t h i r t e e n

1K 100 157
                                    

Ucuz bir pansiyon bulup bir oda kiraladıklarında hava kararmıştı. Odaya çıktıkları an Yeji içeri girip çantasını yere attı ve kendini yatağa bıraktı. Uyumak için gözlerini tam kapatmıştı ki aklına odada kendisiyle beraber var olan Hyunjin geldi.

Gözlerini açıp yattığı yerden doğruldu. "Ben koltukta yatayım, sen yatakta yatarsın. Yeterince koltukta uyudun zaten." diyerek çift kişilik yataktan kalktı.

Hyunjin gülerek dizleri üstüne durmuş, yataktan inmek için çabalayan Yeji'yi omuzlarından tutup durdurdu. "Dün gece, bodrumdaki koltukta, üstümde uyuduğunu hatırlıyorsundur umarım Yeji. Beraber yatabiliriz."

Yeji gözlerini kaçırarak "Öyle bir şey olmuştu değil mi?" diye mırıldandı kendi kendine.

Hyunjin gülümsemesini genişletirken Yeji'nin üstüne gelmeye başladı. Yeji'nin, ne olduğunu anlamayarak, kaşları havalandı. Dizleri üstünde durduğu yatakta oturur pozisyona geldi ve geri geri gitmeye başladı. Hyunjin yatağa çıkıp dizleri ve elleri üstünde yavaş yavaş ilerlemeye devam ederken Yeji'nin sırtı yatakla buluştu. Sertçe yutkunduğu sırada Hyunjin ellerini kafasının iki yanında dayamış yukarıdan ona bakıyordu. "Evet olmuştu." dedi gülümsemeye devam ederken.

Suratına doğru eğilip dudaklarını sakince öptükten sonra kafasını Yeji'nin boyun girintisine sokup yanına uzandı. Kollarını belinin etrafına sardı. Yeji de kollarını Hyunjin'e dolayıp ellerini saçlarına daldırdı. Sarı tutamları parmakları arasına aldığı sırada Hyunjin "Bana şarkı söylesene." dedi.

Yeji gülerek "Nereden çıktı şimdi?" diye sordu.

Hyunjin omuz silkti. "Geçen gün seni bir şeyler mırıldanırken duymuştum, sesin çok güzeldi. Bana da söyler misin?"

"Söylerim."

Hyunjin'in saçlarını okşamaya başlarken mırıldanmaya da başladı. "You're just too good to be true, can't take my eyes off of you."

"You'd be like heaven to touch, I wanna hold you so much. At long last, love has arrived. And I thank God I'm alive. You're just too good to be true, can't take my eyes off of you."

Hyunjin burnunu Yeji'nin boynuna sürterek ona biraz daha sokuldu ve kollarını beline daha sıkı sardı. "I love you baby, and if it's quite all right, I need you baby to warm this lonely night. I love you baby, trust in me when... I said-"

Yeji bir anda durdu. Boynuna değen ve tişörtünde de hissettiği ıslaklıkla Hyunjin'i kendisinden uzaklaştırdı. Suratına bakınca ağladığını gördü. "Ağladın mı, neden?" diye sordu endişeyle. Yattığı yerden doğruldu, sessizce ağlamaya devam eden Hyunjin'in baş parmağıyla göz yaşlarını sildi. "Ne oldu?" dedi sakince saçlarını okşarken.

"Bilmiyorum." dedi Hyunjin. "Sadece, bu kadar sevilmeye alışık değilim sanırım." derken Yeji'nin kolundan tuttu ve yeniden yanına yatmasını sağladı. Kollarını onun bedenine dolarken Yeji de kafasını Hyunjin'in göğsüne yasladı. "Sadece uyuyalım olur mu?" diyerek gözlerini kapattı Hyunjin. Yeji de kafasını sallayarak gözlerini kapattı.

"Sadece birkaç parça kıyafet ve para alıp geleceğim, uzun sürmeyecek merak etme." diyerek telefonu kapattı. Bir yandan da anahtarıyla kapıyı açmaya çalışıyordu. Kilidi açıp kapıyı ittirdiği gibi annesiyle karşılaştı.

"Neredeydin sen?" diye sordu Bayan Hwang sesini yükselterek. Yeji ise ona cevap vermeye tenezzül bile etmeden odasına çıktı. Çantasını açtı ve dolabındaki birkaç parça kıyafeti çantasına doldurmaya başladı.

STAY | hyunjin + yejiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin