| 3.4 |

1K 84 10
                                    

Elimdeki sopa ile masanın üzerine çıktığımda Kara kedi masum bakışları ile bana bakıyordu.
Eğer daha fazla durursa kafasını bu sopayı yiyeceğinden haberi yok sanırım?

"Daha ne bekliyorsun Kara kedi? Eğer o fareyi beş dakika içinde yok etmezsen kafana sopayı yersin!"

Gözlerini büyütüp sopasını eline aldı.

"Güçlerimi fare üzerinde kullanamam ki Marinette."

Bıkkınlıkla nefes alıp elimi başıma vurdum.

"O anlamda yok et demedip fareyi al ve dışarı at, evden at anlamında yok et dedim."

Aydınlanmış gibi kulakları havaya kaldığında elimdeki sopa ile farenin sakladığı koltuğu işaret ettim.

"Hadi."

Kara kedi rahat bir şekilde koltuğu kenara itip fareyi kuyruğundan tuttuğunda şaşkınlıkla ona baktım.
Nerdeyse yarım saattir kovaladığım fareyi sadece bir dakikada nasıl yakaldı?

"Bunu mu yakalayamadın cidden?"

Gözlerimi devirip sopayı yere attım.

"Sen ve kedi tecrübelerin olduğu için olabilir mi?"

Kara kedi elindeki fareyi kapının önüne koyduğunda fare kaçıp gitmişti çoktan.

" O fare eve girmeyi nasıl başardı?"

Mahçup bir hale bürünüp gözlerimi yere diktim.

"Imm, sanırım getirdiğim un çuvalları için kapıyı uzun bir süre açık bırakmıştım o sırada girmiş."

Çenemden tutup başımı kaldırdığında gülümsüyordu.

"Sorun değil, bugün neler yapacağımızı buldum."

İçimi saran küçük heyecan ile gülümsedim.

"Ne yapacağız?"

"Piknik!"

Olduğum yerde zıplarken elinden tuttum.

"Tamam, hadi malzemeleri hazırlayalım. Ben makaron yapacağım hatta yeni un almıştım kruvasan da yaparım ama yardım edersen."

"Sakin ol Rosa, elbette yardım edeceğim."

Öncelikle elimizi yıkadık. Ardından mutfağa yöneldiğimizde malzemeleri tezgaha çıkardım. Tarif defterini de koyduktan sonra çekmeceden önlükleri aldım.
Benim önlüğümü Kara kedi bağladıktan sonra ben de onun önlüğünü bağlamıştım.
Kara kedi meraklı gözleri ile bana bakarken tezgah ile meşguldüm.

"Hey, şef şapkası takmayacakmıyız?"

"Gerek yok diye düşündüm?"

Söylediğimi fazla aldırmamış çekmecedeki şapkayı alıp başına geçirmişti.
Bu tatlı görüntüyü ölümsüzlendirmek adına fotoğrafını çekmiştim.
Gülümseyerek telefonu cebime koyduğumda Kara kediye döndüm.
Şapkası ile cebelleşirken gülümsedi.

" Hadi başlayalım. Kedicik sen makaronların kremasını hazırla bende kruvasan için hamur hazırlayayım."

Şapkasını tamamen düzeltip usulca başını salladığında tarif defterinş uzattım.

"Burda yazılanlara göre hazırla anlamazsan bana söyle."

Yavaşça önüme geçtiğinde merakla onu izliyordum.
Elini arkaya uzattığında ne yapmaya çalıştığını anlamam uzun sürmedi. Ta ki başımdan aşağıya un döküldüğünde.
Sinirle Kara kediye baktığımda sinsice elindeki telefon ile fotoğraf çektiğini görünce daha fazla sinirlenip üstüne yürüdüm.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun kedi!"

"Un savaşı yaparız diye düşündüm Rosa."

"Ya öyle mi,"

Daha fazla yaklaşıp elimi tezgaha dayadım. Şaşkınlıka bana baktığında arkasındaki unu arıyordum. Ancak Kara kedi arsızca gülümsediğinde birazdan ki suratını düşünerek sakinleşiyordum.

"Şuan pozisyonlarımızın tam tersi olması gerekmez mi Marinette? "

Sonunda unu bulduğumda aklıma gelen sinsi bir fikir ile Kara kedi'nin yüzüne daha fazla yaklaştım.
Heyecan ve istek ile bana bakarken geriye bir kap unu kafasına boşalttım.

"Öyle mi dersin kedicik? "

Cebimden çıkardığım telefon ile fotoğrafını çekerken bir yandan kahkahalara boğulmuştum.
İkimizde biraz olsun sakinleşince elimizi yüzümüzü yıkadık.
Az öncekine kıyasla Kara kedi biraz daha ciddi bir şekilde işine döndüğünde bende işime odaklanabilmiştim.

Yarım saat sonra ikimizde işimizi tamamladığımızda fırınları çalıştırdım.
Kara kedi makaronu süslerken bense kruvasanları fırına koymuştum.

"Şimdi sepeti hazırlama vakti!"

Dolaba doğru ilerlerken Kara kediye seslendim.

"O zaman sen sepeti getir bende içecekleri hazırlayayım."

Kara kedi başını sallayıp mutfaktan çıktığında bende dolaptan su ve meyve suyu çıkarmıştım.
Kara kedi sepeti getirdiğinde geriye kalan tabak çatal ve bardaklarıda yerleştirdikten sonra odalarımıza girip üstümüzü değiştirmeye gitmiştik.
Yatağa oturup günlüğümün kapağını açtım.
Yüzüme yayılan küçük tebessüm ile yazmaya başladım.

Tekrardan Merhaba,
Buraya yazmayı hep unutuyorum.
Ama son bir aydır hayatım o kadar güzel geçiyordu ki oturup da yazma fırsatım olmadı.
Geçmişi tamamen silmedim ancak bu mutlu olmama engel değil.
Artık kendimi tüm dertlerimden arınmış daha mutlu ve huzurlu birisi olarak hissediyorum.
Gerçekten yıllarca beklememe değdi.
Bundan üç ay önce böylesine mutlu olacaksın deselerdi güler geçerdim.
Şimdi ise galerimde benim tarafımdan çekilmiş bir adet Kara kedi fotoğrafı var.
Bu çok mutluluk verici. Bunun için Alya'ya minnettarım sanırım?
Onun sayesinde Kara kedi evimde kalıyordu, onun sayesinde Kara kedi ile tanışmıştım.
Ancak o yok.
Nerelerde ne yapıyor bilmiyorum.
Onu deli gibi merak ediyordum.
Böylece gitmesi hâlâ kalbimi parçalıyordu.
Hayatımda herşey güzelken bir tek o eksikdi.
Bu o kadar kötüydü ki.
Kara kedi bana sevgisini veriyordu.
Bu o kadar belliydi ki.
Bundan gram şüphe duymuyorum.
Ona ve sevgisine tamamen bağlanmıştım.
Birisi tarafından böylesine sevilmek hemde bu kişi Kara kedi olunca o kadar huzurlu hissettiriyordu ki..
Buraya aslında daha fazla şeyler yazardım ancak Kara kedi ile piknik yapacağız, beni bekliyor.
Yani gitmem gerekiyor.
Tekrardan görüşmek üzere :).

—✧

I Don't Love You〝Marichat〞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin