Judy'denOlanlar şaşırtıcı şekilde aklımdan çıkmıştı. Shaw'nın sayesinde. Arabada konuştuklarımız bizim için belki de bir ders olacaktı. Onu bilmem ama benim düşüncelerimde büyük bir değişiklik olmuştu. Shawn her ne kadar kendini kötü insan zannetse de aslında bu tam tersiydi. Bana söyledikleri için o kadar pişmandı ki. Kendime onu süründüreceğim diye verdiğim sözümü bile aklımdan çıkarıp çöpe attım. B-ben ona kıyamam ki... O benim için bu kadar telaşlanırken nasıl ondan intikam alacağımı ve ya her hangi bir şeyi düşüne bilirdim ki? Bayıldığımdan sonra beni arabasıyla hemen hastaneye götürmesi benim için anlamlıydı. Tamam bunu her kes yapardı ama onun yapması benim için tamamen ayrıydı. Beni değerli hissettirmişti. Uyandığımda nasıl da titrediğini görmüştüm ben. Küçük çocuk gibi karşımda ağlaması her ne kadar canımı acıtsa da bir karara varmıştım. Onu o karanlığından çekip çıkaracaktım. Çünkü içinde, bağladığı o kabuğun altında yardım için elini uzatıp bekleyen bir çocuk vardı. Ve ben o çocuğa yardım edecektim. O kabuğu birlikte kırıp oradan o çucuğu çıkaracaktık. Kendime bununla ilgili cesaretimin olup olmadığını sormuştum. Ve bugün olanlar bana bunun cevabını vermişti. Evet az kala o orospu çocuğu yüzünden tecavüze uğrayacaktım ama bu nedense bana hiçte kötü bir sorun gibi gelmedi. Aksine beni daha da güçlendirdi. Çünkü ben hemen pes edip intihar eden ve ya etraftan kendini soğutlayıp kendi kabuğuna çekilen kızlardan değildim. Ben başıma gelenlerden güç alıp ayaklarımı yere daha sağlam basan kızlardandım. Çünkü çocukluğumdan beri bu böyle...
Doğduğumdan beri babamı hiç görmedim. Her ne kadar bu kalbimde boş bir yer bıraksa da ben o yeri kendimce doldurmuştum-ya da doldurduğumu zannediyordum. Annemse 11 yaşına kadar bakmış beni dedeme teslim edip gitmişti. Ona kadar bana iyi bakıyordu. Maddi durumumuz da çok iyiydi çünkü annem doktordu. Benden soğumuş olmalı ki beni bırakıp gitti. Öldüğünü, şimdiye kadar ne yaptığını bile bilmiyorum. Acaba bir kez bile olsun onun aklına geldim mi? Bir kez olsun kızım nasıl, ne yapıyor, acaba mutlu mu diye düşündü mü? Ah, kimin umrumdayım ki ben. Ben bir tek dedemin umrundaydım. Bana hem anne hem de baba şefkatini vermişti. O da doktordu. Maddi durumumuz iyiydi yani-Allahtan hem annesiz, hem babasız, hem de maddi durumu kötü olup sürünenlerden değilim. O da öldükten sonra bana birikmiş para bırakmıştı. Onunla da zaten araba almıştım.
Şimdiyse o dedemin bile dolduramadığı boşluğu 3 gündür tandığım biri dolduruyordu. Bunu yaptığının farkında mıydı değil miydi bilmiyorum ama kalbimde değişikliklere sebep oluyordu. Çünkü az önce bana yeniden değerli hissettirmişti.
"Bu güzel bayan geçen sefer anlattığın bayan mı?"
Kulağımda sadece bu cümle dolaşıyordu. Belki de başka kadı-
"Judy'di değil mi evlat?" siktir. Ben mişim. Şimdi burada dans edebilirdim. Çünkü Shawn kafeye girince bana değer verdiği kişinin olduğunu söylemişti burasının. Ve lanet olsun ki değer verdiği kişiye benden bahsetmişti. Yani, bendim değil mi? Etrafta başka Judy olası değil ki?
"Ihm... Şey... Evet... Y-yani-"
"Merhaba Henry. Evet Judy benim. Hani Shawn'ın bahsettiği." elimi uzatıp bekledim. Yanımdaki o koca bedene yan bir bakış attım. Elinin biri saçında donup kalmış şekilde-bir de gözleri olabilidiğince açılmış şekilde bana bakıyordu. Ağzı da hafifce aralanmıştı ve soğuktan pembeleşmiş dudakları çok şey görünüyordu... Şey... Çok hoş ve kahretsin ki öpülesi!
"Seni tanıdığıma çok sevindim kızım." elimi sıktıktan sonra sıcak gülümseme gönderdi Henry. Çok iyi birine benziyordu. Genelde insanları ilk izlenimine göre değerlendiririm. Ve bu amca ilk izleniminde tam puan aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Crazy | Shawn Mendes
Fanfiction"Sen deli misin be adam?" "Evet, sen deli ettin beni!"