Hemen doğruldum aklıma gelen şeyse çok zor durumda kalırdım, ne yapıcam diye düşünmeye başladım ama aklıma Öykü’yü çağırmaktan başka bir şey gelmiyordu.
‘’Öykü!’’ diye bağırdım. Fakat cevap gelmedi.
Tekrar bağırdım’’ Öykü!’’
‘’ Efendim Sumru ne oldu?’’ deyip içeri girdi.
Beni görünce hemen yanıma çöktü’’ Ne oldu sana? Yüzün bembeyaz olmuş’’.
Eliyle yüzümü kavradı. ‘’ Buz gibisin Sumru’’ daha da telaşlanmıştı.
‘’ Öykü sakin ol’’ ellerini kavrayıp yüzümden çektim, haklıydı şuan donuyordum.
Devam ettim ‘’ Sanırım regl dönemim geldi ne yapıcam bilmiyorum’’ dedim.
‘’Bu benim aklıma hiç gelmemişti, Koray’la mağaraya gidip birkaç parça kıyafet alalım daha sonra sen kıyafetlerle halledersin tamam mı ?’’ diye sordu.
Çaresiz bir şekilde kafamı salladım.
Ayağa kalktı ve dışarı çıktı, en kötüsü de çok sancılı geçmesiydi evde olduğum zamanlar hastaneye gider serum taktırırdım Çünkü Adenomyozis hastasıydım.
Adenomyozis Rahim iç boşluğunu döşeyen endometrial hücre tabakasının, rahim kas tabakası içinde de gelişmesine bağlı olarak oluşan bir durumdur.
Hastaneye regl sancısı için gittiğimde bu tanı konulmuştu ve ben olayı baya sonra anlamıştım.
Genç kızlarda çok görülmüyormuş, doktorum bir istisna olduğumu söylemişti.
Şimdi nasıl katlanıcam hiçbir fikrim yoktu. Tekrar cenin pozisyonunu aldım ve Öykü’nün gelmesini bekledim.
Kasıklarıma giren sancıyla inledim bu sefer giren sancı diğerlerine göre daha şiddetliydi üşüyordum.
Dişlerim birbirine çarpıyordu tekrar inledim, tanrım!
Ağladığımı ağzıma tuzlu bir tadın gelmesiyle fark ettim. Artık inlemeler ağzımdan benden habersiz çıkıyordu, o sırada Savaş’ın sesini duydum ama ona bakacak cesareti kendimde bulamıyordum.
Gözümden bir damla yaş tekrar düşerken daha sesli inledim.
Savaş arkama oturdu eliyle kolumu tuttu elinin sıcaklığını hissettim.
‘’Sana ne oldu böyle’’ diye bir soru yöneltti sesi şaşkın çıkıyordu.
Kendimde cevap verme gücünü bulamadım.
‘’Sumru cevap ver! Tenin çok soğuk donmuşsun!’’ dedi ve ben daha ne olduğunu anlamadan beni doğrulttu ve üstündeki uzun kollu siyah kazağı çıkarıp benim başımdan geçirdi.
Ben tekrar cenin pozisyona geldim ve burnuma dolan nane ile çikolata kokusunu içime çektim, ama bir türlü sancım dinmiyordu.
Sanki daha fazla sıcağa ihtiyacım olduğunu anlamış gibi bana arkadan sarıldı, ilk önce irkildim fakat ani bir tepki vermedim.
‘Şş! tamam geçti şimdi ısınacaksın’’ dedi karşı koyamadım çünkü vücudumu sıcaklık kaplamıştı, üşüme hissim azaldı sadece kasıklarımda ağrı vardı birazda ağladığım için başım ağrıyordu.
Savaş’a daha çok sokuldum ve sıcaklığın verdiği mayışmayla gözlerimi kapattım.
-Öykü’nün anlatımından-
Mağaradan üç tane tişört alıp çıktık Koray bunları neden aldığımı sorup durmuştu, ama bir şekilde halletmiştim oda konserve almayı unutmamıştı.
Sumru’nun o son halini hatırladıkça daha kötü oluyordum benim regl dönemim de kesin yaklaşmıştı ama Allah’tan benimki ağrıdan çok psikolojik yönden kötü etkiliyordu bu konuda şanslıyım, fakat bir sene önce Sumru’ya ismini hala söyleyemediğim bir hastalık teşhisi koydular ve her ay bu ağrıyı çekiyor hatta bazen babası hastaneye kaldırıp serum taktırıyor.
Hızlı hızlı Koray’la birlikte yürüyorduk kumsal ile mağaranın arası uzak olduğu için baya uzun sürmüştü gitmemiz ve güneş çoktan batmıştı buradayken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyordum.
