2

52.5K 3.8K 5.8K
                                    

Kaçmama gerek kalmamıştı. Çünkü Jimin arabayla sokağa girip, kornaya basmaya başlamış-ve elini hiç çekmemişti. Adam -hala adını bilmiyorum- üstümde doğrulup, ne olduğunu anlamak için gözlerini -hemen yan tarafımıza park etmiş olan Jimin'e dikmişti. O anlık heyecanla omuzlarından ittirmiştim, ama bir kolu benim iki bacağım olan adamı tabi ki gıdım oynatamamıştım. Bana dönüp, bir iki saniye yüzümde gözlerini gezdirdikten sonra şoför koltuğuna geçmişti. Dikiz aynasından kendine çeki düzen veriyordu. Kotumu giyip gömleklerimi iliklemeye başladım. Gözlerimi ondan alamıyordum. Çok yakışıklıydı be.

"Baka baka bir hal oldun, çok mu beğendin?" dedi bir anda.

Bana dönüp, tek kaşını kaldırdığında tükürüğüm boğazımda kalmıştı. Kafamı hızlıca sallayıp, cevap verecekken yeniden korna çalmaya başlamıştı. Başım anlık olarak, siyah camlara rağmen içeriyi görmek adına kocaman açtığı gözlerle arabaya bakınan Jimin'e kaydı. Komik gözüküyordu. Sonra da, bir eli direksiyonda, yan dönmüş beni izleyen adama döndüm. Tekrar etmekten asla bıkmayacaktım galiba, çok yakışıklıydı.

Bir şeyler söylemek istiyordum, ama ne söylesem saçma kalacağı için sustum. Tek kelime etmeden arabadan indiğimde, arkamdan izlediğine emindim. Jimin beni gördüğü gibi arabadan çıkmak istese de, onu durdurmuştum. Yan tarafa geçip, oturduğumda beni soru yağmuruna tutmasına izin vermeden "Sür." dedim. Şükür ki, bir kez olsun beni dinlemişti. Sokaktan çıkarken, indiğim Jeep hala aynı yerde duruyordu.

Eve gelene kadar Jimin'in bütün sorularını görmezden gelmiştim. Boynumdaki izleri, dudağımın şişkinliğini ve yanlış iliklediğim gömleğimin düğmelerine kadar laf etse de, sessizdim. Çünkü boşalmamla beraber, protein kaybıyla açlık; açlıkla beraber baş ağrısı vurmuştu.

Eve vardığım gibi, duşa atmıştım kendimi. Deliğim biraz sızlarken, hareket etmem zorlaşıyordu. Adamın penisi, daha önce ilişkiye girdiklerime göre büyüktü. Adam da büyüktü. Kaslı vücudunu, yakışıklı suratını ve tehlikeli gülüşünü hatırladıkça; bacaklarımı titriyordu. Yeniden görüşebilmek için her şeyi ortaya koyabilirdim. Keşke numarasını alsaydım. Aptal bir ergen gibi utanarak kaçmıştım.

"Ödemeyi aldık! Artık kirayı yatırabiliriz!" Salondan gelen bağırtısına gözlerimi devirdim. Parayı yatırmakta geç bile kalmışlardı. Hatta ekstra bir ücret ödeselerde fena olmazdı, çünkü ön sevişme değil, direkt seks yaşamıştı. "Hadi gel artık, patatesler soğuyacak."

"Tamam! Sen başla!" İçeriye doğru bağırıp, hızla havluyu bir kenara attım. İç çamaşırımı giydim. Karnım o kadar açtı ki, artık başım dönüyordu. Üzerime yeşil ev tişörtümü geçirip, kısa siyah şortumu da giydim. Saçlarımı havluyla kurutarak salona girdim. Jimin yere yayılmış, yolda aldığımız hamburgerleri ve patatesleri yiyordu. Beni gördüğünde, bakışlarını ayaklarımdan bacaklarıma, tam kalçamın altında biten şortumda ve en son da ıslak saçlarımda gezdirdi.

"Senin babacığın olabilirim biliyorsun dimi?" dedi, dilini alt dudağında gezdirerek. Yanına yaklaşıp oturacakken, ayak bileğime sarılan eliyle irkilmiştim. Ama bunlara alışık olduğum için umursamadan, popomun üstüne oturdum. "Çok güzel kokuyorsun." Burnunu çeneme sürttüğünde, geri çekildim.

"Kes şunu." Omuzlarından itip, güldüm. Jimin bazı zamanlarda, şakayı abartıyordu. Tamam, arada şaka yapmadığının farkındaydım. En yakın arkadaşım ne kadar yakışıklı ve karşı konulamaz olursa olsun, tek yakınımdı. Onu kaybedebilirdim ve bunu asla istemiyordum. "Ayrıca hangi parayla babacığım olacaksın? Uygulamadan kazandığın paralarla mı?" dediğimde, omuz silkmişti.

"Tamam iyi kazanıyoruz da, senin gibi çıtırın babacığı olacaksam, çok daha iyi paralar gerekiyor dimi?" Göz kırptığında, dil çıkardım. Babacığım filan olmayacaktı. Saçmalıyordu. "Bir de, ileride işimizin başına geçtiğimizde, bu uygulama yüzünden biri bizi tanırsa başımız belaya girerse al sana; yansın bu dünya batsın bu dünya."

Your Choice | TaeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin