Her son farklı bir başlangıçtır...
Gözlerimin önünde iki kez şıklatılan parmakla kendime geldim, işte gerçekliğe döndüm ve hayallerim bir kez daha tuzla buz olmuştu.
"Yine hangi galaksilere uçtun Sena?" diye sordu Arzu. Meraklı ve endişeliydi, son günlerde babama olan takıntımı biliyor ve geçmişi hatırladığımı düşündüğü için kendime zarar verebilecek olmamdan korkuyordu.
Önüme düşen kaküllerimi kulağımın arkasına sıkıştırdım ve onu rahatlatacak şekilde gülerek yüzüne baktım, "yazdığım Kraliçe kitabındaki Norlacs Ülkesinin su kaynağı olan Kor gölünün girişi hangi şehirde olsa diye düşünüyordum," dediğimde 'ciddi misin?' der gibi baktı.
Hafifçe kıkırdadım ve derin bir nefes aldım, "önemli bir şey değil, sabah sersemliği işte." diyerek geçiştirdiğimde Arzu da yanımdaki armut koltuğa oturdu ve kollarını dizlerinin üstüne, başını da ellerinin üstüne koydu.
Arzu; benim gibi esmer, dalgalı siyah - yeşil saçlı, kısa boylu ve kilolu biriydi. Gözüne düşen perçemlerini kulağının arkasına attı ve bana baktı, "beni mi inceliyorsun sen?" diye sordu merakla, tek kaşı yukarı kalkmıştı.
Gülerek kafamı salladım, "öylesine, dudakların çok güzel." dediğimde yüzü gülmeye başlamıştı. Arzu'nun dudakları şu hayatta imrendiğim nadide şeylerden biriydi. Öylesine dolgunlardı ki Angelina Jolie ile yarışır durumdalardı.
"Müşteri geldi," dedi ve ayağa kalktı, "ben ilgilenirim."
Ayağa kalktım ve lavaboya doğru yürüdüm, eğer sabahki sersemliğimi üzerimden atmazsam müşteri ile doğru düzgün ilgilenmediğim gerekçesiyle Salih Müdür beni işten atardı.
Her ne kadar benimle 16 yaşıma girdiğimde, henüz zengin olduğu için ilgilenmeye başlayan babamın parası bana yetecek olsa da onun bu gelirini kullanmak istemiyordum. Aslında ondan gelen hiçbir şeyi artık istemiyordum.Elimi yüzümü yıkadım ve derin bir nefes aldım, bu gün kendimi fazlasıyla yorgun hissediyordum. Yaka iğnemi düzelttim ve lavabodan çıktım.
Ben müşterilerle ilgilenirken size kendimden bahsedeyim;
164 boyunda, esmer, koyu kahverengi çekik gözlü, düz saçlı biriyim. Vücudumda omuzlarım geniş, belim çok ince değil ama kalçam normalden daha büyük olduğu için ince görünüyor. Baçaklarım bedenime göre normal boyutta, göğüslerim ise 15 yaşımdan beri normal derecede büyükler.
Makyaj yapmayı, saçlarımı şekillendirmeyi seviyorum ve hobilerim - yeteneklerim sıradan bir insana kıyasla çok fazla. Resim, müzik, dans, dövüş sanatları, yazarlık gibi alanlara ilgiliyim ama bunlara kıyasla ölüm ve okyanus her daim beni ürkütür.
Hayatıma gelirsek kısaca: Annem ile babam şiddetli geçimsizlik nedeniyle ben hünüz üç yaşımdayken ayrıldılar. Annem ve ben anneannem ve dedemin yanına yerleştiğimizde iki tane, ileride "kardeşim" diyeceğim kuzenlerimle - Nisa ve Nur ile tanıştım.
Babam ile 12 yaşıma kadar çok iyi anlaşıyorduk, aslında ben ona gözüm kör olurcasına aşık olmuştum. Ama sonra gerçek yüzünü görmemle hayatım tam anlamıyla kaosa sürüklendi ve bir daha hiçbir şey aynı olmadı. Ne gülüşüm, ne mutluluğum, ne huzurum, ne de çocukluğum.
Annem ben 14 yaşımdayken Mustafa Turan adında biri ile evlendi. Maddi durumu iyiydi ve iki tane de oğlu vardı, bana o günden sonra abilik yapacak iki oğul: Baran Turan ve Demir Turan.
Babam ise ben 15 yaşıma geldiğimde Adana'da ortakları ile defile işinden yüksek miktarda bir gelir elde ettiler: altın çukurlar ve altın dolu iki lahit buldular.
Ben 16 yaşıma geldiğimde Ankara'da bir hastane açmış, ortağı Halit Ergenç ile Bursa'da bir tekstil fabrikası kurmuştu. Ve tabiatıyla o sene velayet davası açtı. Dava 2 yıl sonra reşit olduğum gerekçesiyle sona erdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Gül: Masumiyet
Mystery / ThrillerGece üç civarıydı, uyanıktım. Gözlerim kan doluydu, pınarlarımdan akan yaşlar her ne kadar durulmuş olsa da kalbimin derinliklerine yerleşen yangın hâlâ varlığını sürdürüyordu. Düşündüm, bir müddet sessizliğe adadım kendimi ama bitmiyordu, geçmiyord...