Koray’ın sesiyle düşüncelerimden çıktım. ‘’ Sence buradan kurtula bilecek miyiz?’’ diye bir soru yöneltti bu çok ani olmuştu ne diyeceğimi bilemedim bu soruya verecek bir cevap bulamıyordum sahiden kurtulacak mıydık buradan? Düşüncelerimi okuyormuş gibi ‘’ bende bir cevap bulamıyorum’’ dedi.
Kafamı sallamakla yetindim, kumsala varmıştık Savaş ortalarda görünmüyordu muhtemelen barınağında yatıyordur diye düşündüm ve bizim barınağımıza doğru yürüdüm Koray’da arkamdan geliyordu omuzumun üstünde ona baktım ve aynı zamanda barınaktan içeri girdim kafamı çevirdiğimde gördüğüm şeyle gözlerim büyüdü.
Savaş’ın üstü çıplak bir vaziyette Sumru’ya sarılırken bulduk ve aynı zamanda Sumru’yu dikkatlice izliyor gibiydi Sumru’nun üstünde Savaş’ın kazağı vardı.
Koray’da benim gibi şaşırmışa benziyordu Savaş bizim geldiğimizi fark etinde bize döndü ve işaret parmağını dudağına yaslayarak ‘’sessiz olun’’ demeye çalıştı, Sumru biraz kıpırdandı fakat uyanmadı.
Ne olduğunu hala çözemesem de elimdekileri yere bırakıp barınaktan çıktım ve biraz uzaklaşıp kumun üstüne oturdum Koray’da yanıma oturdu.
‘’ Savaş’ın Sumru’ya sarılacağı aklımın ucundan bile geçmezdi’’ dedi.
Ona bakıp ‘’ Neden? ’’ diye sordum.
Gülümsedi ve cevap verdi ’’ Savaş’ı sekiz yaşımdan beri tanıyorum yan komşumuzdu daha sonra babamla babası bir iş kurdular o yüzden hep birlikte olurduk bir süre sonra annesi sanırım çocuğu olmuyor diye yurttan bir erkek evlat edindi bunun üstüne Savaş içine kapandı, çoğu zaman bizde yatardı ve sonra liseye başladık başı her gün belaya girerdi çok fazla belalı düşmanı vardı sorun şu ki babasının parasıyla geçinen tiplerden hiç olmadı, kimseye yardım etmezdi sadece anneannesinin yanındayken yüzü gülerdi ve onun için şirketin yaptığı davetlere giderdi’’ durdu ve biraz nefes aldı şaşkın gözlerle ona bakıyordum konuşmanın sonu nereye gidecek merak ediyordum.
Derin bir nefes alıp tekrar konuştu’’ Lise birin ortalarında okula bir kız geldi güzeldi, çok havalıydı, okulun bütün erkekleri peşinde koşardı Savaş’ı ilk defa o zaman o kıza karşı bir şeyler hissettiğini fark ettim o kızı sahiplenmişti ama bu sahiplenme uzun sürmedi lise birin sonunda parti yapmışlardı Savaş’ı zorla kolundan tutup götürdüm ben dans ederken o barda oturup içki içerdi daha sonra Savaş’a bir mesaj geldiğini gördüm sarhoş olduğu için sallana sallana bir yere doğru gitti bende merak edip arkasından gittim en sonunda depo gibi bir yere girdi ve çıkmadı korkup içeri girdiğimde yerde kanlar içinde yatan kızı gördüm ölmüştü Savaş’ın belalılarından biri öldürmüştü o günden beri Savaş’ı hiçbir kızla görmedim şimdi Sumru’ya sarılınca tuhafıma gitti’’ dedi.
Şok olmuştum dönüp Koray’a baktığımda gözlerinin kızarmış olduğunu gördüm.
‘’Üzüldüm’’ diye fısıldadım. Aklıma söyleyecek bir şey gelmiyordu.
‘’ Şimdi sana bunları anlattığımı duysa kesin beni ağaca asar’’ dedi ve kıkırdadı.
O sırada arkadan Sumru’nun geldiğini fark ettim. Yanıma oturdu yanakları kızarmıştı.
Ona dönüp konuştum ‘’ Savaş nerede?’’
‘’ Görmediniz mi siz? Az önce ben uyanınca halletmem gereken bir şey olduğunu söyledim ve oda çıktı?’’ dedi.
Koray sessizce ‘’ sanırım duydu’’ diye fısıldadı ve ayağa kalkıp ormana doğru hızlı adımlarla yürümeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ISSIZ ADA
Teen FictionIssız Ada'ya düşen dört genç. Çaresiz. Yapayalnız. Ve Kurtulmayı bekliyorlar. Çektikleri zorluklara rağmen ayakta durabileceklermi? Ya Sumru aşık olursa? Aşık olmak için bir kalbi olmayan Savaş'a.