"Off Judy, hadi bitirsene bunu?"
"Yaa tamam!" hava soğuk olduğundan dondurmayı yavaş yiyordum. Tabi bunun içinde biraz zaman geçmişti ve Shawn belli ki sürprizi için çok heyecanlıydı. Tamam ben de heyecanlıyım ama sürprizleri pek sevmediğim için biraz engel gibi oluyordu. Belki de en son dedemin doğum günümde sürpriz aldığım içindir? O da kaç yaşımdaydı ya? 15 mi 16 mı? Ya da 17 mi? Ben kaç yıldır sürpriz almıyorum... Gruptaki çocuklar doğum günlerimde tebrik dileklerini falan gönderirdiler ama birleşip benimçin doğum günü sürprizi yapmamışdılar. Bense onların her doğum günlerinde içten bir şekilde tebrik edip hediyyemi verirdim. Kimin umrundayım ki ben? Kim neden benim için sürpriz yapsın?
"Ne oldu? Neden suratın asıldı? Az önce söylediğim için mi?" sonunda doyduğumu farkedip kaşığı bıraktım ve ayağa kalktım. Shawn da ayağa kalkıp yanıma geldi ve elimi elinin içine alıp bekledi. "Bir şeyim yok, merak etme." yüzümü zorlayıp tebessüm ettim. Sandalyeye bıraktığım Shawn'ın ceketini alıp ona uzattığımda kendi giyinecek diye düşündüm ama elimden alıp benim omuzlarıma bıraktı. Gülümseyip kısa teşekkürümü bildirdim ve kapıya vardık. Arkamızdan Henry seslenince durup arkamıza döndük.
"Judy, seni yine beklerim." gülüp onayladım. Selamlaştıktan sonra ikimizde çıkıp Shawn'ın arabasına yöneldik. Benim için kapıyı açtığında teşekkür amacıyla gülümseyip yerime geçtim. O da sürücü koltuğuna yerleştikten sonra bana bir bakış atıp gözlerini yola çevirdi ve normal hızla arabayı kullandı. Burası şehir dışına yakın bir yer olduğu için gideceğimiz yerin uzun süreceğini düşündüm. Başımı cama yaslayıp her saniye arkamızda bıraktığımız düzülmüş ağaçlara baktım. Üzerimde duran Shawn'ın ceketine sinen o kokusu beni mayıştırıyordu. Gözlerimi kapayıp düşüncelere daldım.
İlk önce son bir haftada yaşadıklarımı düşündüm; o kadar zahmetimin karşılığını alıp yarışmayı kazanmam ve kutlamak için bara gitmeyimiz, orada Shawn'la bakışmamız-tabi o zaman onu tanımıyordum bile, barın çıkışında Benjamin'in söyledikleri ve yaptıkları, evimin önünden kaçırılmam, Shawn'la ve çocuklarla tanışmam, bombayı düzeltmemi kabul etmem, sonra kalbimin Shawn tarafından kırılması, eve döndüğüm günün sabahsı az kala tecavüze uğramam ve Shawn tarafından kurtarılmam. Bu kadar olayın bir haftada nasıl olduğunu hala anlamış değilim. Bunlar benim için çok zordu. Her ne kadar her şeye dayansam da bana fazla gelmişti tüm bu olanlar. Dışdan her kese her şeyin iyi olduğunu, iyi olduğumu söyleyip gösteriyorum ama ruhen tam aksi. Ruhen bir enkazdan farkım yok. Artık ne yapmam gerektiğini daha önemlisi ne düşünmem gerektiğini bilmiyorum. Çünkü ne düşünsem tüm fikirlerimin sonu hep yanımda tüm dikkatini yola odaklamış olan insanda bitiyor. Ona karşı olan hislerimi kesinleştiremiyorum. Ona bağlandım. Bana... iyi geliyor. Ama onu tam olarak bilmemem içimde bazı dürtülerin yaranmasına sebep oluyor. Bana hayatını kısa ve net olarak özet geçti ama bunun arasında anlatmadığı eksiklerin olduğuna eminim. Onu böyle düşündüren neyin olduğunu bilmek istiyorum. Tamam, kadınlara ve çocuklara olan zorbalıklar için kendi canını tehlikeye atması iyi bir şey ama yardım etmek için seçtiği yol çok yanlış. Bu zorbalıkların karşısının alınmasının diğer yolları varken neden bu yolu seçti ki? Mesela, bir polis olabilirdi ve devletin verdiği tüm haklarla buna karşı çıkabilirdi ve ya polis olmak istemiyorsa elini kana bulamayarak polislerle birlikte iş yapıp onları tutuklata bilirdi. Neden? Ve en önemlisi onu böyle düşünmeye iten şey ne? Acaba çocukluğunda bir şey mi yaşadı? Başına kötü bir şey mi geldi? Ve ya kendisinin değil ailesinden birine mi? Bu olanık daha yüksekti. Kız kardeşi olduğunu az önce öğrenmiştim. Onun mu başına bir şey geldi ki bunları yapıyor?
Gittikce artan cevapsız soruları aklımın bir köşesine sonra cevabını bulmak niyetiyle yazdım. Gerçi onca sorunun cevabını nasıl bulacağımı da bilmiyorum ama-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Crazy | Shawn Mendes
Fanfiction"Sen deli misin be adam?" "Evet, sen deli ettin beni!"