Kahvenin birisini Kara kedi'ye uzattığımda yanındaki sandalyeyi çekip oraya oturdum.
Açtığım o konudan sonra evime gelmiştik.
Şuan balkonda oturuyorduk ve bana o konu hakkında konuşacağını söylemişti.
Meraklı gözlerimi ona dikerken kahvesinden bir yudum alıp gözlerini yıldızlara dikti.
Uzun bir konu olduğunu anladığımda yavaşça geriye yaslandım.
Derince nefes aldı ve söze girdi."Mucizeler.
Onlar her zaman gizli kalmalıdır Marinette.
Eğer bir kişi bile gerçek kimliğini bilirse mucizen alınır ve bir başkasına verilir.
Neredeyse on yıldır kahramanım sana gerçek kimliğimi vermek tüm emeklerimi çöpe atmak demektir.
Yalnış anlamanı istemiyorum ama bunu yapamam.
Yıllardır bu işte tek başımayım.
Mucizelerin tarihine inersek çıkamayız.
Ama mucizeler tarihini en derinden etkileyen bir olay var."Merakla ona devamını anlatması için ona bakarken kahvesinden bir yudum daha alıp gözlerini bana çevirdi.
"Yıllardır devam eden belirli iki büyük kahraman.
Kara kedi ve Uğurböceği."Şaşkınlıkla ona bakarken lafını böldüm
"Ama sen on yıldır yalnızsın?"
"Aslında tek mucizeler bunlar değil ama en belirli ve iki büyük mucize Kara kedi ve Uğurböceği mucizesi.
Yıllar önce Uğurböceği görevini üstlenen birisi gerçek kimliğini bir başkasına göstermesi sonucu elinden mucizesi alındı.
O zamanların gardiyanı bu mucizeye uygun birisini aramak için kendi içlerindeki bir kahramanı bunun için görevlendirmiş.
Kahraman başta canavar gibi davranmış ve çıkardığı yeşil baloncuk ile güvenilir kişiyi bulmaya çalışmış.
O yeşil balona giren kişi eğer yaşarsa onun doğru kişi olmadığı anlaşılır.
Ancak balona giren kişi boğulur ve zehirlenirse asıl kişi olduğu anlaşır.
Bu basit gözüksede oldukça zor bir yöntem.
Ve o kahraman doğru kişiyi bulduğunda o kişiye mucize vermiş.
Ancak o kişi mucizeyi kullanmadığı için lanetlendi.
O zamandan biridir Kara kedi tek başına görev alındı.
Şansım bu ya bende o zamanlara denk geldim marinette.
Uğurböceğinden neredeyse on yıldır haber alınamıyor.
Böyle giderse mucize her kimdeyse o kişinin yaşama ihtimali çok düşük.
Çünkü o kişi lanetlendi.
Ortaya çıkmadığı her süre onun hayatı için bir tehlike ve artık bardağın son damlasıda taşmış gibi görünüyor. "Yeşil balon.
On yıl.
Lanet ve hastalık.
Tüm parçalar kafamda bir bir birleşirken tüm kanımın çekildiğini hissediyordum.
Korkuyla bardağı sehpaya bırakırken Kara kedi bana baktı."Umarım anlatabilmişimdir. Sen iyisin değil mi?"
Ellerimin titremesini durdurmak için cebime koyduğumda hızlıca ayağa kalktım.
"E-evet biraz etkilendim sanırım gidip elimi yüzümü yıkasam i-iyi olacak."
Kara kedi endişeyle bakarken ona bakıp gülümsedim.
Hızlıca arkama dönerken gülümsemem sönerken balkonun kapısını kapatıp odama ilerledim.
Gerçeklerin bir kez daha yüzüme çarpması beni sarsarken elimi nereye koyacağımı şaşırdım.
Zamanım tükeniyordu.
Titreyen ellerime karşın kilitli olan çekmeceyi açtığımda ağlamaya başlamıştım bile.
Mektubu bir kenara itip kırmızı kutuyu elime alırken odanın havası bir an için değişmişti sanki.
Açtığım kapı hızla kapanırken olduğum yerde kalakaldım.
Kutuya bakarken artık bunun bir faydası olacağını zannetmiyordum.Hayır yapamazdım ben kahraman olamazdım.
Hızlıca kutuyu çekmeceye koyup kilitlediğimde elimi masaya koydum.
Başım dönüyordu ve nefes almam artık zorlanmıştı.
Gizli bir el sanki beni boğuyordu.
Banyoya doğru ilerlemeye çalışırken her adımda daha fazla nefessiz kalıyordum."Marinette nerdesin?"
Duyduğum ses ile irkilirken kapıyı zorlukla açtım.
Ancak daha fazla dayanamadım.
