İlk olarak merhaba!
Multimedya'da hikaye'nin Youtube'daki tanıtım videosu var izlerseniz sevinirim.
Hikayemi okuyan kaç kişi var? umarım vardır. Okuyan herkes vote verebilirmi en azından okunduğunu görmek istiyorum.
Bu bir geçiş bölümüydü, hergün yeni bölüm eklemeye çalışıcam iki olmazsa bir bölüm kesin eklerim, küçükte olsa bir okuyucu kitlesi varsa tek bir yıldıza tıklayıp mutlu olmamı sağlaya bilirsiniz.
Keyifli okumalar.
Rahat bir, bir buçuk saat daha ağacın kenarında yaprağın altında bekledik yağmur dinmişti fakat rüzgâr hala varlığını belli ediyordu ve her rüzgâr estiğinde tüylerim diken diken oluyordu.
Savaş ayağa kalktı ve yaprağı alıp kenara attı aynı şeyi Koray’da tekrarladı.
‘’Daha yapacak çok şeyimiz var bir an önce dönelim ve barınacak bir yer yapalım’’ dedi Savaş ve arkasını dönüp yürümeye başladı. İnsan bir iyi misin yürüye bilecek misin diye sorar. Öykü Koray’ın uzattığı eli tuttu ve ayağa kalktı, bende Koray’ın elini tuttum ve kalktım fakat ayaklarım sızladığı için tökezledim, Öykü hemen kolumun altına girdi ve birlikte Savaş’ın arkasından yürümeye başladık.
Kumsala geldiğimizde hemen ayaklarımı suya soktum ve temizlemeye başladım çamurdan arınınca çok fazla yara olmadığını gördüm. Koray arkamdan ‘’ bir yerde salyangozun ayak yaralarına iyi geldiğini okumuştum’’ dedi. Ona dönüp şu meşhur ciddi misin bakışımı attım.
Öykü arkasından kıkırdayarak’’ Sumru uğur böceği de dâhil bütün böceklerden korkar’’ dedi.
Hızla o tarafa yürüdüm ve ‘’ Hiçte bile Öykü abartıyor’’ biraz durduktan sonra ekledim ‘’ hem o kadarda kötü değil dayana bilirim’’ dedim.
Koray ‘’ peki sen bilirsin ben Savaş’ın yanına gidiyorum’’ dedi ve ormana doğru yürümeye başladı.
Söylemeyi unuttum Savaş dayanamadı ve ormana odun, yaprak ve taş aramaya gitti sözde barınak yapacakmış. Neyse bir ara gülerim buna şuan yorgunluktan ölüyorum.
Kumun üstüne sırt üstü uzandım ve gözlerimi kapattım ve düşünmeye başladım acaba annem ne yapıyordur? Ya babam kim bilir ne kadar üzülmüştür belki öldüm sanıyorlardır, şu iki günde onları ne kadar çok özlediğimi fark ettim, buradan nasıl kurtulacaktık kim bilir belki kurtulamazdık, okulum ne olacaktı muhtemelen sınava giremeyecektim, annemle babamın yokluğuna nasıl dayanacaktım şimdi bile bu kadar özlemişken gözlerimden bir damla yaşın süzüldüğünü fark ettim. Bu kadar zorlukla nasıl başa çıkabilecektim.
Öykü’nün sesiyle düşüncelerimden çıktım ve gözlerimi açıp telaşla elimin tersiyle gözlerimi sildim.
Doğrulup bana doğru gelen Öykü’nün söylediklerine kulak verdim’’ Sumru bak buraya kocaman yardım edin yazdım sence görürler mi?’’ Biraz düşündüm ‘’ ımm yani zekice, eğer üstümüzden bir uçak filan geçerse neden olmasın’’ dedim. Ve ayağa kalktım o sırada arkadan Koray ve Savaş’ın geldiğini gördüm Savaşın elinde uzun dallar ve hafif büyük taşlar vardı Koray’ın elinde ise şu büyük yapraklardan vardı ama sanırım beş ya da altı taneydi, yanlarına gidip hafif sırıtarak ’’ bu kadar az eşyayla barınak yapacağına emin misin?’’ dedim.
Ellerindekini yere indirdi ve silkeledi ‘’buraya bina filan dikeceğimi zannetmiyorsun değil mi?’’ dedi.
‘’Yani bina değil fakat sonuçta dört kişiyiz ikişer tane yapacağın için malzeme az diye düşündüm ’’ dedim.
Sahte bir kahkaha atıp konuştu’’ bu kadar az zamanda bu zor şartlar altında bide senin gibi hazıra düşkün bir kıza ayrıyeten barınak yapacağımı mı düşündün? Hayal gücüne hayran kaldım’’ dedi ve yerden bir sopa ve bir taş alıp işine koyuldu. O an Sanki bana ormanda uçan maymun gördük demiş gibi bir ifade aldı suratımı.
‘’ Ne yani biz nerde kalıcaz. Tamam, dağ hayvanı olduğunu biliyorduk fakat bu kadarda belli etme!’’ diye bağırdım.
Bana döndü ve kolunu sopanın üstüne yaslayarak konuşmaya başladı.’’ Seçeneklere bir bakalım, birinci seçenek sizde ormana gidip bunlardan bulur ve aynı barınaktan bir tane yaparsınız, hiç zannetmiyorum. İkinci seçenek dırdır etmeden bu barınakta mecburen dip dibe yatarız, biliyorum kulağa pek hoş gelmiyor. Üçüncü seçenek aa başka seçenek kalmamış.’’ Dedi ve işine geri döndü.
Ukala! Resmen gıcıklık yapıyor birden ‘’ hayatta olmaz!’’ dedim ve ekledim ’’yani ikinci seçenek.’’
Cevap vermesini beklemeden ‘’ Öykü beni takip et’’ dedim ve ormana doğru yürümeye başladım bende Sumru’ysam o barınağı yapacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ISSIZ ADA
Teen FictionIssız Ada'ya düşen dört genç. Çaresiz. Yapayalnız. Ve Kurtulmayı bekliyorlar. Çektikleri zorluklara rağmen ayakta durabileceklermi? Ya Sumru aşık olursa? Aşık olmak için bir kalbi olmayan Savaş'a.