"Tae, neredesin? Odada mısın?"
Evin içinde yankılanan sesle, yorganın altına daha da sokuldum. Yorgun, zengin ve mutlu hissediyordum. Para mutluluk getirmiyor diyenlerin karşısına geçip, orta parmak çekme isteğim vardı. Banka hesabımda, Jungkook'un yatırdığı 3 bin dolar varken, dünya yansa umrumda olmazdı. Evet, 3 bin yatırmıştı. Anlaştığımız fiyatın üstündeydi.
Jimin'in kapıyı açtığını ve odaya girdiğini duyuyordum. "Bu saatte neden yataktasın?" dedi, mırıldanarak. Duvar tarafına dönük olduğum için yüzünü göremiyordum. Yorganı açıp, yanıma sokulmasıyla yerimde kıpırdandım. Kollarını belime dolayıp, sırtımı göğüsüne yasladı. "Bir yerin mi ağrıyor?"
"I-ıh." dedim, parmağımı kolunda gezdirirken. Yana dönüp, yüzüne baktım. Sarı saçları baya uzamış olmalı ki, toplamıştı. Bir elimi aramıza sıkıştırırken, diğerini tokanın ucundaki tutamlarını okşamak için omzuna yaslamıştım. "Neredeydin?"
"Görev aldım." dedi, burnunu burnuma sürtüp. Sıcak nefesi, yüzüme vuruyordu. Galiba gelmeden çikolata yemiş olmalıydı. "Mağazaya girmemi, kabinde kıyafet deneyip, onlarla çıkmamı istediler."
"Çaldın mı?" dedim, şaşkınla. Dudaklarını birbirine bastırıp, yavaşça kafasını salladı. Sikeyim ya. Görevler gittikçe, tehlikeli bir hal almaya başlıyordu. "Ya yakalansaydın? Yapmamalıydın, Jimin."
"Yapacak bir şeyim yoktu. Eksilenmekten iyidir." dedi, kollarını iyice sarıp beni kendine doğru çekmişti. Dudağını dudağıma doğru sürtüp, boynumla yastık arasına yüzünü gömdü.
Görevi onaylamamıza rağmen, yerine getirmezsek eksilenirdik. Günde 5 görev gelirken, eksilenme yüzünden bir tane zor gelirdi yoksa. Kazandığımız para da azalırdı. Ve ben eksilenmiştim. Bunu Jimin'e nasıl söyleyecektim şimdi?
Belimde gezinen parmakları, tişörtümden içeri girince irkilmiştim. Ama bunu çok sık yaptığı için sesimi çıkarmadım. Bacağını, bacağımın üstüne attığında da, sessiz kaldım. Bir yere kadar izin veriyordum, hoşuma gidiyordu. Ama hiçbir zaman ileri gitmemiştik ve gitmesine de izin vermeyecektim. Dudaklarını boynumda hissettiğimde, sertçe yutkundum. Şuan mayışmışken söyleyip, az tepkiyle kurtulabilirdim belki? Tam söze girecekken, kafasını kaldırdı. Aramızda sıfır mesafe vardı, her zamanki gibi.
"Duydun mu?" dedi, dudağını benimkine sürtüp. "Seninkiyle ilgili dedikodular dolanıyor."
"Benimki mi?" dedim, şaşkınla. Benimki derken kimi kast ettiğini çok iyi biliyordum; Jungkook'tu. Çünkü okuldaki kimse hakkında, seninki demezdi. Hatta dünyadaki hiç kimse için, bu tabiri kullanmazdı. Konuştuğum için aralanan dudağıma, dudaklarını bastırdı. Belimde gezinen ellerini de durdurup, kendine doğru çekmişti beni. Yumuşak dudaklarından ayrılıp, elimle omuzunu ittim. "Dur Jimin, bir dakika. Ne dedikodusu?" Oflayıp, geri çekildi. Sırt üstü dönüp, elini alnına yasladı. Dirseğim üzerinde doğrulup, yüzüne doğru eğildim. Bakışlarını dudaklarımda ve gözlerimde gezdirdi. "Jimin?"
"Evliymiş."
"Ne?" Tiz çıkan sesim bütün odada yankılandı. "Ne demek evliymiş? Nasıl evliymiş? Bildiğimiz kağıt üzerinde mi?" Şaşkınlıktan saçmalıyordum. Birkaç saat önce sakso çektiğim adamın evli olduğunu öğrenmemden daha beter ne olabilirdi! Evet geçen hafta arabasında seks yapmamız daha beterdi! Sikeyim!
Yatağa kendimi geri bırakıp, ellerimle yüzümü kapadım. Nasıl fark edememiştim ki? Bir dakika, parmağında yüzük var mıydı? Evet vardı! Ya aptalım ben aptal! Evli olma ihtimalini nasıl görmezden gelebildim?
"Yüzüklü parmağının fotoğrafı, dolaşıyor her yerde." dedi, doğrulurken. Ellerimi tutup, yüzümden çekti. "Kendini kötü hissetme. Nerden bilebilirdin ki? O şerefsiz yapmamalıydı. Ayrıca kendini açıklayıp, bir daha böyle bir şey olmayacağını belirttin bugün. Endişelenme."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Your Choice | Taegguk
Fanfiction'Görev: Senden 15 adım uzaklıktaki kişiyle ön sevişme. Videolu kanıt. Ücret 200 dolar.' Başlangıç 31/ 03 / 2021 Tamamlandı