gizli küçük randevular

1.4K 120 862
                                    




Liverpool'da günler hiç olmadığı kadar hızlı geçiyordu. Yeni girdikleri Aralık ayının ilk haftasında, önceki günlerden daha soğuk değildi aslında havalar. Ancak o cumartesi günü akşamı, Louis kendi ailesiyle kaldığı sıcak evinden biraz uzakta, ikinci yuvası olan annesinin evindeydi küçük kızı Hannah'la beraber. Büyükannesi, babası ile birlikte mutfakta sohbet ederken, Hannah her zamanki sıcak köşesinde burada bıraktığı ve genelde büyükannesinin ona hediye aldığı oyuncaklarıyla oynuyordu. Kendisine yapılan kahveyi çoktandır bitirmiş bir halde annesinin her zamanki evle ve komşularla alakalı söylenmelerini dinlediği esnada, gerginlikle tırnaklarını etine batırdığının farkında bile değildi. Ancak Margaret bunu, ondan önce fark etti. "Ah her neyse, bu mahalleye çok alıştım ama yeni insanlara tahammül edemiyorum." Annesi sakince döndü oğlu Louis'e. "Telefonda bana bir şeyler sorman gerektiğini söyleyip duruyordun. Bu yüzden mi karşımda gergin gergin oturuyorsun?" Margaret tam da Louis'den ne varsa anlatmasını isteyecekti ki, zaten oğlu ondan önce atılmıştı içini kemirip duran konuyu annesine danışmak için.

"Anne şimdi bana dürüst ol ve sakın soruma gülme." Louis devamını söylerken fısıldamak üzere annesine yaklaştı sandalyesinin ucuna kayarak. "Ben çocukken hiç..." Annesinin anlamsız bakışlarını üzerinde hissetmesiyle cümlelerini daha çok toparlama gereksinimi duydu. "Anla işte, hiç kendi hemcinsimden hoşlandığımı hatırlıyor musun? Ya da benden hiç şüphelendin mi böyle bir konuda?"

"Ah!" Annesi bir anda nefesini verip gözlerini devirdi dalga geçercesine. "Senin için endişelendiğim tek konu mastürbasyona olan düşkünlüğündü. Babanla kaç kez kavga ettiğimi biliyor musun?" Louis tek elini hayal kırıklığıyla yüzüne kapattı. Açmak istediği konu tam olarak bu değildi ya. "On yedi yaşındaki bir erkeğin gidip güzel kızlarla birlikte olması gerekirdi. Kimse sana yapamazsın da demiyordu-"

"Hayır, anne. Konu bu değil." Sinirlerini bozmasına izin vermemek için annesini durdururken gözlerini yeniden ona ulaştırdı. "Bak, sanırım kendimi yıllar sonra ilk kez tanıyorum ve yalnızca ilgimin tek cinsiyete yönelik olmadığını fark ediyorum. Sadece nasıl olur da bunca zaman fark edemediğimi anlayamıyorum. En azından ergenliğimde, arka plana attığım bir şeyler yaşamış olmalıyım." Louis kendisini etrafındakilerdense, ilk kez annesine açtığında, yaşlı kadının ne kadar şaşıracağını hesap edememişti. Margaret onun söylediklerinden sonra ağzı açık bir şekilde ona bakıyordu. Çok da geçmemişti ki, bakışlarını mutfağın içerisinde başka bir yere çevirdi. Louis tam da endişelenmeye başladığında yeniden konuşmaya başlamıştı.

Louis aslında onun çekingen olduğu asıl konuyu, konuştuktan sonra fark edecekti. "Günlüğünü okuduğum zaman, sanırım senin tuhaf bir çocuk olduğunu düşünmüştüm. Ama sadece bu. Senin homo olduğunu düşündürecek kadar bir şey yoktu tabii."

"Günlüğümü mü okudun? Ergenlikteki oğlunun yazdıklarını okudun yani?" Sitem edercesine konuştuğunda son anda sesini bastırmak zorunda kaldı, yan odadaki masum kızının tüm bunları duymaması için. Annesi yaptığından yıllar sonra bile pişman olduğunu sergiliyordu bakışlarını halen kaçırarak. "Pekala, ben sorduğum için bu seferlik kızmıyorum. Ne okudun peki? Ne yazmıştım da hala aklında kaldı yani?" Margaret konuşmak için ağzını açsa da, hala söylemiyordu ve Louis bir kez daha ısrar etti. "Söyle ve kurtul anne."

Annesi hızlıca konuştu bu yüzden. "Büyük göğüslerin penisini erekte etmesindeki başarısızlığı ve bazen iki cinsiyetin de organlarının hoşuna gitmemesi, özellikle video izlerken yine bu konuda zorlanman." Söylediklerinden sonra artık, büyük oğlunun da karşısındakine bakmaya yüzü yoktu. Eliyle ağzını kapalı tutuyordu büyük utancıyla. Annesine kızmak istiyordu. Kısa sessizlikten sonra Margaret yine kendisini tutamamıştı. "Yüce İsa aşkına Louis, insan hangi mantıkla bunları günlüğüne yazar ki?"

S H E (She lives in daydreams with me)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin