Uzlaşma Çağrısı

988 82 643
                                    

4 Sene Önce...

Kışı daha henüz atlatan, yeni yeni yeşeren çimenleri olan arka bahçeyi izliyordu toprak rengindeki gözleri. Kollarını sıkıca göğsünde birbirine bağlamış, sessizce duruyordu. Ders henüz başlamamıştı Liverpool'un en büyük ve tek yetiştirme yurdunda. "Aurora Harley Watson?" Adının söylenmesiyle başını hemen görevli kişiye çevirdi. Heyecanlanmadığını söylerse yalan olurdu, ama yine de 'ne var?' dercesine bakmıştı onlarla ilgilenip duran genç kadınlardan birine. "Hadi gel. Seni görmek isteyen biri var."

Sevdiği derslerden birinden alındığı için şikayet etmek yerine sadece kadının peşinden gitti. "Geçen sefer benimle konuşmak isteyen beyefendi mi?" Yurtta, onlara böyle konuşulması gerektiği öğretilmişti. Nazikçe sorduğunda kadın başını salladı. "Bu sefer saygılı olacağına ve kovmayacağına söz ver." Uzun, ıssız ve soğuk mermer koridorları geçtikten sonra birkaç kapıyı daha atlatmışlar ve sonunda karşı karşıya gelmişlerdi.

Adama bakmaktan çekinip, ona en yakındaki kişiye sığındı hemen. Biraz ötesinde duran görevli ablasına kaçırdı gözlerini. Ne demesi gerektiğini bilmiyordu. "Bay Tomlinson." Diye giriş yaptı kadın ikisinin yerine. "Sizi tekrar görmek ne kadar güzel. Arka bahçede birlikte zaman geçirmek ister misiniz?"

"Aurora da isterse elbette, neden olmasın. Öncekinde olduğu gibi burada da oturup konuşabiliriz tabii." Harley gözlerini korku yerine merakla karşısındaki genç adama kaldırdığında ona parlayan mavi gözleri ilk kez görüyordu. Çünkü, bir önceki görüşmelerinde yüzüne bakmak dahi istememişti. Nedeni neydi bilmiyordu. Ayrıca ona ilk ismiyle seslenen daha önce hiç olmamıştı. Bu garibine gittiği kadar, hoşuna da gitmişti.

"Dersten geri kalacağım ama?" Ufak kız endişeyle yetkili olan asıl kişiye döndü.

"Aslına bakarsan ziyaret saatine yetişmek için ben de dersten erken çıktım." Louis söze atladıktan sonra hemen gülümsedi. Aurora Harley şaşırmış ve ne demek istediğini ilk saniyelerde anlayamamıştı.

"Sen öğretmen misin?" Bayan Sarah onu uyarınca hemen kendini düzeltti. "Siz öğretmen misiniz?"

"Evet, edebiyat öğretmeniyim. Hatta buradaki birkaç kişiden okumaya ilgin olduğunu duyduğumda en sevdiğim kitaplardan birkaçını da senin için getirdim." Louis elindeki torbayı görmesi için hafifçe kaldırdı. "Umarım hoşuna gider." Onlar beraber bahçe kapısına doğru yürüdüğü zaman Sarah onları takip etmeyip baş başa bıraktı. "Burada nasıl zaman geçiriyorsun bilmiyorum. Umarım kötü ve sıkıcı bir tercih yapmamışımdır."

"Aslında kütüphanede de kitaplar var." Harley etrafta kimsenin olmadığını bilerek rahatlıkla konuştu. "Ama, oradan ödünç alabiliyoruz. Hiçbir zaman bize ait olmuyorlar."

Yuvarlak geniş alanda yürürken Louis ikisi için bir bank seçti ve 10 yaşındaki küçük kızın oturması için beklerken elinde taşıyıp durduğu poşeti ortalarına bıraktı. "Bunlar sonsuza dek seninle kalabilir."

Aurora Harley uzun uzadıya gri renkteki poşete baktı. İçinde neler olduğunu merak ediyordu. Hem, onu evlatlık edinmek isteyen edebiyat öğretmenini de merak etmeye başlamıştı. Bu onlar için buzların kırıldığı asıl yer sayılabilirdi; Louis zamanı geldiğinde, sonsuza dek beraber yan yana kalabilme sözünü vermeden öncesinde.

Louis'in onu evlat edinmesinden ve hayatlarını bir evde hep birlikte yaşayan bir aile olmadan önce Harley'in önce kendisine sonra da diğer insanlara alışması gerekmişti. Kurumdaki insanların söylediğinin aksine, Aurora Harley zor bir çocuk değildi Louis'e göre. Yaşının büyük olmasından dolayı şımarık diye yaftalanmasını, yeni evine alışmasının zor olacağının önyargısına inanmamıştı en başından beri. O da, tıpkı oradaki tüm çocuklar gibi ebeveyn ilgisine ve sevgisine ihtiyacı vardı. Hatta tümünden daha çok; Louis bunu anlamıştı. Ama ailesinin ikisi de o çocukken öldüğü için ona acıdığından değil, içindeki hisleri onunla anlaşabileceğini ve mükemmel bir baba-kız olabileceklerini söylediği için Harley'i seçmişti o ilk gün.

S H E (She lives in daydreams with me)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin