Anahtarı kontağa takıp gaza yüklendim ve hızla evin önünden ayrıldım. Umarım düşündüğümü yapıp beni takip etmez. Saate baktığımda daha vaktimin olduğunu gördüm ve bu yüzden az kala aşacağım hız sınırını azalttım. Bir de bu durumda ceza alamam.
Sonunda istediğim yere-daha doğrusu onun istediği yere-varınca arabayı yavaşlatıp motoru söndürdüm ve içinde bekledim. Yolda gelirken hiç bir şey hissetmiyordum ama şimdi etrafa bakınca tüm bedenimi saran korku ve heyecanla titriyorum. En nefret ettiğim şeydi bu. Korkmak. Bana göre bir kadın karşısında kim olursa olsun korkmamalı, eğer içinde bunu bulundurursa da bunu karşısındakine belli etmemeli. Ama şimdi bakıyorumda kanımda korku ve üstüne üstlük akan gerginlik yüzünden fikrim altüst olmuş şekilde. Yapacağım tek şey onun karşısında dik durmam ve ona bir şey belli etmemem. Eğer bir şeyi çakarsa işte o zaman biterim. Bunun için sıkı çalışmış ve kendimi her şeye hazırlamıştım. Derin nefes alıp camdan dışarı baktım. Bir çok yaşayış evi olsa da birbirinden uzakta yerleşiyorlardı ve en önemlisi içlerinde birinin olup olmadığı soru işaretiydi. Anlayacağınız ıssız yerdi. Nerden bulmuş böyle yeri aklım almıyor.
Kontaktan anahtarı çıkarıp yanda duran telefonumu cebime attım ve dışarı çıkıp kapıları kilitledim. Alışkanlık olduğu için kilitlendiğini yokladım ve adresde yazılan evin numarasını aramaya başladım. Burası büyük vites olduğu için bir kaç ev vardı ve dediğim gibi hepsi birbirinden uzaktı. Yolun diğer tarafında duran Mustang Mach1 1973 markalı arabasını görünce önünde durduğu eve baktım. 6 numaralı ev. Adresde yazdığı gibi. Etrafa bakınıp eve doğru adımlamaya başladım. Arabasının yanından geçince vuran ısıyla onun da yeni geldiğini anladım ve oyalanmamak için kapının önündeki bir kaç basamağı kalkıp zile ulaştım. Tanrım, gittikce artan heyecan yüzünden zile basmak için kaldırdığım elim tir tir esiyordu. Zile basarken içimden buradan sağ salim çıkmak ve güvenli kolların arasına girip huzurlu hissetmek için dua ediyordum. İstediğim o güvenli kolların sahibi bunları yaptığımı bilse canımı okur o da ayrı mesele ama ona her şeyi anlatınca beni anlayacağına da eminim. Gelen ayak sesleriyle bir iki adım gerileyip kapının açılmasını bekledim. Anahtar sesinden sonra kapı yavaşca açıldı ve ardından yüzündeki gülümsemeyle görüş alanıma girdi. Geçmem için kapıyı biraz daha aralayıp geri çekildi. Beklemeden yanından geçtim ve geniş kolidorda kapıyı kapatıp önüme geçmesini bekledim. Arkasından ilerleyip salona girdiğimde yüzüme vuran sigara ve içki kokusuyla yüzümü buruşturdum.
"Otursana." gösterdiği yere oturup haraketlerini izledim. Dışarıdan nasıl göründüğümü bilmiyorum ama içten saran heyecanla beden ısım gittikce artıyordu. Yavaş haraketlerle ceketimi çıkarırken o da karşı koltuğa kendini attı. "Bir şey ister misin?" ceketi yanıma düzenlice koyduktan sonra gözlerine baktım.
"Hayır, teşekkürler." sesimi büyük çaba sarf ederek yumuşak çıkardım. Şu an tek isteyeceğim şey onu ses tonumla kendimden uzaklaştırmak.
"Seni özlemişim." diyip bedenimi süzmeye başladı. Üzerime geçirdiğim dar siyah kot pantalonum ve beyaz v yaka tişörtümle her ne kadar rahat hissetsem de bakışları bedenimi kasmama sebep olmuştu. "Bu kadar basit şeylerle nasıl güzel görünüyorsun anlam veremiyorum. Zor olmuyor mu?" sahteden gülümsedim.
"Bilmem." dedim gülerek. Sahteden. Bakışlarını pencereden dışarı çevirdiğinde ben de baktığı yere baktım. Onun siyah Mustang'ı ve arkadan beliren benim Camaro'mdan başka hiç bir şey görmeyince rahatlıkla nefesimi dışarı verdim.
"Hatırlıyor musun yarışları? Hep sen kazanırdın." kafamı salladım.
"Yarışları çok severim. Arabalar hep ilgi alanım olmuşdur." zamanı biraz uzatmak için biraz daha konuşmak isteyince kendisi başladı konuşmaya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Crazy | Shawn Mendes
Fanfiction"Sen deli misin be adam?" "Evet, sen deli ettin beni!"