7 Yıl Önce...Louis o gün okul kütüphanesinin kalın kirişleri arasında kendine yer edindiği masasında, yorgunlukla gözlerini ovuşturmadan önce kemik çerçeveli gözlüklerini indirdi hafifçe. Önündeki kalın ansiklopediden daha fazlasını okumak istemezcesine kapağını bir anda kapattığı anda, kütüphanenin diğer sakinlerini istemeden de olsa kendine çevirmişti. Eski kitabın altında kalan kendi kağıtlarına göz atarken, eli kırmızı hırkasının cebindeydi ve bu sayede o zamanlar fazlasıyla lüks sayılan küçük dokunmatik telefonunun titrediğini hissetti. Kimden mesaj geldiğini görmek için masanın altına çıkardığında, en yakın dostu ve aynı zamanda ev arkadaşı olan Arnold'un yanıtsız kalan çağrılarını gördü. İçerideki sessizlikte konuşmasının mümkün olamayacağından, ve arkadaşının birden fazla aramalarındaki anladığı aciliyetten dolayı hızlıca topladı masanın üstünde dağıttığı eşyalarını. Çirkin gözlüklerini de, büyük sırt çantasının içine rastgele fırlatıvermişti. Sonunda kendini temiz havayla buluşturduğunda, Louis'in yaptığı ilk şey elbette sigarasına sarılmak olmuştu. Sonra Arnold'ı geri araması gerektiğini aklına getirdi.
Arkadaşı telefonuna cevap vermek yerine, birkaç dakika sonra kampüsün ilerisindeki kafeteryaya gelmesini söylemişti mesajla Louis'e. Bu hareketine anlam veremediği için kaşlarını çatsa da, sigarasını bitirdikten sonra kolunun arasını sıkıştırdığı montunu sırtına geçirip arkadaşının onu çağırdığı yere gidecekti.
Küçük mekana girdiği ilk andan itibaren, belki de içerideki sessizlik dikkatini çekmişti. "İşte geldi." Rosalind, onun duyamayacağı mesefaden fısıldamıştı. Louis kapıyı kapatır kapatmaz, ona sırtı dönük olan arkadaşları bir anda oturdukları yerden ayaklanarak, hepsi birden Louis'e dönmüş ve ellerinde tuttukları renkli balonları serbest bırakmışlardı. "İyi ki doğdun Louis!"
Ağzı açık kalmıştı ilk önce, insanların arasına adım attıkça yavaşa kapasa bile, gülümsemesini ve içten içe hissettiği tuhaf mahcupluğu üstünden atamamıştı. Doğum günü olduğunu kendisinin bile unuttuğu bir anda, onun için hazırlanmış olan bu partiye hazırlıksız yakalandığı kesindi. Bu yüzden en fazla on kişinin olduğu minik arkadaş topluluğunun arasına karışmadan önce Louis sadece durmadan kendi kendine 'buna inanamadığını' mırıldanmıştı. Rosalind ona hazırladığı büyük pastayı masaya koyduktan sonra Arnold hiç bekletmeden üstüne yerleştirilen mumları yaktı ve Louis'i aralarına çekti. "Çabuk bir dilek tut."
Büyük çikolatalı pastaya tamamen eğilmeden önce, belki de birkaç saniyeliğine yirmi üç yıllık hayatı süresince, gerçekleşmesini en çok istediği şeyi düşündü. O an, sadece mutlu olmayı diledi hayalperest bir şekilde, aceleyle. Ve aslında, farkında olmadan 'o kişiyi sonunda bulabilmeyi' istedi. Çünkü, Louis için mutluluk kavramında tamamlanamayan tek kısım yalnızca hayat arkadaşının eksikliğiydi. O içinden her ne kadar, yeni bir yaş, daha mutlu bir hayat diye geçirse bile aslında derinlerinde bir yerde, hayatının aşkını arayıp bulmak gizliydi. Güçlü ve uzun nefesleriyle mumları üfledikten sonra, 'onunla' göz göze gelmesi, hayatın bir cilvesi değildi aslında. Louis, buna inanmamıştı.
Arnold ve Rosalind'den sonra diğer arkadaşları yanına kadar gelip yeni yaş dileklerini sarılarak iletmişti. Louis her ne kadar belli edemese de, aslında öyle mutlu olmuştu ki hazırlanan bu sürprize. Durmadan mahcupca gülümsüyor ve teşekkür ediyordu. Aslında tüm fikir Rosalind'e aitti ve o zamanlar -sadece- erkek arkadaşı olan Arnold, her şeyi ayarlayan kişi olmuştu elbette. Mezun olmadan önceki senesinde, durmadan stres yaparak tüm gücüyle ders çalışan arkadaşları için gereken bir kutlama olduklarını düşünmüşlerdi. Özellikle de Louis'in sadece evdeki odası ve kampüs arasında devam eden hayatını göz önüne aldıklarında, buna ihtiyacı olduklarına emin olmuştu iki arkadaş da. Ve bu konuda fazlasıyla başarılı olmuşlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
S H E (She lives in daydreams with me)
FanficHarry(Merin) hayatındaki tüm zorluklara rağmen mutlu biriydi, Louis ise hayatın monotonluğunda kendini ve anlam arayışını kaybetmiş, eski bir alkolikti. Bu yüzdendi belki de, tanrı, Harry ve Louis'i tanıştırdı. Louis geçici bir süreliğine de olsa, d...