Hayırlı Ramazanlar.
Gülüşün yönümü gösteren bir pusula.
Bu gün gitme vaktiydi. Sabah nenemin saçlarımı okşayarak uyandırması ile kalktım.
Kahvaltıyı Şeyda ile beraber hazırlarken anlamsız bir sessizlik vardı.
Çayı demleyip kalçamı tezgaha dayadım. Şeyda ise peyniri rendelemek ile uğraşıyordu.
"Şeyda?"
"Hmm"
"Seninle konuşalım oturda şöyle." derken masaya oturmuş karşımda ki sandalyeyi gösteriyordum.
Elini yıkayıp havluya sildi. Daha sonra karşıma geçip oturdu. Masa da ki ellerini tutup bakışlarının bana dönmesini sağladım.
"Şeyda'm güzel kardeşim. Ben gidiyorum biliyorsun. Nenem önce Allah'a sonra sana emanet. Benim yokluğumu hissettirme. Ben yanıma almayı düşündüm fakat senin burada stajın var senin tek kalmanı istemiyorum."
"Ablam emanetine gözüm gibi bakacağım. Hem senim görevin süresi 6 ay değil mi?"
"Bir tanem. Burada ki yerim ilk görev yerim olduğu için 6 ay oldu. Orası kaç ay olur bilmiyorum."
"Kalsan olmuyor muydu yani?"
"Burası sıkıyor beni be güzelim. Daralıyorum. Sanki ruhum bedenimden çıkmak istiyor gibi. Hem orada ki insanlara da faydam olur."
"Aah aah neyse. Oradan bana da bir enişte bulursun artık." demesi ile eline bir tane vurdum.
"Eşek ablayla nasıl konuşuyorsun?"
"Ohooo abla da abla mübarek. Farkındaysan 25 yaşındasın ve kocadın. Kız evde kaldın evde."
"Bana diyene bak. Kolaysa sen bul evlen."
"Ben evlenmeyeceğim. Kariyer planlarım var." diyip ayağa kalktı. Meşhur saç savurmasını yapıp rendelediği peynirleri tabaklara koydu. Bende bardakları alıp masaya bıraktım.
Güzel ve sessiz geçen kahvaltıdan sonra ben bulaşıkları yıkarken Şeyda evleri süpürüyordu. Elimde ki son bardağı makineye bırakıp elimi yıkadım.
Salona geçtiğimde Şeyda'nın makine ile kavgasını izliyordum.
"Lan bir kere de takılma be bir yere takılma. Hayır Umay süpürürken bir yere takılmayan mal bende felçleşiyor. Anlamadım ki benden mi hoşlanmıyorsun sen!?"
Yüzüne gelen uzun saçlarını bileğinde ki toka ile bir hırsla topladı.
En sonunda dayanamayıp prizden fişi çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖNLÜME GEL
Romantiek"Ben senin gölgene falan sığınmadım. Ben 17 yaşımdan sonra senin adını bile ağzıma almadım." "Ama ben seni takip ettim. Her zaman ediyordum. Hatta ve hatta o askerle aranda geçenleri bile biliyorum. Yazık olacak askere. Neydi adı? Imm Fez- hah hatı...