Birkaç adım daha yürüdükten sonra dayanamadım ve hızla önüne geçtim elinde gördüğüm şeyle kalbimin ritmi değişti ve istemsiz bir şekilde yüzüme bir gülümseme geldi.
Elinde papatya tacı vardı ve çok güzel olmuştu, ne diyeceğimi bilemedim ve kafamı kaldırarak şaşkın gözlerle Savaş'a baktım dilim tutulmuştu.
''Evet var'' dedi nefesini vererek.
kaşlarım istemsiz çatıldı ''Ne var?''
''Gamzem'' dedi soğuk ve bi o kadarda sert çıkan sesiyle, ilk olarak gamze kim diye düşündüm nasıl böyle sahiplenircesine benim diyebiliyor, daha sonra sorduğum soru aklıma geldi ve düşüncelerimi Savaş duymasa bile kafamı kumun içine sokmak istedim.
Kafamı kaşıdım ve ''Yeni fark ettim'' dedim ve ekledim ''O kadar az gülüyorsun ki görmek çok zor''
elindeki son kalan papatyayıda taca ekledi ''Belki de gülmem için bir şeyler yapmadığındandır''
Kaşlarım daha fazla çatıldı, ben ne yapabilirdim ki beni umursadığını bile zannetmiyorum kaldıki yaptığım şeylere gülücek bu düşünce kafamda ki soru işaretlerinin yanında yerini aldı, eğer yaptığım şeylere gülücekse onun gülüşünü görmek için elimden gelen her şeyi yapardım.
sessiz kalmak daha cazip geldi ve sesimi çıkartmadım, ne diyebilirim ki?
''Çok inatçısın biraz daha dayansan olmazdı değil mi?''
Ne hakkında konuştuğunu ilk anlamasamda daha sonra taç olayından bahsettiğini anladım.
onun sert sesi kalbimi kırmıyordu çünkü alışmıştım.
Cevap veremedim, iç sesim 'tabi ki veremezsin böyle şok geçirirsin ' diye meydan okurken gözlerimi papatya tacına çevirdim ben nerden bilebilirdim ki?
Sonunda şaşkınlığımı giderip konuşmaya başladım '' Şey, bu çok güzel olmuş''
Kekelemediğim için çok şanslıyım!
Derin nefes aldığını hissettim ''Küçükken ormana giderdim sırf kaybolmak için, kimsenin beni bulmasını istemezdim, canım sıkılıncada papatya tacı yapar sonra takacak birisi olmadığı için bozardım''
Gözlerimi Ela gözlere çevirdim bana bakmıyordu, gözleri papatya tacındaydı sanki gözünün önünde anıları canlanmış gibi...
merakla sordum ''Tekrar bozucak mısın?''
yarım ağız güldü ve gözlerime baktı ''Sanırım takıcak bir kız tanıyorum''
kalbim o kadar hızlı atmaya başladı ki tişörtümden çıkıcak sandım, parmak uçlarıma kadar kızardığıma eminim.
cevap vermeme fırsat bırakmadan tek eliyle belimden tutup kendisine doğru çekti. Ona yakın olmak Ateşin yanında su olmak gibi bir şeydi her an buharlaşıp havaya karışıcam diye korkuyordum.
Eliyle saçlarımı düzeltti. Elinin sıcaklığını ve büyüklüğünü hissetmemek imkansızdı. ''Saçların çok yumuşak'' dedi gözümün önündeki bir tutam saçı geriye iterken, 'Cevap vermek bu kadarmı zor Sumru' diye iç sesim bana bağırdı 'Kolaysa gel sen cevap ver iç ses burada böyle konuşması kolay tabi'
Dudaklarımın üstünde Savaş'ın nefesini hissettim ve gözlerim kapandı beni bu kadar kolay güçsüzleştirmesi sinir bozucuydu.
Kafamda hissettiğim şey ile gözlerimi açtım tacı başıma yerleştirmişti. Gülümsemeden alı koyamadım kendimi ve ne zaman tuttuğumu fark etmediğim nefesim havaya karıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ISSIZ ADA
Teen FictionIssız Ada'ya düşen dört genç. Çaresiz. Yapayalnız. Ve Kurtulmayı bekliyorlar. Çektikleri zorluklara rağmen ayakta durabileceklermi? Ya Sumru aşık olursa? Aşık olmak için bir kalbi olmayan Savaş'a.