Gözlerim yavaşça kapanırken hatırladığım son şey kapının önüne sertçe düşüşümdü.*
"Endişe etmenize gerek yok sadece stres ve gerginlikten dolayı kısa süreli bir travma geçirmiş. Bir günlük hastanede kalması iyi olacaktır. Tahlilerin sonucundan sonra duruma bakılıp taburcu edilecektir."
"Peki teşekkürler."
"geçmiş olsun."
Duyduğum ses ile gözlerimi açmaya çalışsamda bunu başaramamıştım. Tüm vücudum taş kesilmişti resmen.
Parmağımı bile oynatmakta zorlanıyordum. Ancak duyabiliyordum.
Adım seslerini duyduğumda kimin geldiğini görmek için gözlerimi açmaya tekrar zorlamıştım.
Ama nafile hiç bir işe yaramamıştı.
Yaşadıklarım aklımdan silinmişti sanki nerede olduğumu bile bilmiyordum.
Belkide hastanedeydim veya kaçırılmıştım. Aklıma gelen ihtimaller içimi kemirirken bir el elimi kavradığında korku içimi kaplamıştı bile.
Daha sonrasında o el yüzüme değindiğinde istemsizce gözümden bir yaş akmıştı sanırım."Marinette neden ağlıyorsun? Lütfen gözlerini aç artık"
Bu ses..
Bu ses Kara kedinindi!
Bu içimdeki korkuyu biraz olsun azaltırken tekrardan gözlerimi açmaya çalıştım.
Olmuyordu yapamıyordum."Bak eğer gözlerini açamıyorsan parmağını oynatmaya çalış, hadi Marinette bir tepki ver lütfen."
Parmağımı oynatmak için çaba gösteriyordum ancak olmuyordu.
Bilincim yavaş yavaş kapanırken duyduğum son şey kapının kapanma sesiydi.*
Koca bir hafta.
Hastanede geçirdiğim kötü günlerin ardından evime sonunda dönebilmiştim.
Hastalığım ilerliyordu ve ven bunu durdurmak hiç bir şey yapmıyordum.
Mutlu olmak istiyordum.
Sağlığımı düşünmeyi çoktan bırakmışken artık Kara kedide bir sorunun olduğunun farkına varmıştı.
Kapı açıldığında gelen kişi Kara kediydi.
Elindeki tepsiyi endişeyle masaya koyup yanıma geldiğinde gözlerimi ona çevirdim.
Tüm enerjim çekilmişti sanki.
Kara kedi elini başıma koyduğunda gözleri büyüdü."Tanrım, yanıyorsun Marinette nasıl beni çağırmazsın!"
Hızlıca banyoya ilerlediğinde yavaşça elimi yanağıma koydum.
Hızlıca geri çekerken üstümdeki yorganı bir kenara attım.
Bedenim cayır cayır yanıyordu sanki.
Kara kedi elindeki kova ve bez ile yanıma geldiğinde tekrar olduğum yere uzadım.
Suya bezi batırım başıma koyarken hızlıca kalktım."Bu çok soğuk!"
"Ateşini düşürmek için bebeğim, şimdi tekrar yerine yat."
Söylediği küçük iltifat ile usulca tekrar yerime yattım.
Bezleri sırasıyla başıma koluma ve koltuk altıma koydu.
Ateş ölçeri ağzıma koyduğunda umutsuzca ateşin düşük çıkmasını bekliyordum."38.7 tanrım. Marinette eğer düşmezse hastaneye gideceğiz."
Sıkıntıyla oflarken Kara kedi yanıma oturdu.
Karnımın üzerindeki elimi kavrayıp gözlerime odaklandı."Son bir haftadır resmen çöktün Marinette. Ne oldu sana birden?"
Gözlerimi kaçırıp uyduracağım bir yalan bulmaya başladım.
"Sanırım grip oldum hava değişiklikleri bilirsin."
Kara kedi gözlerini devirip yüzünü yaklaştırdı.
"Yaz mevsimindeyiz Marinette bir aydır hiç bir şeyin yokken birden seni banyonun önünde baygın bir şekilde buldum. Bir haftadır hastanede gözlerini açman için bekledim. Doktorlara defalarca kez sorsam bile sadece travma deyip geçiştirdiler.
Bana gerçeği söyleyecek misin Marinette? "Elimi yavaşça kendime doğru çekerken gözlerimi gözlerine odakladım.
"Yakında öğreneceksin Kara kedi."
—✧
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Don't Love You〝Marichat〞
Romance⤳Beni seviyor musun? Hayır beni sevmiyorsun, Hiç bir zaman sevmedin. ﹛›Marinette Dupain-Cheng × Chat Noir › Halfh text/paragraph,,Drama,, Angst › RKIVEMS ﹜