1.6-Brianna

74 13 1
                                    

Odama girdiğimde ilk işim üzerimdekileri çıkarmak oldu. Hepsini kirli sepetine attıktan sonra duşa kabinine girib suyu ayarladım. İstediğim ısıya gelince kendimi suyun altına atıp gözlerimi yumdum. Aklımdaki düşüncelerimin de suyla beraber akıp gitmesini istiyordum. Ama bir türlü olmuyordu. Gözlerimi sıkıca kapattım. Gözümün önüne yalvarışlarım, ona karşı gelmelerim geldi. Onun gibi bir piçe nasıl karşı gelemem ben? Nasıl kendimi koruyamam?

Bir an aklıma boynuma koyduğu öpücükleri gelince elime kiseyi alıp derimi yırtarcasına sürttüm. Onun tek bir dokunuşunu bile üzerimde kalmasını istemiyordum. Kiseyi boynumdan çektikten sonra dokunduğu her yeri kiseledim. O kadar sıkı yapıyordum ki bedenim kıpkırmızı olmuştu. Sonunda kolum ağrıyınca sabunu alıp rahatlayayım diye bedenimi güzelce köpürttüm. Her ne kadar bedenim temiz olsa da ruhumu çirkli hissediyordum. Ben daha tam tecavüze uğramadım. Peki tecavüze tam anlamıyla uğrayan kadınlar ne düşünüyor? Kendilerini nasıl hissediyorlar?

Kesinlikle benden daha kötü!

Suyun altında boş boş kalmanın anlamının olmadığını farkedince suyu kapattım ve kabinden çıkıp kenarda duran havluyu elime aldım ve bedenime sarıp iyice kurulandım. Diğer havluyu da saçım için kafama doladıktan sonra kapıyı açıp banyodan çıktım. Gardirobumun önüne geçip ne giyeceğimi düşündüm. Elime ilk gelen şeyleri-siyah dar kotumu, beyaz kazağımı ve iç çamaşırlarımı çıkardım. Havluyu açıp kenara bıraktım ve seçtiklerimi giydim. Saçımı da makineyle iyice kuruttuktan sonra sırt çantamı alıp içine gerekli olan şeyleri koydum. Şarj aletimi, ipadımı ve bazı ihtiyacımı giderecek şeyleri koyduktan sonra deri ceketimi elime aldım. Saatimi de taktıktan sonra parfümümü elime alıp bir kaç kez sıktım. Çantamı ve anahtarları-evin ve arabamın-alıp çıktım. Merdivenlerden aşağı inip salona girdim. "Ha geldi." kaşlarım havalandı.

"Ne konuşuyordunuz?"

"Senden." diyip güldü Shawn. "Biraz konuşabilir miyiz?" onaylayıp arkamdan gelmesi için kafamı oynattım. Sırt çantamı ve ceketimi kanepeye bıraktıktan sonra mutfağa gelip onu da bekledim. Karşıma geçip durdu.

"Ne konuşacaktın?"

"Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama artık burada kalamazsın Judy." kaşlarımı çattım.

"Nasıl yani kalamam? Burası evim Shawn. Ne dediğinin farkında mısın?"

"Evet farkındayım. O piç yakalanıncaya kadar benimle kalacaksın."

"Sha-"

"İtiraz istemiyorum. Hem bombayı unuttun mu? Hem senin için daha iyi olur. Bomba için buraya gelip gitmene gerek kalmayacak. " Pes edip omuzlarımı düşürdüm. Aslında bir taraftan benim için iyiydi. Benjamin köpeğinin sağı solu belli olmadığından evde kalmak istemiyordum.

"Tamam. Ama iş bittiğinde evime döneceğim." zafer edasıyla gülümsedi.

"Hadi o zaman gidelim."

"Bir dakika!" gidecekken kolundan tutup durmasını sağladım. "Bri'ye ne diyeceğim. Hem onu evde yalnız bırakamam. Ya gelip ona bir şey yaparsa?" eğer o köpek can arkadaşıma bir şey yaparsa işte o zaman kendimi affetmem. Onu bu evde yalnız bırakıp gitmem ne kadar doğru olabilir?

"Onun için endişelenme. Cameron'u koruması için buraya koyarım." yalnız olmayacağı için içim rahatlasa da ne diyerek evden ayrılacağımı hala kestiremiyorum. "Diğer kısımsa senin üzerine düşüyor. Arkadaş senin." bilmiş edayla konuşması gıcıklandırsa da haklı. Kolunu bırakıp mutfaktan çıktım. Arkamdan "Arabada bekliyorum." demesini duysam da adımlarımı hızlandırıp salona girdim. Televizyonun karşısında oturmuş çizgi filmi izleyen arkadaşımın yanına geçip oturdum. "Bri, benim gitmem gerek." sesi kısıp bana döndü.

Crazy | Shawn MendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin