n i n e

1K 115 100
                                    

Sabah olduğunda Yeji telefonunun zil sesiyle beraber uyanmıştı. Bir anda gözlerini açıp bir anda doğrulması başına keskin bir ağrının saplanmasına sebep olmuştu. Oturma odasındaydı, tek idrak edebildiği şey buydu.

Gözlerini ovuşturup telefonuna döndü. Arayan babasıydı.

Babasının yarın evlenecek olduğu gerçeği aklına düştüğünde aramayı sessize aldı. Onunla şu an konuşabilecek gibi hissetmiyordu. Ayrıca berbat durumdaydı.

Dün akşam neler olduğunu hatırlamıyordu. Aklındaki tek net şey Ryujin'e aldığı botlar, Ryujin'in onları arka taraftaki bir odaya götürmesi ve elinde iki bardak içkiyle geri dönmesiydi. Sonrasında her şey yaşanmış olabilirdi. Kendine ve özellikle de o ortama güvenemiyordu.

Ayağa kalkmak için üstündeki battaniyeyi attığı sırada dün geceki kıyafetlerinin üstünde olmadığını fark etti. Onun yerine bir şort ve bir tişört giyiyor olması paniklemesine sebep olmuştu. Dün gece neler olmuştu?

Hızla yattığı yerden kalkıp telefonunu da alarak koridora çıktı. Telefonuna bakarken bir yandan da savsak adımlarla bir yerlere çarpmadan ilerlemeye çalışıyordu.

Saat 8'e henüz gelmişti, bunun için kendini şanslı sayabilirdi. Geç kalmamıştı.

Hyunjin'in kaldığı bodrum katına doğru ilerlerken mutfaktan gelen seslerle yönünü o tarafa çevirdi. Hyunjin önündeki iki bardağa kahve dolduruyordu.

Çekinerek yanına gitti. "Günaydın."

Hyunjin Yeji'yi fark edince suratına bir gülümseme yayıldı. "Sana da. Erken kalkmışsın, daha uyursun diye bekliyordum."

"Evet, ben de şaşırdım." derken masanın etrafına dizilmiş sandalyelerden birini çekti ve oturdu. Telefonunu masaya bırakırken bir eliyle de önüne düşmüş dağınık saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı.

Derin bir nefes alıp sordu. "Dün akşam... ne oldu?"

Hyunjin dolaptan iki tane kruvasan çıkarırken bir anlığına güldü. Ama hemen sonra ifadesini düzeltip omuz silkti. "Çok bir şey olmadı. İçip biraz dağıttın sadece, seni eve geri getirmek zorunda kaldım."

Yeji kafasını salladı. Ama hâlâ istediği cevapların hepsini alamamıştı. "Üstümü-" diye devam edecekken Hyunjin sözünü kesti. "Yuna da gelmişti, o değiştirdi."

Yeji yeniden kafasını salladı.

Öğle arasına girdiklerinde -her zamanki gibi- beraber yemek yiyorlardı.

Ve Yeji hâlâ başının ağrıdığını hissediyordu.

Çubukları arasına sıkıştırdığı eti ağzına atarken Ryujin telefonunda bir şeyler bakarak kendilerine seslendi. "Sizce hangi fotoğrafı paylaşmalıyım? Dün çok fazla çekmişim."

Chaeryeong "Ver, bakayım." diyerek lokmasını yuttu ve Ryujin'in kendisine uzattığı telefonu aldı.

Ryujin'in dün gece iki katına katlanmış galerisinde gezinmeye başladı. Çok fazla fotoğraf vardı, ayrıca bir fotoğraftan farklı açılar ve milimlerle farklı pozlarla en az on tane olduğu için daha fazlaymış gibi gözüküyordu.

Chaeryeong gözlerini kısarak fotoğrafları bir bir yana kaydırıyor ve hepsiyle alakalı bir yorumda bulunuyordu. Ama bir anda durdu. Kaşları çatıldı. Ekranı suratına yaklaştırdı, ardından gözleri şokla aralandı. Telefonu anında Ryujin'e döndürüp fısıldadı. "Bu ne Ryu, ne zaman çektin bunu?"

STAY | hyunjin + yejiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin