Episode 26

12.8K 923 305
                                    


İkili tatillerinin 3. sabahına uyanmışlardı.Taehyung çocukluğunda yüzdüğü bir göletin yanına götürmek istemişti Jungkook'u.Şimdi birlikte yiyecekleri şeyleri götürüyor ve bohçanın içerisine dikkatle yerleştiriyordu.Hem birlikte güzelce vakit geçirmek istiyor,hem de eşini yakından iyice tanıyıp onun da kendisini tanımasına fırsat vermek istiyordu.

Jungkookta yataklarını düzeltip etrafı topladıktan sonra aşağı inmiş ve Taehyung'un her şeyi hazırladığını görmüştü.

"Hazır mısın?"demişti Taehyung bohçayı dikkatlice tutup Jungkook'un yanına ilerlerken.Jungkook kafasıyla onu onayladıktan sonra bohçayı kendi taşımak istemişti ama Taehyung ona vermeyip elini tutup dışarı çıkmıştı.

Kuşların cıvıltısı eşliğinde taşlık yolda yürüyorlardı.Hafif esen rüzgar Jungkook'un uzun saçlarını savuruyor,mis kokusunu eşine kadar ulaştırıyordu.

"Ben yüzemiyorum ama,gölete nasıl gireceğim ki?"demişti dudaklarını büzerek.

Taehyung dudaklarından bakışlarını çekip ilerisinde ki yola bakmıştı.Cidden Jungkook'un güzelliğine dayanamıyordu.

"Kucağımda gezdiririm seni."

❤️

"Taehyung korkuyorum!"demişti Jungkook bağırarak ama Taehyung onu kucağına almış ve Jungkook'un bacaklarını beline dolamasını sağlamıştı.

Jungkook'un kalbi korkudan hızlı hızlı atarken eşine koala gibi sarılmış,kollarını boynuna sarıp yüzünü boynuna gömmüştü çünkü suya bakmak bile onu fazlasıyla korkutuyordu.

"Korkma,ben burdayım."demişti Taehyung bir kolunu beline dolarken.

Taehyung Jungkook'u nehirde epey gezdirdikten sonra sudan çıkarmış ve hemen giyinmesini söylemişti.Issız ve kimsenin olmadığı bir yerdelerdi ve ayrıca bir deltanın sahip olduğu bir yere girmek yürek isterdi.Bu yüzden ikisi de suya çıplak girmişlerdi.

Jungkook hemen ağacın dibindeki eşyalarına ilerlemiş ve iç çamaşırını giyinmişti.Taehyung hala sudayken eşinin güzel vücudunu izlemiş ve bıraktığı morlukları incelemişti.

Daha fazla tahrik olmamak için o da sudan çıkmış ve Jungkook'un yanına gidip omzundan öpmüştü.Jungkookta arkasını dönüp yanağından öpmüş ve kazağını üzerine geçirip sofrayı hazırlamaya gitmişti.

Taehyungta üzerini giyinip Jungkook'un yanına gitmiş ve hazırladığı sofraya ağzı sulanarak bakmıştı resmen.O kadar acıkmıştı ki her şeyi silip süpürebilirdi.

"Buraya gel."demişti Taehyung Jungkook'un elinden tutup bacaklarının arasına oturturken.Taehyung bacaklarını orta açıyla kırmış ve açılan alana Jungkook'u oturtmuştu.Jungkookta sırtını eşinin geniş göğsüne yaslamış ve keyifle yemeğini yemeye başlamıştı.

"Biliyor musun küçükken çok yaramaz bir çocukmuşum.Hatta annem bazen ağlarmış benimle baş edemediği için."demişti Taehyung gülerek.

"Cidden mi?"demişti Jungkook arkasını dönüp şaşırır bir ifadeyle.Eşinin yaramaz bir çocuk olabileceğini hiç düşünmemişti.Akıllı ve laf dinleyen bir çocuk hayal etmişti hep.

"Seni hep akıllı bir çocuk olarak düşünüyordum."demişti Jungkook gülerek.

"Akıllıymışım ama çok yaramazmışım."demişti Taehyung Jungkook'un saçlarını öperken.

"Sen nasıl bir çocukluk geçirdin?"demişti Taehyung.Aslında sorusunun cevabını az çok tahmin ediyordu ama amacı hem eşinin ona ısınmasını sağlamak hem de hayat hikayesini bilmekti.

LOVE BUG -TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin