"Jungkook,uyan artık!!" diye bağırdı Bayan Jeon.Bir yandan da ekmek arasını hazırlıyordu.Jungkook'a çok tahammül edemiyordu.Onun omega olması tüm ailesini küçük düşürüyordu.Hem yaşadıkları kasaba da omegaları çok hoş karşılamaz,ailelerini bile dışlarlardı.Hatta zamanında birçok omega sürgün edilmiş,bazıları ise yakılmıştı.Yönetim de oldukça katıydı zaten.Kasabalarını yöneten deltalar oldukça sertti.Onu dışarı atmak istemişlerdi ama annesi her seferinde karşı gelmişti.Sevdiğinden,sahiplendiğinden değildi bu yaptıkları.Altın getiriyordu.Çok fazla miktarda olmasa da getiriyordu işte.Zaten zor geçiniyorlardı.
Jungkook duyduğu sesle hızlıca yataktan kalktı ve gittikçe yıpranan siyah gömleğini giyindi.Siyah gömleği ona oldukça bol geliyor,sıska vücudunu örtüyordu.Zaten işe giderken giyiniyordu siyah gömleğini.Yıpranmış olması bu yüzdendi.
Altına da siyah bol bir pantolon giyinmiş ve çoraplarını giyinip odadan çıkmıştı.Deli gibi uykusu vardı ama işe gitmek zorundaydı.Hızlıca lavaboya girip elini yüzünü güzelce yıkadı ve kurulandıktan sonra annesinin bulunduğu mutfağa girdi.
"Şey,yiyecek bir şeyler var mı?" diye sormuştu çekingen bir sesle.Annesi ona kısaca göz atarken hazırladığı ekmek arasını uzattı Jungkook'a.Jungkook yine aynı çekingenlikle ekmek arasını alırken teşekkür etti ve sırt çantasına koyup ayakkabılarını giyindi.
Bugün işleri baya yoğundu.Önce odun toplayacaklardı.Daha sonra ise odunları çuvallara bölüp yönetim binasina taşıyacaklardı ama bugün ekstra çekiniyordu.Çünkü kasabalarını deltalar yönetiyordu ve omegalardan pek haz etmezlerdi.Yönetim binasında da deltalar bulunuyordu,o yüzden Jungkook bastırıcı almayı unutmamıştı.
Evden çıkıp hızlı hızlı yürüdü ve arkadaşlarının toplandığı yere geldi.Birkaç kişi eksikti,en azından erken geldiğine sevinmişti.Gecikirse ceza alırdı ve Kim Namjoon ona ağır bir ceza verirdi.Gruptaki tek omega oydu ve ceza vermek baya eğlenceliydi onlara göre.
Birkaç kişinin de gelmesiyle hızlıca ormana girdiler ve elinde ki kesici aletlerle kesilebilecek odun parçalarını güzelce ayırdılar.Jungkook baltayla odunları keserken dikkat ediyor ve bir yerini yaralamamaya özen gösteriyordu.
"Jungkook,biraz daha hızlan." demişti Namjoon.Jungkook kafa sallayıp onaylarken bu sefer hızlı hareket etmiş ve ellerinin ya da kollarının çizilmesini umursamamıştı.
Jungkook hala odunları kesmeye devam ederken son kalan parçaları da oluşturduğu yığının üzerine bıraktı ve arkadaşlarına baktı.Hepsi mola vermişti ve yeteri kadar odun kesmişlerdi.Jungkookta alnındaki teri silmiş ve kendini yumuşak çimlere bırakıp suyundan birkaç yudum içmişti.Ardından annesinin hazırladığı ekmek arasını eline almış ve büyük bir açlıkla yemeye başlamıştı.Sabahta kahvaltı yapmamıştı ve baya açtı.
Jungkook yemeğini yemeyi bitirirken suyundan birkaç yudum daha içti ve çantasını sıkıca tutup Namjoon'un yanına ilerledi.Parmaklarıyla oynuyor ve içindeki korkuya rağmen ilerliyordu.Uzaktan bile hissettiği baskın fermonlarla daha da gerildi ama devam etti.
"Merhaba efendim." dedi saygıyla eğilirken.Gözleri yerden ayrılmıyordu. "Ben yemeğimi yemeyi bitirdim,odunlarımı götürebilir miyim kulübeye?" diye sormuştu.Arkadaşları henüz mola veriyordu.
"Olur,götürebilirsin." dedikten sonra Jungkook geri dönüp odunlarını güzelce toparlayıp kollarının üzerine almış ve dikkatli bir şekilde ilerlemeye başlamıştı.Odunlar kollarını kesiyor,gittikçe daha da ağırlaşıyordu ama dayanmaya çalıştı.
Kulübeye yaklaşmışken karşıdan gelen kardeşini gördü.Soobin daha yeni evden ayrılıyordu.Jungkook ona bakarak tebessüm etti ama bir karşılık alamadı,Soobin ona bakmadan ilerlemiş ve yüzündeki memnuniyetsizliği açık bir şekilde belirtmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVE BUG -TAEKOOK
Fanfiction"Bay Kim,affınıza sığınarak söylemek isterim ki Jungkook bu evliliği istemiyor.Eğer arzu ederseniz oğlum-" "Size dün de söyledim.Benim istediğim kişi Jungkook."demişti Taehyung ayağa kalkarken. "Ama efendim o bir omega."demişti babası kafasını eğip...