!Uyarı: Bu bölüm smut ve angst (bazı okuyucuları etkileyebilecek) olaylar içermektedir.
(italik ile yazılan paragraflar geçmişte yaşanmıştır)O gün, erken kalktığı halde canı hiçbir şey yapmak istemiyordu. Kardeşini okula göndermesinin üzerinden yine saatler geçmişti ve Merin omuzlarına doladığı yorgandan ayrılmadan bilgisayar ekranını izliyordu. Tüm odağı o kadar çok internetten vakit geçirmek için açtığı olimpik buz patencilerindeydi ki, elinde tuttuğu renkli mısır gevreği kasesine bakmadığı halde sütü hiç dökmeden yiyebiliyordu. Aslında yapması gereken bir sürü şey vardı -örneğin finallerinden önce tüm derslerine yetecek kadar not çıkarmalı ve onları okuyarak biraz daha çalışmalıydı. Bundan önceki iki gününü tam olarak bunları yaparak geçirdiği içindi belki de, Merin'in hiç de içinden derslerinin başına dönmek geçmiyordu. Onun yerine, biraz daha buzda kayan güzel kıyafetli patencileri izleyip sanki kendi kayıyormuş gibi heyecanlanmayı tercih etti. Ne zaman kadın patencilerden biri havaya doğru savrulsa, Merin açık kalan ağzıyla ekrana bakakalıyordu. Belki de, artistik buz patenini bırakması onun için daha iyi olmuştu. Merin böyle düşünürken, odağı sonunda bir süredir titreyişleriyle çalıp duran telefonuna gidebilmişti. Yatakta kaybettiği telefonu bulmak için geçen kısa süreden sonra, nihayet kulağına dayadı. "Nerelerdesin Merin? Kaç gündür mesaj bile atmıyorsun. Hiç merak etmiyor musun arkadaşın neler yapıyor? Ya da yeni işi nasıl diye?"
Gloria'nın sesini duymasıyla iç çekti. "Tanrım, şu ara o kadar sıkıcıyım ki, seni de sıkmak istemedim." Telefonundaki kişiden onu ciddiye almadığını belli eden bir 'hah' sesini duyduğunda, beklemeden devam etti. "Rosalind cadısıyla nasıl gidiyor yeni işin?"
"Ona cadı demekten ne zaman vazgeçeceksin?" Gloria sitem edince bu sefer aynı tepki, Merin'den geldi. "Şöyle ki, tahminimden daha iyi gidiyor. Yani alt tarafı kızına ödevlerini yapmasında yardım ediyorum. Bazen de, Rosalind'e yardım ediyorum ev işlerinde. Birkaç hafta sonra iş yerinden izin alacakmış." Gloria Merin'in söyleyeceklerini bekleyemeden yeniden söze daldı hızlıca. "Ve garip bir şeyler oluyor Merin. Ama aramızda kalacağına söz ver."
Merin arkadaşının son söylediklerinden sonra yeni uyanan dikkatiyle, tüm ilgisini telefonda söyleyeceklerine verdi. "Söz veriyorum. Ne oldu? Çabuk anlat."
"Öncelikle, dün akşam Rosalind'in bir arkadaşı geldi. Ama içeri girmedi. Kapıdan görüştüler. Ben kim olduğunu sormadan, yakın arkadaşı olduğunu ve..." Gloria anlatmayı birkaç saniyeliğine durduğunda Merin sabırsızca oturduğu yatakta sallanmaya başladı. "Ve bana, o kadının Louis'in eski eşi olduğunu söyledi. Ama daha tuhafı bunu yaparken sanki bana açıklama ihtiyacı duymuş gibiydi. Demek istediğim şeyi anladın öyle değil mi?"
Merin, eski eşi lafını duyduktan sonra, en yakın arkadaşının sonradan anlattıklarına pek de odaklanamamıştı. Sessizliğini korudu bu yüzden bir süre daha. "Bana biraz ilgili davranıyor gibi. Bilmiyorum. Aklıma sürekli ister istemez sizin ilişkiniz geliyor. Patron ve çocuk bakıcıları. Sonu hep böyle mi bitiyor?"
"Ne?" Merin, Gloria'nın demek istediğini daha sonradan anladı ve birden gülmeye başladı. "Rosalind seninle flört mü ediyor?! Hayır, hayır. Kesinlikle sadece kibar davranıyordur." Zamanında, Gloria'nın kendisine söyledikleriyle dalga geçti Merin. "Aman Tanrım, şaka bir yana, Louis bana çok öncesinde Rosalind'in biseksüel olduğunu söylemişti."
"Merin!" Gloria bir anda cırladı. "Kimseye söylememelisin. Hele de Louis'e. Çünkü, bay Bromley gerçekten çok kibar ve sessiz biri. Bence ben yanlış anladım. Kadını aldatmakla zan altında bırakıyormuşum gibi hissediyorum." Derin bir iç çekti dertli dertli. "Bu akşam da beraber saçlarını boyayacağız. Yardım etmemi istedi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
S H E (She lives in daydreams with me)
FanfictionHarry(Merin) hayatındaki tüm zorluklara rağmen mutlu biriydi, Louis ise hayatın monotonluğunda kendini ve anlam arayışını kaybetmiş, eski bir alkolikti. Bu yüzdendi belki de, tanrı, Harry ve Louis'i tanıştırdı. Louis geçici bir süreliğine de olsa, d...