"Judy biraz sakin olurmusun endişeleniyorum. Hem o elindekiler ne öyle?" sormasıyla elimdekileri farkedip yere bıraktım. Arkamdan kapıyı kilitleyip ona döndüm.
"Kapıyı neden kilitliyorsun? Eğer bir şey yapmak istiyorsan açıkca diyebilirsin anlarım." göz kırptı. Aklından geçenleri okumak yüzündeki sırıtış olmadan da kolaydır.
"Siktir git Shawn. Başka şey için." derin nefes alıp ayak ucuna oturdum. O da inleyerek kalkıp sırtını yatak başlığına dayadı.
"Bilmiyorum inanacak mısın inanmayacak mısın ama az önce bir şeyler duydum." nasıl söyleyeyim şimdi ben? Ya söyledikten sonra adamı öldürürlerse. Tamam hayin mayin ama benim yüzümden bir insanın ölmesini istemem.
"Judy anlatacak mısın?" girdiğim transtan çıkıp kafamı oynattım.
"E şey. Mutfağa gidince bir şeyler duydum. Hani şu daha adını bilmediğim çocuk var ya."
"Hangi çocuk?"
"Bilmiyorum adı ne. Yeni geldi mi ne."
"Ha sen Ethan'ı diyorsun."
"Galiba yani ismini bilmiyorum. Neyse. Az önce mutfağa giderken içeriden sesler geldi. Biriyle konuşuyordu. Ben de istemeden kulak misafiri oldum." ilgisini sonunda çekebildiğim için kendimle gurur duydum. İleriye gelip "Ee sonra?"
"Sonrası şey. Biriyle konuşuyordu telefonda. Ona bazı sinirleneceğin şeyler dedi."
"Judy sabrımı taşırıyorsun. Söyle artık. Ne konuştu?" diye tükürürcesine konuştu. Tamam tükürmedi de...
"Judy!" diye anlık bağırmasıyla yerimde sıçradım.
"Adama bu gün iyi iş çıkardıklarını, ahmaklar-yani sizin-bir şey anlamadığınızı söyledi. Sonraysa biraz daha malumat aldıktan sonra geri döneceğini söyledi. En sonda da benim hakkımda daha doğrusu bombayı dedi. Bombaya bakmış ve karşıdaki adama kız iyi iş çıkarmış fotoğrafını çekip yollarım dedi. Kapattıktan sonra ben de hemen eşyaları alıp buraya geldim. Yani kısaca aranıza hayin sokmuşlar."
"Oh be rahatladım." ne zormuş her şeyi tek nefeste söylemek.
Birden gelen kırık sesiyle yerimde daha da sıçradım. Shawn duvara çekmecedeki bardağı fırlatmıştı. Şişe parçaları etrafa saçılınca bana gelip batmadıkları için şükrettim. Ben ne diyorum ya burda daha önemli konu var. Batsa nolur batmasa nolur...
"Judy emin misin?" sesi çok sinirli çıkmıştı.
"Eminim. İstersen yokla." sinirle soluyup ayağa kalkmaya yeltendi. Ellerimi göğsüne bastırıp yeniden arkaya yasladım. Dokunuşumla kaskatı kesilmiş vücudu anında gevşedi. Onun üzerinde böyle bir etkiye sahip miyim?
"Dur ne yapıyorsun. Ayağa kalkamazsın dikişlerin açılır." diye açıklamada bulundum. Bedeni gevşese de hala sinirliydi.
"Siktir et dikişleri. Bundan daha önemli konu var."
"Böyle sinirle hiç bir şey yapamazsın. Yarını bekle. Sonra onu bir ara sıkıştırıp ağzını yoklarsın. Belli ki bu gün size saldıranlar çalıştığı adamlarmış. Hem belliydi neden az yarası olduğu." kafasıyla onaylayıp yerine geri oturdu. Ben de ellerimi geri çekip kucağıma koydum.
"Sen dedektiv falan mısın haberimiz yok? " alaycılığına karşı güldüm.
"Çocukluğumda isterdim ama nasip değilmiş." omuz silkip derin nefes aldım.
"Yarın onun kellesini almasam bana da Shawn demesinler." kocaman açılmış gözlerle yüzüne baktım. Çok ciddi görünüyordu.
"Gerçekten öldürecek misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Crazy | Shawn Mendes
Fanfiction"Sen deli misin be adam?" "Evet, sen deli ettin beni!"