"Şimdi. Ya o bombayı hazırlarsın ve biz de seni bırakırız ya da hazırlamazsın ömrünün sonuna kadar burada kalırsın." hani dedim ya sıçtım. Evet sıçtım. Şimdi de sıvayacağım.
"Anlaştık mı?" elini uzattı. Her ne kadar istemesem de elini sıktım.
"Anlaştık." dudağının kenarları kıvrılınca hemen elimi çektim.
"Ama nerden bileyim ki beni gerçekten bırakacağınızı? "
"Biz sözümüzün üzerinde durarız. Sen merak etme." gözlerimi devirdim.
"Peki, benim bazı şeylere ihtiyacım olacak." arkasına dönüp çekmeceden bir kutu çıkardı.
"Burada senin için yararlı şeyler var." uzattığı kutuyu alıp kanepeye oturdum. Masanın üzerine koyup açtım. İçinde çoklu sayda kablolar, aletler, demirler hepsi vardı.
"Bir de bilgisayar." kafasıyla onayladıktan sonra çocuklardan birine işaret etti. Çok geçmeden mavi gözlü çocuk karşıma bilgisayarı da koydu.
"Ne zamana hazır olur?"
"Bilmiyorum. İlk önce nasıl yapıldığına bakmalıyım. Bir şeyin yanlış gitmesini istemiyorum. Sonra da işe koyulacağım." bilgisayarı açıp internete girdim.
"Ne kadar çabuk olursa o kadar iyi bizim için."
"Benim için de. İnan bana sizinle kalmaya tahammül edemiyorum." ellerimi klaviş üzerinde gezdirip bomba hazırlanmasını yazdım. Bir çok videolar çıktığından hangisine gireceğimi bilmedim.
"Size nasıl bir bomba lazım?"
"Yani büyük bir araziyi göye uçuracak kapasiteye sahip bir bomba." diye lafa daldı biri. Gözlerinin içine baktığım da maskelilerden biri olduğunu anladım. Hatta silahla bana vuran olduğunu bile söyleye bilirim.
"Sana sormadım. Sen git bir kızla nasıl davranman gerek onu öğren."
"Ne yaptım ya ben?"
"Ne mi yaptın? Silahla arkadan vurdun."
"Tamam artık. Hadi sana odayı göstereyim nerede çalışacaksın." son kez bana vuran çocuğa nefretle bakıp yerimden kalktım. Bilgisayarı ve kutuyu kucağıma alıp takip ettim.
Merdivenlerle yukarı çıkıp uzun kolidorda ilerledik. Sonunda bir odanın karşısında durduktan sonra kapıyı açıp içeri girdi. Ben de arkasından girip odayı inceledim. Yatağı falan yoktu. Ortada büyük bir masa, kenarlarında lambalar ve çekmeceler vardı.
"Burada çalışacaksın. Uykun gelirse uyandığın odaya gidersin. Orası senin." kafamla onaylayıp masaya ilerledim. Elimdekileri üzerine koyup sandalyeyi çektim.
"Kaçmaya falan çalışma." gözlerimi devirip arkama döndüm.
"Ben bir anlaşma yaptıysam o anlaşmayı bozmam. Kaçmam ben merak etme."
"İyi. Hatta çok güzel." ellerini ceplerine sokup yanıma geldi. Sandalyeyi çekip oturdu.
"Sana öyle vurduğu için özür dilerim. Sana zarar vermeden getirmelerini söylemiştim ama yapmışlar bir şeyler." kaşlarım istemsiz olarak çatıldı. Ne yani bana öyle davrandıkları için üzgün müydü? Hadi canım çete başçısısın sen. Bir kıza göre üzgün mü olucaksın? Belki de bir oyundur? Neyse aman özür diledi ya yeter bana.
"Bir şey sorabilir miyim?"
"Tabi." bilgisayarı kenara çekip tüm bedenimle ona döndüm. "Neden ben? Yani bir spesialist bombacıdan da isteyebilirdiniz."
"Bir kaç hafta öncesinde yapılmış operasyon yüzünden şehirdeki tüm bombacılar polislerin nezareti altında. Onlardan isteyip kendimizi tehlikeye atamayız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Crazy | Shawn Mendes
Fanfiction"Sen deli misin be adam?" "Evet, sen deli ettin beni!"