şekerdi ve fazlasıyla bilgiliydi. Jimin Yoongi yüzünden sinir krizleri geçirirken, benim stajım ona göre sakin ve daha az yorucu geçiyordu.

"Kutsal cuma günü." dedi Hoseok, kollarını açıp gökyüzüne gülümserken. Bahçedeki çimlere yayılmış, öğle arasında bir şeyler atıştırıyorduk. Ben Jimin'in bacağına kafamı koymuş uzanırken; Jimin'de Hoseok'un omzuna kafasını yaslamıştı. Dayanağımız Hoseok'tu yani.

"Eğer bir güne aşık olacak olsaydım, kesinlikle cuma olurdu bu." dedi Jimin, kalan bir yudumluk gofretide ağzına tıkarken. Baş parmağımı kaldırıp, onayladım.

"Cuma. Cu. Ma. Bir kere isminde bir aşk var. Tınıya dikkat." dedi elini kaldırıp, orkestra şefi edasıyla salladı. "Cu. Ma."

"Tamam abartmayın." dedim, gülerek.

"Cuma gününü övmeyeceksen, kapa çeneni." Hoseok ağzıma cips tıkarken, kaşlarını çatıp söylenmişti.

"Benim övmek istediğim başka biri var; Cheryl Blossom." dememle, ikisinin de ağzından büyük inlemeler çıkmıştı. Dramatik bir şekilde, kafalarını arkaya atmış kalplerini tutmuşlardı. "2.sezona geçtim. Aşığım da aşığım."

"Neden kızılım sanıyorsun?" Hoseok, parmaklarını saçlarına geçirmiş, havalı bir şekilde savurmuştu. Seksiliğine dayanamayıp, yakasından tutup kendime çektim.  Yanaklarına öpücüğümü kondurduğumda, kıkırdamıştı.

"Cheryl Blossom, bana istediği her şeyi yapabilir." Fazla içli bir sesle konuşmuştu Jimin. "Gayim ama sadece ona hetero olabilirim. Yok böyle bir kadın."

"Benim minik gay kalbim, sadece ona atıyor." dedi Hoseok, Jimin'in sesini taklit edip.

"Götoş." dedi Hoseok'u iterken. Sonra Hoseok'da onu daha ağır bir şekilde itip, resmen savurmuştu. Onlar dalaşmaya başlamış, olan benim kafama olmuştu. Ordan oraya savrulurken, beyin sarsıntısı geçirmiştim.

Jimin'in bacağından kalkıp, dağılmış saçlarımı düzelttim. Yeni aldığım, iskoç modelli kot şapkayı kafama geçirdim. Büyük, yuvarlak, ince çerçeveli gözüklerimi; aksesuar olsun diye taktım ve ayağa kalktım. Benim kalkmamla, onlarda dalaşmayı kesmiş ayaklanmışlardı. Son dersimiz Jungkook'undu. Biraz daha zaman olmasına rağmen, erkenden gidip en ön sıralardan birini kapmayı planlıyordum.

Kampüse girdiğimizde hala tartışıyorlardı. Onları dinleyip, kalan çubuk krakerleri ağzıma atıyordum. Ama gördüğüm şeyle, adımlarım durmuştu. Partide sinirimi bozan kaltak buradaydı. Ve burada olduğu yetmiyormuş gibi, Jungkook'la beraberdi. İkisi de beni fark etmemiş, odanın önünde konuşmaya devam ediyorlardı.

Your Choice | TaeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin