25.02.2020
Nasıl başlasam, bilmiyorum.
Buraya yazmayalı bayağı oldu.
Ona bağımlı değilim. Onsuz yaşayamam da demiyorum. Sadece neden bunca zamandır onu sevdim bilmiyorum.
8 yıl olacak.
4 yılım belirsizlikle geçti.
Hatta bir dönem ondan ciddi anlamda vazgeçmiştim biliyor musun?
Ama başaramadım.
O dönem asla yüzüne bakmamaya çalıştım. Yüzleşmekten çok korkmuştum.
Tekrar aşık olabilirim diye çok korkmuştum.
Ama sonra, bir gün çıka gelip benimle dertleşti.
Bana umut verici sözler söyledi.
Sonra tekrar bağlandım.
Zaten hayatımın pek bir önemi kalmadı aldığım o haberden sonra.Onun beni seveceğine inanmıştım.
Ama bir gün, beni öylece ortada bırakıp başkasına gidince sadece gözyaşlarımla arkasından bakmak oldu.
Beni görmüyor.
Beni görmüyor.
Görmüyor.
Sırf beni fark edebilsin diye yapmadığım şey kalmadı ama gel gör ki saçma sapan anonimcilik oyunu ile kendimi fark ettirebildim!
Mektuplarımı 7 yıl sonra gönderebildim.
Bu cesareti her şey durgunlaştığı zaman bulabildim.Ama buna rağmen beni bilmiyor. Çıkarları için beni kullandığı zaman kendimi bir çöp gibi hissediyorum.
Lanet olsun,sırf onun yüzünden yine ağlayarak yazıyorum bu yazıyı.
Kendimi bir aciz gibi hissediyorum.
İşe yaramaz kalbim, dağınık bir aklım var.
Gözünün önünde olsam bile beni fark etmeyecek aptal birisine aşık oldum.
Neden?
Neden bana bu kadar acı çektirdin ki?
Neden o gün karşıma çıktın ki?
Neden tam senden vazgeçtiğimde lanet olası bir günde karşıma çıktın ki?
Hayatımda ki nedenler bitmezken belirsizliklerim gün geçtikçe artıyor.Göğsümü daraltan bu histen nefret ediyorum.
Kalbim sıkılaşıyor bazen nefes bile alamayacak hâle geliyorum.
Durduk yere ağlıyorum bazen.
Aslında tek isteğim gülebilmekti.
Oradan bakılınca dertli bir insan gibi gözüküyorum. Biliyorum benden daha kötü durumda olan insanlar var.
Ama düşün bir onca yıldır sevdiğin kişiden sadece bir beklenti bekliyorsun.
Vazgeçemiyorsun, zaten ömrüm kısayken, zamanında mutlu olmak istiyorum.
En son ne zaman doğru düzgün mutlu oldum hatırlamıyorum.Kahretsin!
Mutluluğun bile ona bağlı!
Bu çok kötü bir şey.
Birisine bağımlı olmaktan nefret ederdim ben, şimdi ne olduda bu hâle gelebildim ben?
Neden ağlıyorum neden?
Her zaman ki gibi yine sorularıma cevap bulamıyorum.
Her çıktığım yol kapalı.
Bu çok acı verici.Her insan gibi bende kendimi müziklerde buluyorum bazen.
Çünkü müzikler duygularınızı dile getiriyor.
Öyle ki bir müzik dinlerken hem mutlu oluyorsunuz hemde üzülüp ağlayabiliyorsunuz.
İşte o benim müziğimdi.
Önceden onu görünce çok mutlu oluyordum.
Hatta yerimde bile duramıyordum.
Ama şimdi onu her görmemde kaçıyorum. Üzülüyorum.Artık o beni mutlu etmiyor.
Sadece gözyaşlarıma sebep oluyor.
Onun yüzünden saatlerce ağladığımı asla bilmeyecek.
Onu sevdiğimi asla bilmeyecek.
O beni sadece Rosasia olarak bilecek.
Ama o Marinette'i bilmeyecek.
Eğer ondan şimdi vazgeçersem her iki taraf içinde iyi olacak.
Ama biliyorum ki o yine çıka gelecek ve ben ona hayır diyemeyeceğim.
Kendimden nefret ediyorum. "Derince nefes alıp geriye yaslandım.
Günlüğü kilitleyip yanıma koydum
Uzun zamandır içimde biriken şeyleri kağıda dökmüyordum. Bu bir nebze iyi gelmişti.
Paris'te bir gece yarısıydı.
Eiffel kulesinden gökyüzüne bakıyordum.
Ne zaman duygularım bir birine girse elime günlüğümü alır Eiffel kulesine giderdim.
Bu hep rahatlatıcı olmuştu.
Hava soğuktu.
Hafif esen rüzgar ile bedenimi saran titreme ile kollarımı bedenime sardım.
Bir nevi ısınmaya çalışıyordum.
Dizlerimi kendime çektiğim de bu sefer Paris'in manzarasına bakıyordum.Bir şal bedenimi sardığımda şaşkınlıkla etrafa bakındım.
Kalp atışlarım tekrardan hızlandığında o çoktan yanıma oturmuştu." Demek sende benim gibi işler çıkmaza sarınca buraya geliyorsun."
Üzerimde ki şaşkınlığı bir kenara bırakıp başımı salladım.
Uzun süre sessiz kalmıştık.
İkimizde gökyüzündeki yıldızlara odaklanmıştık.
Ara sıra ona bakıyordum.
Ve bazen göz göze geliyorduk.
Bir şey söylemek istiyordu sanki.
Ama bana söylemekten çekiniyordu.
Daha fazla duramazdım.
Ona umut veremezdim.
Kendi dertleri ile başa çıkıp güçlü olmayı öğrenmeliydi."Ben gidiyorum Kara kedi, iyi geceler."
Oturduğum yerden tam ayaklandığım sırada bileğimden tutup kendisine çekti.
Şaşkınlıkla bedenim buz kesilmişti adeta.
Bana sarılıyordu.
Bana sarılıyordu.
Ve ağlıyordu."Bir şey deme sadece sarıl."
Bunca zamandır tuttuğum gözyaşlarım teker teker akarken sessizce ona daha da sıkı sarıldım.
Buna cidden ihtiyacım vardı.
Kokusunu içime çekip gülümsedim.
Bulamadığım huzuru burada bulmuştum.—✧
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Don't Love You〝Marichat〞
Romance⤳Beni seviyor musun? Hayır beni sevmiyorsun, Hiç bir zaman sevmedin. ﹛›Marinette Dupain-Cheng × Chat Noir › Halfh text/paragraph,,Drama,, Angst › RKIVEMS ﹜